Sarayın konuştuğu rüya

Sarayda ve AKP'de canlar çok sıkkın. Bildiğiniz gibi değil. Sarayda odaların kapıları derin üzüntü ile kapatıldıktan sonra, Erdoğan'ın geçmişte anlattığı bir rüyası konuşuluyor. R. Erdoğan'ın gizli gizli millî görüş hareketinden kopma hazırlıkları yaptığı o günlerde çok yakın çevresi ile paylaştığı rüyası.
Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşesinde "Dün, sarayda çok konuşulan o rüya!..Kaynak: Dün, sarayda çok konuşulan o rüya!.."  başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte Erdoğan'ın yıllarca önce gördüğü söylenen ve referandum sonrası gündeme gelen o rüyayla ilgili yazı: 

Dün, sarayda çok konuşulan o rüya!

Ortaya çıkan sonuç "evet" de olsa milletin gerçek hükmünü iyi görmek/okumak lazım. 

İster iki renkli Türkiye haritasına bakın... İster tüm rakamlara... Hepsi aynı mesajı veriyor:R. Erdoğan ve AKP iktidarının sonu geldi!..

Bir süre daha devam edecek; sandık sonuçlarına itirazlar, YSK'ya eleştiriler... 

Bunlar, bizim seçim sonu klasiklerimizdendir. Olağanı da budur. Muhalefet sandık başında gerçekleştiremediği organizasyonu, eksikliklerini bir şekilde örtmeye çalışacaktır. 

AKP'nin sandık oyunlarını ilk defa geçen Pazar mı gördük?.. 

Tezgahları ezber yaptırdılar bize. 

Adamlar, seçim hilelerini Türkiye klasiği haline getirdiler. 

Testi kırılmadan kimsenin aklına bir şey gelmiyor.. Sonra feryat figan!..

YSK, güven ve itibarını 16 Nisan'da mı sıfırladı?.. 

Gerçekçi olmak lazım. Geriye doğru giderek kaç sandık sürecini bir çırpıda sayabilirim size YSK'nın sandık oyunlarına iktidar lehine göz yumduğu...

Bana sorarsanız, tarihi 16 Nisan referandumda millet çok hayati ve akılları çatlatan mesajlar verdi. "Evet" ve "hayır" sonuçlarının genelde bu kadar birbirine çok yakın olması birlik ve beraberlik mesajıdır aslında. En az bunun kadar önemli olan da, dinamitlenmek istenen, tahribata maruz kalan devlet mekanizmasına da rahat nefes alma imkanı verilmiştir. 

Baas tipi bir rejimi hayal edenlere esaslı bir şamar atmıştır Türk milleti. 

Bu anayasa değişikliğinin ardından devleti istedikleri gibi talan edeceklerini sananlara sert bir "müsaade etmeyeceğiz", "karşınızda çelik gibi bir  duvar var" denmiştir. 

Diktatörlük hevesleri kursaklarda bırakılmıştır. 

R. Erdoğan ve avanesine bugüne kadar sürdürdükleri pervasızca ve fütursuz tavırlarına karşı esaslı bir "dur" ihtarı verilmiştir. 

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde AKP'ye indirilen ağır darbeler, şımarık iktidara karşı büyük bir  başkaldırının habercisidir. 

Türk aydınlarının, tarih boyunca hep yenilikçi, modernist olan Türkçülük hareketinin, dipteki milliyetçi hareketin 2'nci Kurtuluş Savaşının düğmesine basmasıdır. 

Türkiye üzerinde hayaller kuran dış güçler ile yerli iş birlikçilerine bir kez daha "Çanakkale geçilmez" hatırlatmasıdır.

Büyük Türk milletinin o eşsiz sağ duyusu bir kez daha tecelli etti. Sorarım size; hangi hassas terazi veya cetvel ayarlayabilirdi bu 51'e 49 gibi akıllara durgunluk veren ince ayarı?.. 

