Emre Uslu’nun şikayetini kabul eden Cumhuriyet Savcısı, Akşam Gazetesi’nin bilerek ve isteyerek, müşteki (Emre Uslu) hakkında terör örgütü algısı oluşturmak, hakkında dava açtırmak için zincirleme iftira kampanyası yapmaktan Akşam gazetesine dava açtı.

Savcılık Akşam gazetesinin evrensel basın ilkelerini hiçe sayarak yaptığı maksatlı yayınların özgürlükçü demokrasilerdeki basın tutumuyla hiç uyuşmadığının belirtildiği iddianamede, Akşam’ın savunmasının tutarsız, zorlama, ve tevillerle dolu olduğundan inandırıcı olmadığını belirtiyor.

İşte savcılığın havuz medyasının 'Sümeyye Suikasti' ile ilgili yaptığı iftira kampanyasına tokat gibi iddianamesinin sonuç bölümü:

Savcı: “günümüzde özgürlükçü demokrasilerinde, istisnalar dışında, geniş bir yelpazeyle düşünceyi açıklama korunmakta ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmek suretiyle özgürlüğün sağladığı haklardan en geniş şekilde yararlandırılmaktadır. Ne var ki; iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemektedir.

Eleştiri, yorum, sitem ve yergi yapılırken gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi ve konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılık koşullarına uyulmayıp kişilerin şereflerini, onurlarını, namuslarını, toplum içindeki itibarlarını incitmeye ve saygınlıklarını zedelemeye yönelik hakaret içeren sözcükler kullanılmak suretiyle yapılamaz (AİHS.m.10/2, Anayasa m.26/2 ile 5187 SY.m.3/2)” denilerek başlayan iddianamdede  Akşam gazetesinin haberlerinin nasıl düzmece olduğunu, neyi amaçladığını tek tek sıralıyor.

Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2015/32720 soruşturma sayılı dosyasında, şikayete konu twitter yazışmaları ile ilgili bilirkişi raporu bulunduğu belirlendiğinden ilgisi sebebiyle tutanak tanzim edilerek bir nüshası dosyamız içerisine alınmıştır. Yine Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2015/28176 soruşturma sayılı dosyasına dosya müşteki vekilince gönderilen ve ilgisi nedeniyle bir nüshası soruşturma dosyamıza alınan Bilişim Ve Adli Bilişim Uzmanı Yeminli Adli Bilirkişi T.Koray Peksayar tarafından hazırlanmış bilirkişi raporu incelenmiş olup her iki raporun da twitter yazışmalarının gerçek twitter yazışması olmadığı, son raporda acemice hazırlanmış bir delil üretme çabası olduğunun belirlendiği görülmüştür.

“Son dönemlerde yasa dışı bir örgüt olarak tanımlanan ve bu sebeple hakkında adli mercilerce başlatılan soruşturmaların bulunduğu bilinen illegal olduğu iddia edilen bir yapının üyesi ve temsilcisi olduğu belirtilen fuatavni takma isimli twitter hesabı sahibinin müşteki olduğu, fuatavni olduğu iddia edilen müştekinin haklarında soruşturma yürütülen polis amir ve memurlarını ve yapı ile ilgili diğer kişileri ekonomik anlamda destekleyen ve manevi telkinler içeren yazışmalar yaptığı, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri ile seçim öncesi seçmenin iradesini etkileyecek illegal faaliyet içerisinde bulundukları, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast girişimi yapılacağı yönünde Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri ile yazışmalar yaptığı ve şikayet dilekçesinde belirtilen diğer hususlarda seri ve birbirini takip eden ve de manşetten verilen haberler yapıldığı” belirlenmiştir.

“Twitter yazışmalarını yapan ve fuatavni isimli twitter hesabı sahibinin müşteki olduğunun kabulüne göre kurgulanmış ancak müşteki tarafından kabul edilmeyen haberlerin, dosya içerisine alınmış adli bilirkişiden haricen aldırıldığı ifade edilen raporlardan anlaşılacağı üzere twitter yazışmalarının sahte olduğunu gösterdiği, soruşturma dosyasına alınmış bulunan bu raporların aksini gösterir başka bir delil de bulunmadığı” anlaşılmıştır…

“Şüpheli savunmasına göre  yapılan haberlerin Milletvekili Umut Oran’ın “öyle şeyler olacak ki Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi (e-imzalıdır) – hayatı 30 Mart seçimlerini dahi görmeden sona erecek” şeklindeki basın açıklaması ile 07.02.2015 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında katıldığı akşam yemeğinde yapmış olduğu şahsının ve ailesinin tehdit edildiğini ilişkin konuşması ve 21.02.2015 günü Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştuğu toplantıda yapmış olduğu şikayete konu haberlere temas eden konuşmasına dayandırılarak yapılmış olduğunun anlaşıldığı, buradan araştırmacı gazeteciliğin gerektirdiği asgari araştırma ve takip kriterlerinin hiç birinin haber konusu olayda yerine getirilmediğinin ve birtakım söylemlerin yorumlanarak haber yapılan twitter yazışmalarının doğruluğunun / doğru olabileceğinin kabul edilerek haberlerin yapıldığının” anlaşılmaktadır.

