11. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Genelkurmay Başkanlığı'nın müdahale ettiği iddialarına hukukçular tepki gösterdi.
Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş'ın ofisinde ele geçirilen belgeler içerisinde yer alan bilgilerin çok vahim olduğu konusunda hemfikir olan hukukçular, savcıların belgeyi düzenleyenlerle ilgili acilen harekete geçmesi gerektiğini söylüyor.
Malatya Hukukçular Derneği Başkanı Necati Karabay, ordunun siyasete müdahale girişiminin demokrasi adına büyük bir ayıp olduğunu ifade etti. Karabay, şöyle devam etti: "Ortaya çıkan belgeler son yıllarda ordu içindeki belli bir kesimin siyaseti ne derece müdahale ettiğini göstermektedir. Ayrıca, meşru hükümeti silah zoruyla ortadan kaldırmak istediği için yargılandığı Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarına 'fasa fiso' diyenlerin tezlerini de çürütüyor. Ordu içindeki demokrasi karşıtı bir kısım subayların emekli subayların hem cumhurbaşkanlığı seçimine müdahalede bulundukları, hem de meşru hükümeti TBMM silah zoruyla devirmeyi amaçladıklarını göstermektedir. TSK içinde hükümeti darbeyle devirmeye çalışan ve siyasete müdahale etmek isteyen kişiler ordu bünyesinden temizlenmelidir. Bu unsurlar TSK'dan temizlendiği takdirde peygamber ocağı olan ordumuz milletimizin gönlünde yeniden taht kuracaktır. Bu arada da savcıların bu haberleri ihbar kabul ederek ilgililer hakkında gerekli soruşturmayı başlatması gerekir."
"TSK SİYASETE MÜDAHALE ETMİŞTİR"
Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehmet Erensoy ise TSK'nın seçimlere müdahalesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Savcıların çıkan haberleri ihbar kabul ederek konuyla alakalı hemen soruşturma açması gerektiğinin altını çizen Erensoy, "11. cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik müdahale iddiaları hukuk ve demokrasi açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu belge ile TSK yasalarda belirtilen görevi dışına çıkarak siyasete müdahale etmiştir. Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'na göre bu suçtur. Bu belgenin hazırlanmasında imzası bulunan kişiler hakkında derhal müdahale açılmalıdır. Üstünlerin değil hukukun üstün olduğu daha demokratik bir ülke için bu şarttır. Günümüzde hala darbe yapılmasının konuşulması ise son derece üzüntü vericidir. Bu konuda ortaya çıkan bilgiler çok vahimdir. Bu yüzden halk iradesinin egemen olduğu, herkesin haklarını güvence altına alan ve ileri demokrasinin yaşandığı bir ülke için sivil anayasa yapılması şarttır. 12 Haziran'dan sonra iktidar olacak siyasiler mutlaka sivil anayasa taleplerini acilen yerine getirmelidir. Ülkemiz için her geçen gün yeni fırsatlar doğuyor. Ama bir yandan da ayağımıza dolaşan yapısal engeller var. Bu yapısal sorunların en başında darbe ürünü olan antidemokratik 1982 Anayasası bulunmaktadır. Bu nedenle halk iradesinin egemen olduğu, herkesin haklarını güvence altına alan ve ileri demokrasinin yaşandığı bir ülke için sivil bir anayasa yapılması şarttır." şeklinde konuştu