16 Nisan sabahı derin millet gidişata el koydu!.. 

Tüm siyasi aktörlere -eğer anlayabilirlerse- son bir şans ve ders daha verdi, "kendinize çeki düzen verin" diye. Kırmızı çizgilerini çok net anlattı Türk milleti;R.Erdoğan ve AKP iktidarına, "sana verdiğimiz kredinin artık sonuna geldin" dedi.

Devlet ve onun aygıtlarını idare eden bürokratlarına, "cesur olun.

İktidarın haksız uygulamalarına boyun eğmeyin. 

Arkanızda biz varız" diye seslendi.Hele o muhalefete:"Sana kaç seçimdir, Erdoğan ve iktidarının alternatifsiz olmadığının mesajını verdik, anlayamadın. Bir kez daha anlatalım dedik. Erdoğan değiş(e)mez değil. 

Ancaak!. Bir daha benim karşıma 'ekmek için Ekmeleddin' diye bir saçmalıkla gelme. 

Karşımıza, tüm Türkiye'nin ciddiye alacağı, kabul edeceği, huzur ve güven içinde inanıp yoluna devam edeceği isimlerle ve yapılanmayla gel" diye avaz avaz haykırdı.Onun için; bu yüzde 49 çok ama çok değerli... Kıymetini çok iyi bilmek anlamak ve anlatmak lazım. 49'u en az onun kadar değerli olan 51'den ayrıştırmamak ve koparmamak gerek. Aradaki ince ve derin bağlantıları çok çok iyi analiz etmek lazım. 51'e 49 ince ayarı, aynı zamanda Türk milletinin 16 Nisan'da millet devlet bekası ve bir daha kaotik karanlık günleri yaşamamak için kurduğu hassas bir güvenlik barikatıdır. 

Bu millet, 7 Haziran seçimleri sonrasını yaşadı ve o tecrübelerden nasıl bir ders aldığını ve bir daha asla buna müsaade etmeyeceğini de gösterdi. Ve topu yine olması gereken mecraya, siyaset kurumuna bıraktı.Kendimce çok önemsediğim, özel bir parantez açmak istiyorum. 

Bu referandum sonuçları; Türk milliyetçilerinin ve Ülkücülerin ülke bekası söz konusu olunca topyekûn partiler üstü bir anlayışla nasıl tutum takınacağının ve nerede duracaklarının da bir kez daha açık ispatı oldu.

 ***

Biliyorum... Ankara gazetecisi olarak bugün benden referandum sonuçlarının saray ve iktidar kulislerinde nasıl yankılandığına dair kulisleri bekliyorsunuz. İlk olarak şunu söyleyebilirim, Erdoğan bu ağır seçim yenilgisini daha fazla tartıştırmamak için önce parti içi ve kabinede operasyonlara girişecek. 

Gündem değiştirme çabalarına yoğunlaşacak. Fakat sarayda ve AKP'de canlar çok sıkkın. Bildiğiniz gibi değil. 

Sarayda odaların kapıları derin üzüntü ile kapatıldıktan sonra, Erdoğan'ın geçmişte anlattığı bir rüyası konuşuluyor. 

R. Erdoğan'ın gizli gizli millî görüş hareketinden kopma hazırlıkları yaptığı o günlerde çok yakın çevresi ile paylaştığı rüyası. 

Ben de bir kaç kez dinleyenlerden işitmiştim... Rivayet o ki:"Erdoğan, rüyasında büyük bir saray yapmış ve o saraya arkadaşları ile birlikte yerleşmiş. Son tuğlayı koyarken saray bir anda yıkılmış ve arkadaşları ile birlikte altında kalmış..."R. Erdoğan'ın bu rüyaya o zamanlarda güvendiği isimlerden yorum istediği hâlâ anlatılır. Ancak manidar olan o rüyanın dünden beri sarayda çok kafa kurcalamaya başlamış olması!..

Ahmet Takan Yeniçağ
18 Nisan 2017 13:19
DİĞER HABERLER