20 yıldır teçhizat aynı. Binalar yıkık, dökük. Öğretim görevlisi kalmadı. Öğrenci sayısı 3’e katlandı. 550 kişiye 20 mikroskop. Sağlık, para sektörü oldu. Çocuk binası otopark oldu. Hastaya 4 dakika ayrılıyor. Tahlil ve ameliyatlar arttı...
Bugün gazetesinden Cihan Acar'ın haberine
göre, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı üyesi Prof. Dr. Selim Badur, iflasa sürüklenen üniversite hastaneleriyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Çapa ve Cerrahpaşa gibi hastanelerde öğretim üyesinin kalmadığını ifade eden Badur, önemli cerrahların üniversite hastanelerinden ayrıldığını söyledi. “Sağlık sistemini para kazanma sektörü haline getirdiğiniz zaman bu sorunlar ortaya çıkıyor” diyen Badur, Çapa’da 20 yıldır aynı teçhizatın kullanıldığına dikkat çekti.
ŞANLI ÇAPA, YAMA GİBİ
Son 4-5 yıldır üniversite hastanelerinin çok fazla kan kaybettiğini kaydeden Badur şunları söyledi: “İstediğin malzeme ve teçhizat yok. Giden bir sürü önemli cerrah oldu. Üniversitede öğretim üyesi kalmadı.
Bugün en şanlı Çapa Hastanesi yama gibi. Bir bina yapılmış sonra ona bir oda daha eklenmiş. Laboratuvar ve acil servisin sıvaları dökülmüş, garip bir binada çalışıyorlar.
ANOTOMİ VE KADAVRA ARTMADI
20 yıl önce birinci sınıf fakültesine 250 öğrenci alınırdı. Şimdi sayı 550 oldu. Hoca, altyapı, mikroskop, anatomi ve kadavra sayısında artış olmadı ama öğrenci sayısı 3'e katlandı. 200 kişiye 20 mikroskop yerine şimdi 550 kişiye 20 mikroskop düşüyor. Öğretim üyesinin 20 yerine 60 öğrenciyle ilgilenmesi kaliteyi düşürüyor.”
GEREKSİZ AMELİYAT BAŞLADI
Sağlıkta devrim adı altında sadece kurumlara erişim anlamında kolaylık olduğunu dile getiren Badur, son 5 yılda hastanelere başvurunun yüzde 62 artarak 447 milyonu bulduğunu söyledi.
400 BİN AMELİYAT
Badur şunları anlattı: “Hekimlere performans sistemi getirildi. Bir hekimin hastaya bakış süresi en az 20 dakika olması gerekirken bu süre 4 dakikaya kadar düştü. Bu da hastanelerin kalitesini düşürdü. Sadece son 5 yılda ameliyat sayısı 100 binden 400 bine fırlamış. Bunlar normal değil.
Gerekli, gereksiz ameliyat ve muayene yapılmaya başlandı. Hekimin hasta görme süresi azalırken gereksiz tedavi, tahlil ya da ameliyat sayısı bu kadar arttıysa bir sorun var demektir.”
10 YILDIR ÇOCUK BÖLÜMÜ YOK
Üniversitelere verilen değerin değişmesi gerektiğine vurgu yapan Badur şu çarpıcı örneği veriyor: “İstanbul Tıp Fakültesi’nin 8 katlı çocuk sağlığı ve hastalıkları binası vardı. Bu bölümü 2000'li yıllarda ‘depreme dayanıksız yenisi inşa edeceğiz’ diye yıktılar. 10 yıldır Çapa Tıp Fakültesi’nin çocuk bölümü yok. Yıkılan yer otopark oldu. Birisi ortopedinin yerine birisi kardiyolojinin içine yerleşti.”