Personel ve cihazların yetersiz olduğu devlet hastanelerinde hastalara, 3 ayı bulan sürelerle randevular veriliyor. Hastalar, özel hastanelere yönlendiriliyor. Sağlık hizmetinin, çare olmaktan ziyade hasta eden bir yerde durduğunu belirten SES yöneticisi Mahfuz Karaaslan, Türkiye’de sağlık sisteminin çürüdüğünü söyledi.
Hükümet yetkilileri, sağlıkta her şeyin tıkır tıkır işleyip ilerlediğini söylese de pratik yansımaları çok farklı. Sektörde hayata geçilen ve performansı esas alan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın adaletsizliklere neden olduğu uyarısında bulunan sağlık örgütleri, sağlık sistemini tüketime dayalı hale getiren, müşteri memnuniyeti temelli hizmeti dayatan, şiddet doğuran ve can alan bu programdan vazgeçilmesi talepleri bugüne kadar karşılık bulmadı.
RANDEVU 90 GÜN SONRASINA VERİLİYOR
Sağlık sektöründe yaşanan sorunlar bu programla sınırlı kalmazken, randevu için 182 çağrı merkezini arayan yurttaşlara günler ya da haftalar sonraya sıra veriliyor. Günler sonra muayene olan hastalara, bu kez MR, tomografi, ultrason gibi çekimler ile mide kontrolü ve parça alınımını içeren endoskopi işlemi için 15 ile 90 gün arasında randevu veriliyor. Bu uygulamalarla hastalar, özel hastanelere yönlendirilirken, bu durum hastalar ve sağlık örgütlerinin tepkilerine neden oluyor.
‘PARAN KADAR SAĞLIK’
Sağlık alanındaki gelişmeleri değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube yöneticisi Mahfuz Karaaslan, neoliberal politikalar sonucunda sağlık alanında da dönüşümler söz konusu olduğunu kaydederek, yeni yapılan hastanelerde ve özellikle Şehir Hastanelerinde bir dizi aksamaların yaşandığını söyledi. Sağlık hizmetinde “paran kadar sağlık hizmeti alabilirsin” politikasının izlendiğini belirten Karaaslan, “Sağlıkta ticarileşme ve bağımlılık politikası izleniyor. Aldığın sağlık hizmeti, derde çare olmaktan ziyade hasta eden bir yerde duruyor. Hastaneler, tedaviye gelen kişileri müşteri olarak görüyor” dedi. Koruyucu sağlık hizmetlerinde, hastalığın önceden teşhis edilmesi ve önlenmesine yönelik bir adımın olmadığını vurgulayan Karaaslan, “Kişiye hasta olduktan sonra müdahale ediliyor. Hastaneler, herkesi potansiyel müşteri olarak görüyor. Durum böyle olunca insanlar özel hastanelere gitmek durumunda kalıyor. Böylelikle paran kadar alabileceğin bir sağlık tedavisi ortaya çıkıyor. Kamu hastanelerinde günden güne kalitesiz bir sağlık hizmeti sunulmaya başlanmasıyla insanlar özel hastanelerine yöneliyor. Bu da bir kriz yaratıyor” diye konuştu.
SİSTEMİN İŞLEVSELLİĞİ
Hastanelerde oluşan uzun kuyruklarına dikkat çeken Karaaslan, oluşan bu sıranın sağlık personelinden değil, var olan sistemin işlevsizliğinden kaynaklandığını ifade etti. Sağlık emekçilerine de güvenin gittikçe azaldığını dile getiren Karaaslan, sağlık sisteminde toptan bir çürüme olduğunu vurguladı.
‘BÖLGEDEN İNSANLAR BURAYA GELİYOR’
Gazi Yarşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine sağlık hizmeti almak için giden yurttaşlardan Zeynep Erdoğan (35) ise sadece Diyarbakırlı insanların değil bütün bölgeden insanların bu hastaneye geldiğine dikkat çekerek, “Randevu ile buraya geliyoruz. Doktor ile görüştükten sonra MR ve Röntgen gibi çekimlere yönlendiriyor. Orda da bir sıra var. En erken sıra 2 ay sonraya veriliyor. Bu da insanlar için büyük bir sorun. İnsanların ağrısı sızısı oluyor. İnsanlar bu konuda mağduriyet yaşıyor” ifadelerini kullandı.
