Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından İbrahim Paşa Kültür Merkezi'nde düzenlenen söyleşide büyük üstad, şair ve aksiyon adamı Necip Fazıl Kısakürek konuşuldu.
Kültür A.Ş kültür danışmanı şair yazar Metin Önal Mengüşoğlu, eğitimci yazar Duran Boz ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaattin Karaca'nın konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, ünlü şairin yaşamı, Türk edebiyatına katkıları ve hayata karşı duruşu anlatıldı.
Etkinliğin başında söz alan Metin Önal Mengüşoğlu, Türkiye'nin edebiyat tarihinde ve yakın geçmişinde Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl'ın önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Mengüşoğlu, Necip Fazıl ve Mehmet Akif'in bu toprağın insanı olmalarının yanı sıra inanç değerlerine sahip çıkan, millete önderlik eden, milli düşünceye mensup şairler olduğunu ifade etti.
"Necip Fazıl'ın, bu ülkede yaşayan milliyetçi, muhafazakâr, ülkücü, İslamcı tüm kesimlerle yolu mutlaka kesişmiştir." diyen Mengüşoğlu, 68 kuşağı solcularının, komünist idealleri benimseyen gençlerin, bu ideallerin felsefelerini okuyarak benimsemediklerini, İslami felsefeyi benimseyen nesiller arasında da Kur'an, kelam okuyan, din felsefesi yapanların çok az olduğunu söyledi. Mengüşoğlu, "Bizim gençliğimiz döneminde sosyalist, komünist idealleri benimseyenler Nazım Hikmet'ten, Ahmet Arif'ten beslendi. İslami düşünceyi benimseyen nesil ise Necip Fazıl'ı, Mehmet Akif'i okuyarak kendini geliştirdi. O yıllarda Allah adını anmak yasaktı. 1934'lü yıllarda Ömer Rıza Doğrul bir Kur'an-ı Kerim meali hazırlamıştı. Eserin isminde Allah lafzını kullanamadığı için 'Tanrı Buyruğu' demek zorunda kalmıştı." diye konuştu.
Necip Fazıl'ın büyük bir sanatçı, usta bir hatip olduğunu ifade eden Mengüşoğlu, üstadın icra ettiği sanatın, yazdığı şiirlerin her birsinin adeta bir fenomen olduğunu ifade etti. Mengüşoğlu, şöyle devam etti: "Necip Fazıl, kusurlarını bile üzerinde şık bir şekilde taşıyan biriydi. Mahkemelerde verdiği ifadelere, savunularına bizzat şahit olmuşumdur. Müthiş hazır cevaptı. Necip Fazıl sahneye çıktığı zaman salonun yüzde 90'ı onu dinlemek için değil seyretmek için gelirdi. Harika bir hatipti. Sunumunda kullandığı beden diliyle birlikte sanki bir aktör gibi tiradlarını, repliklerini süslemeyi iyi bilirdi. Siz, artık bir süre sonra onun ne söylediğine değil nasıl söylediğine bakardınız."
Cihan CİHAN