Sami Selçuk: Yarınımdan korkuyorum

Sami Selçuk: Yarınımdan korkuyorum
İpek Medya Grubu’na yönelik polis baskınlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, “Yaşananları gördüğüm zaman gerçekten yarınımdan ben de korkuyorum. Ülkede son birkaç yıldan beri arka arkaya yaşanan, ardışık şekilde görülen olayları toplu olarak değerlendirdiğimiz zaman atipik bir durumun olduğu belli.” dedi.
Koza İpek Holding ve medya organlarına yönelik polis baskınlarına tepkiler sürüyor. Bugün TV’de telefonla yayına bağlanan Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, önemli açıklamalarda bulundu. Siyasetle hukukun birbirine karıştırılması durumunda tehlikeli bir adaletin ortaya çıkacağını kaydeden Selçuk, “Yaşananları gördüğüm zaman gerçekten yarınımdan ben de korkuyorum. Ne olacağı ne biteceği bilinmeyen bir durum karşısındayız. Ben inanıyorum ki yargıç arkadaşlarım buna alet olmayacaklardır. Çünkü siyaset ve hukuk bir birine karıştırıldığı zaman tehlikeli bir adalet yaratırsınız. Ülkede son birkaç yıldan beri arka arkaya yaşanan, ardışık şekilde görülen olayları toplu olarak değerlendirdiğimiz zaman atipik bir durumun olduğu belli.” ifadelerini kullandı.

‘CEZA YARGILAMASI KUSURLU UYGULANIYORSA O ÜLKEDE HUZUR OLMAZ’


“Eğer bir ülkede ceza yargılaması kusurlu uygulanıyorsa o ülkede huzur olmaz.” diyen Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasetin adalete karıştığı bir yerde gerilim vardır, bunalım vardır. Olağanüstü bir durum demektir. O zaman ancak büyük ve kahraman yargıçlara gerek duyulur. Büyük ve kahraman yargıçlara gerek duyulan bir ülkede ise hukuk yok demektir. Öfkeli adalet çılgın adaleti, gösteri adaletidir. Mantıktan ve sağduyudan yoksundur. Kaygı içerisinde bunları izliyorum. Biran önce bitmesini diliyorum, çünkü bundan hükümetin de rahatsız olduğunu sanıyorum. Çünkü hiçbir yürütme organı böyle bir durumdan kaygısız olamaz.

Hukukun önünde kimse ayrıcalıklı olamaz. Konumumuz, bulunduğumuz yer, makam ne olursa olsun, günün birinde hesap vermek durumundasınız. Hukukun karşısında herkes eğilmek durumundadır. Hukukun üstünlüğünün anlamı da budur zaten. Eğer bazıları üstünse, o hukuku bir araç olarak kullanmaya elbette teşebbüs edeceklerdir. Türk halkı tarafından buna izin verileceğine ben inanmıyorum.”
03 Eylül 2015 16:32
DİĞER HABERLER