Safer ayı geldi, anlamı nedir?

Safer ayı bela ve musibet ayı mıdır? Hadis-i şerifler ve alimler bu konu hakkında neler söylüyor?

Hicrî ayların ikincisi olan safer ayının ilk günlerindeyiz. Halk arasında bu ayın bela ve musibet ayı olduğuna dair görüşler ve namaz, dua tavsiyeleri dilden dile dolaşıyor. Peki merhameti sonsuz Cenab-ı Allah’ın kulları için bir ‘bela ayı’ yaratması söz konusu olabilir mi?

İslam dininde bazı ay ve günlerin daha mukaddes sayıldığı bilinen bir gerçek. Bu dönemlere özel farz kılınan ya da nafile ibadetlerle o günlerin bereketinden daha fazla yararlanmak mümkün. ‘On bir ayın sultanı’ diye adlandırdığımız Ramazan ayı, kandil geceleri veyahut ‘Müslümanların bayramı’ dediğimiz cuma günü… Böyle günlerde ibadetlerimize daha fazla özen gösterir, hal ve hareketlerimizde daha dikkatli oluruz.

Ancak bunların dışında bir ay var ki diğer gün ve ayların tam aksine halk arasında ‘gökten belaların yağmur gibi yağdığı ay’ olarak tasvir edilir. Bu aya özel namaz ve dualar dilden dile dolaşır. Belalardan korunmak için daha fazla sadaka verilmesi tavsiye edilir. Hicrî takvimin ikinci ayı olan ve şu sıralar ilk günlerini yaşadığımız safer ayını bu şekilde nitelendirmek ne kadar doğrudur? Kullarının kurtuluşu için ekstra sevap kazandıran gün ve aylar yaratan Cenab-ı Allah’ın onların üzerine kat kat bela yağdıran bir ay yaratması söz konusu olabilir mi?

CAHİLİYE DÖNEMİNDEN KALMA

Safer ayına ithaf edilen bu etiketin kaynağı cahiliye devri Araplarına dayanıyor. Rivayetlere göre bu ayda yaşanan çeşitli sıkıntılar yüzünden Araplar safer ayını uğursuz olarak görmeye başlar. Ancak İslamî döneme geçildiğinde bu yanlış algıyı düzeltmek için safer ayına ‘saferü’l-hayr’ ya da saferü’l-muzaffer’ denilmeye başlanır. İlahiyatçı yazar Ahmed Şahin, bir yazısında safer ayını bela ve musibet ayı olarak anmanın caiz olmadığından bahsediyor: 
“İslam’da bir tefe’ül anlayışı vardır, bir de teşe’üm yorumu söz konusudur. Tefe’ül, herhangi bir gün ve vakitten, olay ve görüntüden iyi manalar çıkarmak, teşe’üm ise kötülük ve uğursuzluk yorumları yapmaktır ve teşe’üm caiz görülmemiştir. Bu sebeple safer ayını bela ve musibet ayı olarak yorumlamak bir teşe’ümdür. Teşe’üm ise caiz değildir.”

GÖKTEN BELA DEĞİL RAHMET İNER

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevhit Ayengin, böyle bir anlayışın İslam diniyle bağdaşmadığını söylüyor:
“Gökten bela inmez, rahmet iner. Bela yağdıran bir Allah anlayışı İslam’ın değerleri ile taban tabana zıttır. Rahman ve Rahim olan bir Allah’a bu tür şeyleri atfetmek tamamen yanlıştır. Safer ayını uğursuz olarak niteleme cahiliye devri uygulamasıdır. Ondan şiddetle uzak durmak gerekir. Safer ayının bela ve musibet ayı olması için bu konuda dikkate alınabilecek sahih delillerin yani ayet ve hadislerin olması gerekir. Böyle bir şey yoktur, aksine mevcut uğursuzluk anlayışını düzelten, onu reddeden ifadeler vardır.” 

Peygamber Efendimiz’in (sas), bu ayda hastalanmasını safer ayının uğursuzluğuna delil gösteren anlayışa da şu yorumu yapıyor Ayengin: “Acaba sevgili Peygamberimiz (sas) belayı, uğursuzluğu hak edecek ne yapmıştı ki, böyle sözüm ona bir ayda -eğer safer, bela ayı ise- hastalandı. Başka aylarda hastalananlar hangi bela sebebiyle hastalanıyor. Böyle bir mantık olmaz. Her insan bu dünyaya belirli bir süreliğine gelir ve ömrü sona erince ahirete gider. Niye bugün de yarın değil sorularını cevaplamak imkânsızdır. Hz. Peygamber’in (SAS) safer ayında hastalandığı rivayet edilir. Ancak bunu, safer ayı yüzünden var olduğu şeklindeki bidat anlayışla ilişkilendirmek doğru değildir.”

Prof. Dr. Tevhit Ayengin, cahiliye devrinde safer ayında umre yapılmasının büyük günahlardan sayıldığını ve bu durumun Efendimiz’in (sas) hadislerine de yansıdığını anlatıyor: 
“Allah Resulü (sas) ‘Umre her zaman helaldir’ demek suretiyle cahiliye devrindeki bu yanlış anlayışı düzeltmiştir. Diğer bir hadiste ise şöyle buyurulmaktadır: ‘Eşyada uğursuzluk yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde de uğursuzluk yoktur.’ (Müslim, Selâm, 102)

ÖZEL DİLİMDE DEĞİL, HER ZAMAN NAMAZ VE DUA

Ayengin, bu aya özel atfedilen namaz ve dualara da itibar edilmemesinin altını çiziyor: 
“Safer namazı diye bir namaz yoktur. Bu güne özel bir dua yoktur. Müslüman, her zaman dua eder. Hayatının her anında duada bulunabilir. Bunda hiçbir sakınca yok. Ancak safer ayı duası şeklinde bir dua, bu ayın bela ve musibet ayı olduğunu peşinen kabul etmek anlamına gelir. Dolayısıyla bu aya özel dua şeklinde dolaşan dualara itibar etmemek gerekir.” 

Cahiliye devrinden günümüze kadar gelen safer ayında nikâh kıyılmaması, doğan çocuklardan hayır gelmemesi gibi inanışlar da var. Ayengin, bu durumun da İslamiyet ile ilgisi olmadığını söylüyor. 

ZAMAN

26 Kasım 2014 12:56
DİĞER HABERLER