Saman sıkıntısı tohum kaynaklı değil
-TSÜAB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Atalay:
-Saman sıkıntısında tohumculukla ilgili bir sorun yok.
Yem bitkileri, buğday için yeterince tohum var. 2002 yılında
80 bin ton buğday tohumu üre
ANTALYA (A.A) - Bekir Bektaş - Tohum Sanayicileri ve Üreticileri
Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayhan Atalay, saman
sıkıntısının tohumculuk ile ilgili olmadığını, yem bitkileri ve buğday için
yeterince tohum üretimi olduğunu bildirdi.
TSÜAB tarafından Antalyanın Kundu bölgesindeki Rixos Lares Otelde
düzenlenen Ülkesel Tohumculuk Çalıştayına katılmak üzere Antalyaya gelen TSÜAB
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayhan Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
tohumculuk ile ilgili kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen GDO tartışmalarını
haksız bulduğunu ifade etti.
Türkiyede GDOlu tohuma karşı bir hassasiyet olduğunu, ülkeye girişine izin
verilmediğini kaydeden Atalay, Herkes GDOlu tohum konusunda rahat olmalı.
Hiçbir GDOlu tohum Türkiyeye giremez, zaten Türkiye GDO teknolojisini de
bilmez dedi.
İddiaların aksine Türkiyenin tohumda çok dışa bağımlı bir ülke olmadığına
dikkati çeken Atalay, lahana ve havuç gibi bazı çeşitlerin üretiminin düşük
olduğunu, ancak diğer ürünlerde yerli üretimin ağırlıkta olduğunu anlattı.
Türkiyenin 2011 yılında 180 milyon dolarlık tohum ithal ettiğini, 120
milyon dolarlık da ihracat yaptığını bildiren Atalay, aradaki farkın giderek
kapandığını vurguladı. Farkın oluşmasında tohumculuk sektörünün Türkiyede yeni
olmasının önemli payı olduğuna dikkati çeken Atalay, Dünyada tohum üreten
firmaların yaş ortalamaları 100 yıl. Bunlar arasında 150 yıllık olanlar da var.
Bizde ise 25-30 yıllık bir-iki firmayı çıkardığınızda yaş ortalaması 5lerde. Ama
çok dinamik bir sektör var. Yeni Ar-Geler var, ıslaha ağırlık veriyoruz. 2017
yılına geldiğimizde ithalat ve ihracatımız birbirini dengeleyecek diye konuştu.
-İsraile bağımlılık efsane, kısır tohum yok-
Atalay, İsrailin Türkiyenin tohum pazarındaki payının çok düşük olduğunu
belirterek, Türkiyeden İsraile çok yüksek oranda domates gibi çok sayıda sebze
ürünü ihraç edildiğini anlattı. Atalay, şöyle konuştu:
İsrailin tohum pazarımızdaki payı çok düşüktür. İsrail ile ilgili
söylenenler efsane. Biraz toplumda var olan antisemitizmden de kaynaklanıyor.
İsrail küçük bir ülke ve onların ürettiği domates gibi belli tohumlar var.
İsraile çok yüksek oranda domates gibi sebze ürünü ihraç ediyoruz. Orada işler
Türkiye lehinedir. Söylentiler, bilgi eksikliğinden kaynaklanmakta.
Kısır tohum tartışmalarına dikkati çeken ve Kısır tohum diye bir şey
yok, tamamen yalan diyen Atalay, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi
Türkiyede de hibrit tohumlar kullanıldığını, ancak hibrit tohum ekiminin
ardından elde edilen tohumların ikinci yıl ekiminde, tohumların standart
tohum grubuna girmesi nedeniyle veriminin düştüğünü, bunun da kısır tohum
olarak anıldığını söyledi.
-Saman ithalatı tohum kaynaklı bir sorun değil-
Türkiyenin sap, saman, yonca, fiğ gibi yaklaşık 50 milyon ton yeme ihtiyacı
olduğunu savunan Atalay, bu konuda bir sıkıntı yaşandığını, ancak bunun tohum
değil, mevsimsel şartlar kaynaklı olduğunu bildirdi.
Türkiyede geçen yıl uzun bir kış mevsimi yaşandığını, ilkbahar koşullarının
da olumsuz olması nedeniyle bitkilerin saplarının kısa kaldığını kaydeden Atalay,
bu nedenle saman sorununun ortaya çıktığını söyledi. Fiğ ve yonca gibi yem
bitkilerinin üretiminin daha fazla olması halinde bu sorunun yaşanmayacağına
dikkati çeken Atalay, şöyle dedi:
Saman sıkıntısında tohumculukla ilgili bir sorun yok. Yem bitkileri,
buğday için yeterince tohum var. 2002 yılında 80 bin ton buğday tohumu
üretilirken, bugün 410 bin ton üretiliyor. Verim artırmak için de yoğun bir
şekilde çalışıyoruz. Yeni tohumların birçoğu eskilerden daha fazla verime sahip.
Geçtiğimiz yıllarda Türkiyenin verim ortalaması 220 kiloydu, 270-280 kiloya
çıktı.
Tohumculukta Türkiyenin doğu ve güneyindeki ülkelerden çok daha üst düzeyde
olduğunun altını çizen Atalay, Türki Cumhuriyetler ile Irak, İran ve bazı
ülkelere ayçiçeği ve buğday gibi birçok tohum çeşidinin satıldığını bildirdi.
Atalay, tohumculuk sektörüne desteklerin yeterli olmadığını düşündüğünü
belirterek, Tohumculuk çok önemli ve yeni bir sektör. Sermaye ve Ar-Ge ihtiyacı
var. Küçük ölçekli firmaların büyümesine ihtiyaç var. Bu nedenle tohumculuk
sektörünün pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var diye konuştu.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu