LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer, sahte balların içinde insanları kanser yapabilecek maddeler olduğu konusunda uyardı.
Tarım ve Orman Bakanlığı aroma vericilerle bal, pekmez ve peynir üretimini 19 Şubat 2020 itibarıyla ülke genelinde yasakladı. Ancak yönetmeliğe eklenen bir geçici maddeyle, firmaların stoklarında bulunan ve bugüne kadar piyasaya süremedikleri sahte balları bu yılın sonuna kadar halka satabilmeleri için devlet eliyle özel bir hak tanındı. İşte bu karar Tüketici Hakları Derneği (THD) tarafından mahkemeye taşınıyor. LÖSEV Başkanı Üstün Ezer de konu ile ilgili kanser uyarısı yaptı.
Erdoğan Süzer'in Sözcü'de yer alan haberine göre, Düzenlemeyi sosyal medya hesabından eleştiren Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Başkanı Dr. Üstün Ezer, sahte balların içinde insanları kanser yapabilecek maddeler olduğu uyarısında bulundu. Dr. Ezer, “Allah’ım, sen aklıma mukayyet ol lütfen. Gördüğüm, okuduğum doğru mu? Devlet izni ile kanser satılıyor! Sahte balın içinde her türlü kanserojen kimyasal var ve sahte olduğu bile bile satışına izin veriliyor. Biz lösemi 1 yaşın altına indi diyoruz, kimsenin umurunda değil” eleştirisinde bulundu.
THD ACİL TOPLANDI: AKIL ALIR GİBİ DEĞİL
Yönetmeliğe tepki gösteren Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, “Akıl alır gibi değil. Bir devlet kendi halkının sağlığını firmalar para kazansın diye hiçe sayabilir mi? Bu ürünler tüketiciye zarar vermiyorsa neden yasakladınız, zararlıysa neden yıl sonuna kadar tüketilmesine izin veriyorsunuz?” dedi.
Düzenleme nedeniyle THD merkez yönetimini acil toplantıya çağırdıklarını belirten Çakar, ilgili maddenin iptali için dava açacaklarını söyledi. Başkan Çakar, yürürlükteki bal tebliğine göre hiç kimsenin aromalı ya da katkı maddeli bal satamayacağına da dikkat çekerken, “Sahte balları üretenler cezalandırılacağı yerde ödüllendiriliyor. Demek ki bu firmalar devlet için çok hatırlı, vazgeçilemeyen firmalar” dedi.
'DANIŞTAY KARARARINA UYDUK'
Düzenlemeyi savunan Tarım Bakanlığı yetkilileri, 2007 yılında halkın kandırılmasını önlemek için bal aromalı şurubu yasakladıklarını ancak firmaların dava açtığını, Danıştay'ın da, “Kavanozlarda ‘bal' yazmıyor, ‘bal şurubu yazıyor” kararı vererek Bakanlık aleyhine karar verdiğini bildirdiler. İsmi ne olursa olsun bal izlenimi veren tüm ürünlerin üretimini 19 Şubat 2020 tarihi itibarıyla yasakladıklarını belirten yetkililer, “Ancak Danıştay'ın bu kararı nedeniyle, bu tarihten önce üretilmiş bal aromalı şurupların satışına yıl sonuna kadar geçiş süreci tanımak zorunda kaldık. Bu ürünler kesinlikle sağlığa zararlı değil. Sağlığa zararlı ürüne geçit vermeyiz. Üzerinde petek, arı, çiçek gibi balı çağrıştıran resimler yoksa ve şurup olduğu açıkça yazıyorsa bu ürünlerin satışı yıl sonuna kadar serbest” dediler.