‘BİR MR MAKİNASI VAR’
Kendisine de MR için 12 Ekim gece saat 02.00’a sıra verildiğini aktaran Erdoğan, gündüz randevu almak istemesi durumunda ise en erken 2 ay sonraya sıra verilebileceğinin belirtildiğini kaydetti. Şu an boynunda ağrı olduğunu kaydeden Erdoğan, “2 aya kadar nasıl durabilirim. Neden bu kadar geç diye sorduğum zaman bir tane MR makinesi olduğunu söylüyorlar. Bu hastaneye insanlar her yerden geldiği için cihazlar çok yetersiz kalıyor. Bu sorunun çözülmesi için eğer personel yetersiz ise personel, eğer cihaz yetersizse cihaz alınması gerekiyor. Burası talebi karşılayamıyor. Herkesin yaşadığı bir sorun bu. Buraya gelen hasta maalesef kötü sonuçla karşılaşıyor. Çünkü birden çok kez gelmek zorunda kalıyor. Bu durum da hastayı yoran bir şey. Eğer burası eğitim araştırma hastanesi ise yeteri donanıma sahip olması gerekiyor. Genel anlamda ve arka planda bir kusur var” şeklinde konuştu.
‘3 AYDIR HASTANE BAHÇESİNDE YAŞIYORUZ’
Diyarbakır Çınar ilçesinden yakınını tedavi ettirmek için Dicle Üniversitesi Hastanesine gelen Hadi Ceylan (50) ise 3 aydır hastane bahçesinde olduğunu ve yanlarında getirdikleri battaniyelerin üzerinde yaşadıklarını aktardı. Toz duman içinde kaldıklarını belirten Ceylan, evlerinden getirdikleri tüp üzerinde pişirdikleri yemeklerle günü geçirdiklerini söyledi. Hasta yakınlarının mağdur olduğuna dikkat çeken Ceylan, “Yolumuz uzak olduğu için git gel yapamıyoruz. Ekonomik gücümüz olmadığı için geceleri otellere gidemiyoruz. Hastamızı da sahipsiz bırakamıyoruz. Bu günden sonra havalar soğuyacak ve yağışlar olacak. İki tane misafirhane var. Birini kantin yapmışlar. Yağışlı havalarda insanlar ne yapacak burada? Hasta yakınlarının durabileceği bir yerin olması gerekir” ifadelerini kullandı.
SEVK İLE GELDİLER, 28 GÜNDÜR BEKLİYORLAR
Yurttaşlardan Seydi Demir (48) de, Urfa’ınn Ceylanpınar ilçesinden geldiğini ve 28 gündür beklediklerini dile getirdi. Urfa’da hematoloji doktoru olmadığı için Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne sevk ile geldiklerini aktaran Demir, hastalarının yatırılarak tedavisinin sürdüğünü, kendilerinin de geceleri serdikleri halı üzerinde konakladıklarını ifade etti.
‘İSTEMİYORSANIZ ÖZELE GİDİN’
Batman’da cihaz yetersizliği nedeniyle Diyarbakır’a gelen Mehmet Çelik (55) adlı yurttaş, sıra almak için Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne gittiği zaman sıranın olmadığının söylenildiğini dile getirerek, “Uzak yerden geldiğimiz için mecburen özel hastaneye gidip sıra aldık. Özel hastaneden aldığımız sıra 20 gün sonrasına verildi. Tahliller yapıldı. Eğer özele gitmeseydik, devlet hastanesinde 4-5 ay sonra sıra verilecekti. Aynı şekilde torunumu bu gün doktora göstermek için gittiğimiz devlet hastanesinde sıra geç tarihe verildiği için mecburen tekrar özel hastaneye gidip sıra aldık. Devlet hastanesinde 1 ay sonra gelin dediler. Bunu istemiyorsanız, özele gidin dediler.”