Rıza Sarraf, şikâyetçi olduğu 6 kişi hakkında açtığı davada 17 Aralık’ta ‘hukuka aykırı’ denen tapeleri delil gösterdi.
Kapatılan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının bir numaralı şüphelisi Rıza Sarraf, 17 Aralık’ı kapatan savcı Ekrem Aydıner’in ‘hukuka aykırı delil’ diye tanımladığı tapeleri delil olarak göstererek şikâyetçi oldu. Tapeler, Sarraf’a şantaj yapıldığı iddiasıyla açılan davaya dayanak olarak gösterildi.
Sarraf’a dokunan kızağa çekildi
Sarraf, kendisine şantaj yapıldığı iddiasıyla Bugün gazetesi muhabiri Kamil Maman, eski Emniyet Müdürü Orhan İnce, Sarraf’ın kuryesi olduğu iddia edilen Adem Gelgeç’in de aralarında bulunduğu 6 kişiden şikayetçi olmuştu. Soruşturma aşamasında Sarraf’ın avukatlarının dosyaya, kapatılan 17 Aralık soruşturmasında savcı Ekrem Aydıner’in “hukuka aykırı delil” olarak nitelediği tapeleri delil olarak sunduğu ortaya çıktı. Savcı Aydıner 17 Aralık soruşturmasının ayaklarından biri olan TOKİ dosyasına verdiği takipsizlik kararında, tapelerle ilgili olarak, “Ceza yargılamasına ters düşülerek elde edilen delillerin yargılama makamı tarafından değerlendirmeye alınmaması gerekir. Çünkü bunlar hukuka aykırı delil olarak nitelendirilir” değerlendirmesini yapmıştı.
Aniden hastalanmış
Hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında Sarraf’a şantaj yaptıkları iddiasıyla 3 yıla kadar hapis cezası ve 5 bin güne kadar adli para cezası istendi. İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davaya şikâyetçi Rıza Sarraf katılmadı. Sarraf’ın avukatları müvekkillerinin dün gece aniden hastalandığı için duruşmaya katılamadığını, bu sebeple sağlık raporu da alamadığını savundu.
Dava sanıklarından gazeteci Kamil Maman da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) hazır olamadığı için savunma yapmayacağını belirtti. Duruşmada söz alan Orhan İnce’nin avukatı Özcan Karakoç da takipsizlik verilen yolsuzluk soruşturmasında hukuka aykırı kabul edilen tapelerin bu davada delil olmasının hukuken ciddi bir çelişki doğurduğuna dikkat çekti.
Maman ne dedi?
Yargılandığı davayı değerlendiren Gazeteci Kamil Maman şunları söyledi: “Olay şu: Rıza Sarraf 17 Aralık öncesi hazırladığım haberi durdurmak için eski bakanlardan Muammer Güler, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan’ı devreye sokarak haberimi durdurmaya çalıştı. Bunun karşılığında da Egemen Bağış 500 bin dolar, Muammer Güler’in 1.5 milyon TL Sarraf’tan rüşvet aldığı tespit edildi. Hakkımızda açılan davanın dosyasının delilleri Rıza Sarraf’ın bütün rüşvetleriyle dolu iken, mahkeme bunları kabul etmiş iken, kendisi mağdur oldu biz ise sanık. Bu 17 Aralık dosyası bugünden sonra asla kapanmaz artık...”
Tapelerde ne var?
Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım tarafından dosyaya delil olarak sunulan 17 Aralık soruşturması dosyası tapesinde Sarraf’ın kuryesi olduğu belirtilen Adem Gelgeç ve eski emniyet müdürü Orhan İnce’nin görüşmesi yer alıyor. 23 Temmuz 2013’teki görüşmede İnce, Gelgeç’e Sarraf’ın bakanlardan biriyle görüşerek bir gecede tayinini çıkardığını söylüyor. İnce tayiniyle ilgili üç bakanın isminin geçtiğini, bakanların Sarraf’ın arkadaşı olduğunu ve Sarraf’ın 8 milyar dolar vergi kaçırdığını ifade ediyor.
BUNLAR DA DELİL OLSUN
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin takipsizlik kararının ek klasörlerinde Sarraf’ın, siyasilerden Babek Zencani’ye kadar çok sayıda kişiyle konuşması yer alıyordu. İşte bunlardan bazıları:
Tanımadığı Zencani’den borç istiyor
Tape kayıtlarında Sarraf ile İran’daki iş ortağı Babek Zencani arasında 9 Ekim 2012’de milyonlarca Avro’luk bir sohbet geçiyordu. Sarraf kayıtta, tahliye olduktan sonra bir televizyon programında yaptığı konuşmada, Babek Zencani ile arkadaş ve ortak olmadığını söylemişti. Buna karşın 17 Aralık dosyasına giren yasal dinleme kaydında Zencani, “arkadaşı olmayan” Sarraf’tan “50-60 milyon Avro” borç istiyordu.
İçişleri Bakan’ı Güler’i önüne yatırdı
Dosyada yer alan ve kamuoyunda “Önüne yatma tapesi” olarak bilinen kayıt ise, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Rıza Sarraf arasında geçiyordu. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu öncesi basında çıkan haberlerden rahatsız olan Sarraf, Güler’i arayarak konuyu soruyordu. Kayıtta Güler, Sarraf’a şu sözlerle güvence veriyordu: “Abicim sen rahat ol. Vallahi öyle bir şey varsa, senin önüne ben yatarım ya! İçişleri Bakanlığı’nda, Maliye’de ve MİT’te bir şeyin yok”.
30-40 bin dolarlık saat hediye edin
1 Mart 2013 tarihindeki bir tape kaydında ise Sarraf aynı zamanda Muammer Güler’in akrabası olan Rüçhan Bayar ile bir görüşme gerçekleştiriyor ve ona dedesinin öğütlerinden bahsediyordu. Kayıtta Bayar, hükümet kanadında bir birim ile görüşmeye başladıklarını ve ‘yedirmelerinin’ gerektiğini söylüyor ve 30-40 bin dolarlık bir ROLEX saat hediye etmeleri gerektiğini belirtiyordu. Bayar’ın bunlar için önce ilişkilerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtmesi üzerine Sarraf da “Ben olsam ben de öyle yaparım” diyor ve dedesinin her zaman söylediği “O..u ile memurun bahşişini başında verin” ifadesini kullanıyordu. Bayar da bunun ardından “Hiç ihtiyacımız olmayan adamlara dünya para veriyoruz. Sonra işimiz düştüğünde parayla çözemeyeceğimiz işi çözeriz” sözleri ile yüksek miktarlarda rüşvet dağıtıldığına dikkat çekiyordu.