Erdoğan’ın açıklaması Havuz’un savunmasını boşa düşürdü

“Müşteki tarafından da şikayet dilekçesinde de belirtildiği üzere, Sayın Cumhurbaşkanımızın @fuatavni isimli twitter hesabı sahibine hitaben ‘kim ise ortaya çıkmasına yönelik’ suç tarihleri döneminde yapmış olduğu konuşma bulunduğunun basın kaynaklı olarak bilindiği, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ailesine yönelik tehdit ile CHP yetkilileri ve PDY mensuplan arasındaki ilişkinin somut tespit ve delilleriyle Devletin en tepesine rapor edilmiş olduğu yönündeki şüpheli savunmasında açıklanan ve savunmaya merkez yapılan tahlil ve çıkarım mantığının fuatavni isimli hesap sahibinin ortaya çıkmasına yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı karşısında tamamen boşlukta kalacağı” görülmektedir.

“Şüpheli savunmasında dahi özellikle Sümeyye Erdoğan’a yönelik suikast girişimi iddiasının ne kadar zorlama bir iddia olduğunun tevilli şekilde kabul edildiği, terör örgütü mensubu olduğundan bahisle hakkında soruşturma dosyaları devam eden ve tespite çalışılan fuatavni isimli twitter hesabı ile somut şüphe oluşturacak, çağrışım ve kanaat uyandıracak bir bilgi ve belge bulunmadığı” görülmüştür.

“Sırf haber yapılan twitter yazışmalarda hesap sahibinin müşteki gibi gösterilerek hazırlanmış yazışmaların müşteki tarafından yapılmış gibi gerçek dışı bir bilgiyi manşetten haber olarak verilmesinin müşteki hakkında yasal işlem başlatılmasına yol açacağı ve de şikayete konu gazetelerin bu twitter haberlerini ihbar kabul eden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu konuyla ile ilgili resen soruşturma başlatmış bulunduğu” görülmüştür..

“Haber yazılarının Gazeteciler Cemiyetinin hak ve sorumluluk ve Uluslararası Basın Meslek ilkeleri kriterlerine açıkça aykırılığı da dikkate alındığında şikayete konu gazete haberlerinin müştekiye yönelik bir takım zorlama tahlil ve çıkarımlar ile ve bu çıkarımı her üçüncü kişiye bulunabilecek bir gerekçe ile yöneltilmesi mümkün olabilecek muğlaklıkta kullanarak, elde yeterli done, delil, araştırma, araştırma çabası gibi basın mensubunun yapması ve baz alması gereken gazetecilik ölçütleri kullanılmadan, eleştiri, yorum ve haber yapılırken gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi ve konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılık kurallarına uyulmaksızın, müştekiyi terör örgütü mensubu olma suçundan hakkında soruşturma yürütülen kişi olma ve suikast girişimi içerisinde bulunma suçlaması ile itham ederek veya bu yönde algı oluşturmaya çalışılarak basın etiğine uygun olmayan şekilde, mevzuatımızın ifade ve basın özgürlüğü konusunda sağladığı koruyucu alan aşılarak, müştekinin hakkında adli soruşturma başlaması da dikkate alındığında iftira kastıyla hareket edildiği ve bu suretle eylemlerin cezai sorumluluk doğurduğu sonucuna varıldığı”,

Şikayete konu haberlerin yayınlandığı Akşam Gazetesi ile gazeteye ait olan ve gazetede yayınlanan haberlerin aynısının internet üzerinden de yayınladığı www.aksam.com.tr isimli internet web sitesinin sorumlu müdürü bulunması ve de gerek yazılı basın gerekse internet üzerinden atılı eylemin peşpeşe işlenmiş olması nedenleriyle iftira suçundan zincirleme suç hükümlerinin teşdiden uygulanmak suretiyle şüphelinin cezalandırılması gerektiği, açıklanan deliller ve de tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. 5187 Sayılı Yasanın 11.maddesi ile 5651 Sayılı Yasanın 4. maddeleri çerçevesinde, şüphelinin yargılamasının yapılarak eylemlerine uyan yukarıda gösterili sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, şüpheli hakkında güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına, karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur…

Kaynak: Yeniyön