Sağlıklı bir yaşam sürmek, hatta aslında yaşayabilmek için suya ihtiyaç duyduğumuz tartışılamaz. Ancak bir bireyin günde ne kadar su içmesi gerektiği konusunda hâlâ ortak bir karara varılabilmiş değil.
National Institutes of Health’in yayınladığı bir rapora göre ortalama bir yetişkin vücudunun yaklaşık %60’ı sudan oluşuyor. Bu yüzde içerisinde beyninizin çoğu, kalbiniz, ciğerleriniz, kaslarınız, deriniz ve hatta kemiklerinizin %30’u da dahil. Bir insanı oluşturan ana maddelerden biri olmasının yanı sıra su aynı zamanda iç sıcaklığımızın düzenlenmesine, besinlerin vücut içinde aktarılmasına, atıkların boşaltılmasına, salyanın üretilmesine, eklemlerin kayganlaştırılmasına yardımcı olur ve hatta önemli organlar ve büyümekte olan fetüsler için şok emici görevi görür.
Günde 2 litreye yakın su içmeniz gerektiğini duymuş olabilirsiniz. Ancak bu yanlış cevap. 2002 tarihli bir araştırma incelemesine göre her ne kadar bu herkesin duyduğu bir kural olsa da işe yararlığını kanıtlayacak bir sonuç görülebilmiş değil. Hatta yapılan birçok araştırmaya göre bu miktar çoğu sağlıklı bireyin ihtiyacı olandan bile fazla.
Bu kuralın doğru olmamasının sebebi, insanların vücutlarına giren suyun tek kaynağının bardak bardak içtikleri su olmaması. Her ne kadar su içmek vücudun H20 ihtiyacını kolaylıkla ve kalorisiz almanızı sağlasa da vücut su iki büyük kaynaktan daha su sağlıyor.
Yediklerimiz de su kaynağı
Bu iki kaynaktan biri yenilen yiyecekler. Bütün yiyeceklerde mutlaka bir miktar su bulunur. Çiğ meyvelerde ve sebzelerde de bol su vardır; örneğin ABD Tarım Bakanlığı’na göre karpuz ya da çilek gibi meyvelerin ağırlığının %90’ını içlerinde bulunan su oluşturur. Farklı beslenme şekilleri farklı miktarlarda su içerse de bu miktarlar birbirine eklenerek yeterli düzeye gelir. National Academies of Sciences’ın 2004 tarihli bir raporuna göre ortalama bir Kuzey Amerikalı günlük su ihtiyacının %20’sini yemeklerden alır, ki bu da vücudun su ihtiyacı için büyük katkı sağlar.
Su dışındaki diğer içecekler
İkinci su kaynağı ise tüketilen diğer içeceklerdir. Kahve, çay, süt, meyve suyu ve soda gibi alkolsüz içeceklerin de büyük çoğunluğu sudan oluştuğundan vücudun su ihtiyacını karşılamada önemli katkısı vardır. Kahvenin su kaybına sebep olduğu da yalnızca bir efsaneden ibarettir. Ancak elbette çok fazla kafein tüketmenin baş ağrısına ya da uyku sorunlarına sebep olabileceğini de unutmayın.
O hâlde yediğiniz yiyecekler ve içtiğiniz su ile diğer içecekler de dahil günde ne kadar su almanız gerekiyor? National Academies of Sciences, kadınların bütün bu kaynaklardan günde toplam 2,7 litre, erkeklerin ise 3,7 litre su alması gerektiğini öneriyor. Ancak bu öneriler herhangi bir bilimsel araştırmayla kanıtlanmış değil.
Aslına bakılırsa vücudun su ihtiyacı için kullanılabilecek sihirli bir formül yok; herkesin su ihtiyacı yaş, kilo, fiziksel aktivite seviyesi, genel sağlık ve hatta yaşadıkları iklim gibi etkenlere göre değişiklik gösteriyor. Aynı şekilde ter yoluyla ne kadar çok su kaybederseniz yiyecek ve içecekler yoluyla da o kadar çok su almanız gerekiyor. Yani örneğin tropikal iklimde sürekli olarak yorucu fiziksel aktiviteler yapan birinin kendisiyle aynı kilo ve boya sahip olan fakat bütün gün klimalı bir ofiste çalışan birine göre su ihtiyacı daha fazla oluyor.
Eğer kendi su ihtiyacınızı öğrenmek istiyorsanız vücudunuza kulak vermek yeterli olacaktır. National Academies of Sciences, sağlıklı insanların vücutlarına yeterli miktarda su alabilmelerinin sebebinin susuzluklarına kulak vermeleri olduğunu belirtiyor. Vücudunuzdaki su seviyeleri azaldığında doğal olarak susamaya başlıyorsunuz. Aynı şekilde idrarınız sayesinde de su alımınızın yeterli olup olmadığını görebilirsiniz; koyu sarı ya da turuncu renkli idrar, vücudunuzun susuz kaldığını işaret ederken renksiz ya da soluk sarı renkte bir idrar, vücudunuzun yeterli su aldığını gösteriyor.
Yani susadığınızda su içmeniz, çok terlediğinizde de aynı şekilde çok su içmeniz yeterli olacaktır. Gerisini vücudunuz hâlleder.