Sanık Gürkan Soma faciasına 'katliam' denmesine tepki gösterdi

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Soma davasının üçüncü duruşmasında müşteki avukatlarının sorularını cevaplayan, sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, 301 işçinin şehit olduğu maden faciasına "katliam" denmesine tepki gösterdi.

Soma davasının çapraz sorgu aşamasında, bir kısım müşteki avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı, sanık Gürkan'a sorular yöneltti. Tehlike arz eden madenlerde bir işçinin yaralanmaması için dahi üretimi durduracaklarını, geçmişte riskli madenlerde çalışan ocakta zarara rağmen üretimi durdurduklarını söyleyen Gürkan, madencilikte kendilerine olan güvenin halen devam ettiğini savundu. Sanık Gürkan, "Canın hesabı olmaz. 2013 yılında Merzifon'da saha aldık. Çalışan bir sahaydı. Kapatma kararı aldık, çünkü tehlikeliydi. Çalışan ocakta üretimi durdurma kararı alırken hiç zorlanmadım. 35 milyonluk zarar, bir candan daha mı kıymetli?" diye konuştu.

'RİSKLİ OLDUĞU SÖYLENSE ANINDA DURDURURDUM'

ÇHD Başkanı Kozağaçlı'nın, "Eğer şirketin genel müdürü Ramazan Doğru, 'Madende risk var.' dese kapatma kararı alır mıydınız?" sorusuna, sanık Can Gürkan şu cevabı verdi: "Eğer risk olduğu söylense anında durdururdum. Süleyman Sarı, verdiği ifadesinde, 'Alp Gürkan ve Can Gürkan bırakın bir kişinin ölmesini, bir kişinin yaralanacağını bilse madeni kapatırdı.' demiştir. Savunma yapan herkes, tehlikeli bir durumda üretimi durduracaklarını söyledi. O parayı zaten güvenlik tertibinin yapılması için veriyoruz."

'KATLİAM' NİTELEMESİNE TEPKİ

Selçuk Kozağaçlı'nın, faciayı hatırlarken "katliam" kelimesini kullanmasına itiraz eden Gürkan, "Katliam kelimesi, burada bilinçli yapılıyor. Buna bir kaza ya da facia demek ayrı ama katliam deniyor." şeklinde konuştu. Gürkan, Kozağaçlı'nın çeşitli örneklerle Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin kurumsal bir şirket olmadığını söylemesi üzerine de şirketin kurumsal olduğunu ifade etti.

'MADENCİLİKTE GÜVENİMİZ DEVAM EDİYOR'

Sanık Can Gürkan, yaşananlara rağmen madencilikte kendilerine olan güvenin devam ettiğini söyledi. Kozağaçlı'nın, "Hala olayın nasıl olduğunu bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?" sorusu üzerine Gürkan, şunları ifade etti: "Olay yerine giden müfettişler, Meclis araştırma komisyonu sınırsız araştırma yaparken kimse olayın sebebini bulamamış. Bizler tutukluyken inceleme yapmadan bulamayız. Ben genç bir insanım. Bütün paramızı bu işe yatırdık. Bize araştırma hakkı verilmedi. Bilirkişiye, delil toplamaları için baskı yaptık. Bilirkişi, olay yerinden bir parça dahi delil almadı. Olay yerine bile gitmeden en büyük dava çözülmeye çalışılıyor. Sizin 'yok' dediğiniz her şey var. Savcılığa bunları zaten sunduk."

'HAVA PARASI VERMEDİK'

Kozağaçlı'nın sorularını cevaplayan sanık Gürkan, maden ocağını Park Teknik'ten devralırken hava parası vermediklerini, bedel karşılığında aldıklarını söyledi. Kozağaçlı'nın, "Park Teknik'e, 'Madeni neden devretmek istiyorsunuz?' diye sormadınız mı?" sorusu üzerine, "Evini satmak isteyen birine, 'Evini neden satıyorsun?' diye sorulmuyor. Satmak istiyorlardı, aldık." cevabı verdi. "Madenlerde zarar yapılmasına rağmen 500 milyonluk bir yatırım nasıl yapabildiniz? Ya gelir var ama vergi vermiyorsunuz ya da başka bir yerden para alıyorsunuz." sözü üzerine de şirketteki her şeyin kayıtlı olduğunu, kazandıkları bütün parayı şirket için harcadıklarını söyledi.

Daha sonra müşteki avukatlarından Can Atalay çapraz sorguya geçti. CİHAN
18 Ağustos 2015 16:32
DİĞER HABERLER