Türkiye, tarihinin en kritik öneme haiz seçimine gidiyor bugün. Halk ya hak hukuk ve vicdan tanımaz Erdoğan diktasına son verecek, yahut bu zulüm Allahualem 5 yıl daha devam edecek. İşte bu yüzden her 1 oy çok ama çok önemli.
SAMANYOLUHABER.COM- ANALİZ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda ortaya çıkan sonuç ve akabinde yüzde 5 oy alan Sinan Oğan’ın Erdoğan’ı desteklediğini açıklaması, maalesef Millet İttifakı seçmeninde karamsarlığa ve ümitsizliğe neden oldu.
Erdoğan ve trolleri gayet rahatladı, ikinci turda yüksek farkla cumhurbaşkanlığı koltuğunu yine ellerinde tutacak olmanın hayallerini kuruyorlar.
Lakin başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Millet İttifakı paydaşları pes etmiş değil! Çünkü insan kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilir. Hak ve hakikat yolunda yürüdükten sonra, ortaya çıkan sonucun mesuliyet boyutunda kişiyi bağlar bir yönü yok.
Türkiye dışındaki seçmenler daha bir motive şekilde oylarını kullandı. Şimdi sıra Türkiye’deki halkta, seçmenlerde.
Türkiye’nin son 10 yılını felakete çeviren bu harami diktatörlük düzenin nihayet bulması, sebepler dairesinde bugün sandığa gidecek olan halkın elinde.
Erdoğan yine hile hud’a ile seçimlerini kazanabilir, mümkündür. Belki zulmüne zulüm katarak bir süre daha yoluna devam edecek, bu da olabilir.
Lakin kazandığı her seçim Erdoğan için “Pirus Zaferi” mahiyetindedir ve Amok Koşusu’nun son metreleridir. Sonuç zahiren Erdoğan’ın lehine bile görünse, Rabbimizin takdirine ve hikmetine teslim olan ve tevekkül eden her inanç sahibi, basiret ve feraseti ile onun elim akıbetini idrak edebilir.
Akıbetinin ne olacağının ilmi ve takdiri bize ait değil. Rabbimiz bilir ve her neye hükmederse o olur ve inşallah tüm mazlumların gönlünü ferahlatacak şekilde olacaktır.
Lakin bize düşen vazife, sonuç zahiren aleyhimize bile görünse, “Çay koy keçeli, yeniden başlıyoruz” diyebilmektir.
Esbab dairesinde meşru tüm sebeplere riayet ederek mücadelemize inkıtasız ve asla pes etmeden devam edebilmektir.
Aksi durum, Erdoğan’ın zulüm değirmenine su taşımak olur, despotizme destek olmak olur.
İşte bu yüzden, ümitsizliğe kapılıp oy kullanmakta tereddüt eden herkes bilmeli ki, keyfi olarak sandığa gitmemek, sebeplere riayet etmemek Erdoğan diktasına “Evet” demektir.
Vicdani ve manevi mesuliyet taşımak istemeyen herkes sandığa gitmeli, oyunu kullanmalı, zulüm ve dikta cereyanına “Dur” demeli.
Sonuç ne olursa olsun, bugünü hatırladığında “Ben o gün zulmün karşısına çıktım ve gücüm yettiğince engel olmaya çalıştım, Erdoğan diktasına “Dur” diyenlerden oldum” diyebilmeli insan.
Hayatta insanın kendisine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri, ihtimal bahsettiğim bu duruşu olacaktır.
Seçim sonuçlarının mahzun halde bekleyen tüm mazlumlar, ülkemiz ve tüm halkımız için hayırlara vesile olması duasıyla…