17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun önemli ayaklarından olan TOKİ soruşturması kapsamında 60 şüpheli hakkındaki dosya kapatıldı.
- Şüpheliler arasında işadamı Ali Ağaoğlu ve bakan çocuklarından Abdullah Oğuz Bayraktar da vardı.
- Savcı Ekrem Aydıner, dosyada mahkeme kararı ile sağlanan deliller olduğunu kabul etti; ancak bunları hukuka aykırı elde edildiği gerekçesiyle geçersiz saydı.
- Savcı Aydıner, daha önce Fatih Belediye Başkanı'nın da aralarında olduğu 110 kişi hakkında takipsizlik kararı vermişti.
- Yeni kararla hakkında takipsizlik kararı verilen kişi sayısı 170’e çıktı.
17 Aralık rüşvet, yolsuzluk ve karapara aklama operasyonu Fatih Belediyesi, Reza Zarrab ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) olmak üzere 3 ayaktan oluşuyordu. Soruşturmaya sonradan atanan ve dosyanın asıl savcıları Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in görevden alınmasının ardından soruşturmada tek kalan Savcı Ekrem Aydıner, daha önce Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında olduğu 110 kişi hakkında takipsizlik kararı vermiş, sadece 14 sanık hakkında iddianame hazırlamıştı. Bu iddianame mahkeme tarafından kabul edilmişti. TOKİ dosyasıyla birlikte hakkında takipsizlik kararı verilen şüpheli sayısı 170’e çıktı. Aydıner’in elinde şu anda Reza Zarrab, istifa eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Kaan Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in şüphelisi olduğu dosya kaldı.
60 KİŞİ YARGILANMAKTAN KURTULDU
TOKİ dosyasının kapatılması üzerine Abdullah Oğuz Bayraktar’ın yanı sıra işadamları Ali Ağaoğlu, Ahmet Nazif Zorlu, Mehmet Ali Aydınlar, Hüseyin Avni Sipahi, İsmail Ünal’ın da aralarında bulunduğu 60 şüpheli yargılanmaktan kurtuldu. Takipsizlik kararında soruşturmanın 2012 yılında Emniyet’e gelen bir ihbar mektubu ile başladığı belirtildi. Mektupta Ali Ağaoğlu’nun bürokratik bağlantıları ile ucuza kapattığı arazileri emsal değerlerini yükselterek fahiş paralar kazandığı, adamları aracılığıyla bir kişiyi darp ettirdiği anlatılıyordu.
TESADÜFİ DELİLLER HUKUKİ SAYILMADI
Zaman Gazetesi'nin haberine
göre Takipsizlik kararına göre süreç şöyle gelişti: “İhbar mektubunun ardından polis mahkemeden teknik ve fiziki takip talebinde bulundu. Ancak mahkeme bunu reddetti. Polis daha sonra üst mahkemeye itirazda bulundu. Üst mahkeme de takip için gerekçelerin daha detaylı ortaya konulması gerektiğini belirterek talebi uygun görmedi. Daha sonra polis dosyayı yeniden ele alarak elde edilen delilleri ekleyerek tekrar mahkemeye başvurdu. Mahkeme bu defa sanıklar hakkında 3 aylık teknik ve fiziki takip kararı verdi. Bu süreçte elde edilen yeni tesadüfi deliller kapsamında dinleme listesi genişledi.” Savcı Aydıner bu dinlemelerden elde edilen tesadüfi delillerin hukuki olmadığını iddia etti. Şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında şu görüşleri savundu: “Ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak maksadıyla sınırsız, hukuk kurallarına aykırı ve sanık haklarını hiçe sayan yöntemler izlenemez. Dolayısıyla ceza yargılamasına ters düşülerek elde edilen delillerin, yargılama makamı tarafından değerlendirmeye alınmaması gerekir.
‘Bakan çocuğu, inşaat firmalarına yakın olabilir’
Savcı Ekrem Aydıner, takipsizlik kararında Abdullah Oğuz Bayraktar’la ilgili dikkat çekici görüşler dile getirdi. Bayraktar’ın bakan oğlu olmasına rağmen büyük inşaat projeleri yapan işadamları ile yakın ilişkiler içinde bulunmasının eleştirilebileceğini belirtirken, “Ancak bu durum başlı başına suç teşkil eden bir nitelik arz etmemektedir.” dedi. TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu’nun Tuzla’da doğal sit alanı olan bir araziyi sit alanından çıkarmak için rüşvet aldığı yönündeki iddiaları ise şöyle değerlendirdi: “Yapılan iş ve işlemlerde imar ve şehircilik açısından eleştirilebilecek yanlar bulunsa bile suç teşkil edecek herhangi bir eylemin bulunmadığı tespit edilmiştir.”
Zorlu Center’in yapımında da imar usulsüzlüğü ile ilgili iddiaların somut bir delile dayanmadığını ifade eden Aydıner, Gezi eylemlerine de değindi. İstanbul Bahçeşehir’de bir plan değişikliğine yönelik çalışma üzerine çevre halkının tepki eylemlerinin, Gezi Parkı eylemleri dönemine denk geldiğini, bunun üzerine imar planı değişikliğinin Bakanlık tarafından iptal edildiğini vurguladı. Savcı bakanlıkta görevli Osman İyimaya hakkında soruşturmaya izin verilmediğini açıkladı.