Şaibeli yeni seçime doğru! DP 1950'de kurulu düzene karşı çıkıp nasıl galip geldi?

''1946 seçimleri tarihe hileli seçim olarak geçti. Açık oy gizli tasnif sistemi vardı. Oy sayımı kapalı kapılar ardında yapılıyordu ve yargı denetimi yoktu. Kaymakamlar CHP’nin ilçe başkanı, valiler ise bu partinin il başkanıydı. Seçimleri CHP kazandı! Seçim faciasını gören DP, 46-50 arası bütün gücünü seçim sisteminin değişmesi için harcadı. Meclis çalışmalarından çekildi ve ara seçimleri protesto ederek katılmadı''
Ali Emir Pakkan / samanyoluhaber.com

Türkiye yeni bir seçime gidiyor. Her gün adaylar açıklanıyor. Muhalefet partileri de iddialı! Sandıktan zaferle çıkacaklarını söylüyorlar!

Oysa ülkede son demokratik yarış 7 Haziran 2015’de yapıldı. O seçimde AKP oyları yüzde 40.7’ye gerilemiş ve tek parti iktidarı bitmişti. 

Ancak anayasa ve demokratik teamüller çiğnenerek hükümeti kurma görevi ana muhalefete verilmedi. Kasım'da tekrar seçime gidildi. Aradaki sürede Ankara’da, Diyarbakır’da bombalar patlatıldı. Yüzlerce insan öldürüldü! “Ya kaos ya istikrar “ denilerek halk tehdit edildi. 1 Kasım’da AKP, yüzde 49 oy aldı!

Tek başına yeniden iktidar olan AKP, bir daha işi şansa bırakmadı! Bundan sonraki bütün seçimleri ve referandumu, devletin imkanlarını kullanarak, hile ile oyları çalarak kazandı!

Muhalefet sandığa ve oylara sahip çıkamadı.

Peki 50’de “beyaz devrim” nasıl gerçekleşti?

1946 seçimleri tarihe hileli seçim olarak geçti. Açık oy gizli tasnif sistemi vardı. Oy sayımı kapalı kapılar ardında yapılıyordu ve yargı denetimi yoktu. Kaymakamlar CHP’nin ilçe başkanı, valiler ise bu partinin il başkanıydı. Seçimleri CHP kazandı!

Seçim faciasını gören DP, 46-50 arası bütün gücünü seçim sisteminin değişmesi için harcadı. Meclis çalışmalarından çekildi ve ara seçimleri protesto ederek katılmadı

7 Ocak 1947 tarihli büyük kurultayda, “Hürriyet Misakı” adlı rapor kabul edildi.

Raporda, anayasaya aykırı anti demokratik yasaların kaldırılması, yargı bağımsızlığı, seçim sisteminin yeniden düzenlenmesi, hükümetin ve idarenin tarafsızlığının sağlanması, parti başkanlığı ve cumhurbaşkanlığının birbirinden ayrılması isteniyordu.

CHP’nin direncini Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün tarafsız tutumu değiştirdi.

İnönü, artan gerilimi düşürmek için Celal Bayar ve Recep Peker ile görüştü. Tarihe 12 Temmuz beyannamesi diye geçen bildiri ile tek partiyi adil seçime mecbur etti. Nitekim Başbakan Recep Peker bu gelişmeler üzerine görevi bıraktı.

Ardından Meclis, partiler komisyonunun hazırladığı tasarıyı kabul etti. Seçim sistemi gizli oy açık tasnif olarak değişti. Yargı güvencesi getirildi.

14 Mayıs 1950’deki ilk demokratik yarışta DP birinci parti olurken, 27 yıllık CHP iktidarı da sona erdi.

Türkiye, seçim şartları açısından bugün 1950’nin de gerisindedir. Keşke muhalefet de bunun farkında olsa!

28 Ocak 2019 17:23
DİĞER HABERLER