CHP'de parti yönetiminin değişmesine neden olan siyasi deprem, kurultaydan bu yana yaşanan 'kırılma anlarını' gündeme getirdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Önder Sav'ın 5,5 aydır başörtüsü, yeni anayasa ve genel af gibi kritik konulardaki engelleyici tutumunu tek tek not etti. Referandumda oy kullanamaması ise bardağı taşırdı. Başsavcı'nın tüzük talebi planını uygulama konusunda fırsat sundu...
CHP'de parti yönetiminin değişmesine neden olan siyasi deprem, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile eski Genel Sekreter Önder Sav arasında 22 Mayıs'taki kurultaydan bu yana yaşanan 'kırılma anlarını' gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu'nu bürokrasiden yakından tanıyan isimler, süreci, 'Maliyeci gibi davrandı. Gözlemledi, tek tek not etti ve gereğini yaptı' şeklinde yorumladı.
Sav cephesinde sıkıntı, referandum sürecinde başladı. Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü ve genel af ile Anayasayı bir haftada değiştirme önerisi Sav cephesinin tepkisini çekti.
YAZILI AÇIKLAMA İLE YALANLAMA
Kılıçdaroğlu'nun referandum sürecinde, bir gazeteye verdiği 'türban sorununu biz çö-zeriz' beyanatı genel merkezden yapılan yazılı açıklama ile yalanlandı. Ancak Kılıçdaroğlu, referandum mitinglerinde bu sorunu CHP iktidarında çözecekleri sözünü tekrarladı.
Başbakan Erdoğan'ın 'Seçimi beklemeyelim, referandumun hemen sonrası harekete geçelim' çağrısının ardından grup baş-kanvekilleri düzeyinde görüşmeler gerçekleşti. CHP, 'tek başına türban' başlıklı çalışmayı reddetti. Bilim Yönetim ve Kültür Platformu (BYKP) Başkanı Prof. Sencer Ayata tarafından çalışmaları sürdürülen rapor da sıkıntı doğurdu. Raporun kamuoyuna yansıyan bölümü, Abant kampında sert bir dille eleştirildi.
Kılıçdaroğlu'nun memleketi Tunceli'deki mitingde yaptığı 'genel af' çıkışı da, Kemalist kanatta sıkıntı oluşturdu. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekilliği döneminde Batman'da benzer bir çağrıda bulunmuş ancak eski Genel Başkan Deniz Bay-kal'ın tepkisi ile sözlerini geri almıştı. CHP'nin grup ve genel merkez sözcüleri, Kılıçdaroğlu'nun bu kez 'genel başkan' sıfatı ile yaptığı açıklama karşısında 'yüksek sesli' tepki gösteremedi.
Baykal döneminde, AK Partiye kapıları kapatan CHP, Kılıçdaroğlu ile yeni bir dönem açtı. Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine 'birhaftada gerçekleşir' diyerek kapı araladı.
Ancak seçim öncesi AK Parti ile anayasa konusunda işbirliği görüntüsü partinin 'kemik Kemalist' kadrosunda rahatsızlık meydana getirdi.
Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamaması, Kılıçdaroğlu kanadındaki yüzeye çıkmamış güvensizliğin ortaya çıkmasına neden olan ilk 'derin kriz' oldu. 'Milletvekilinin istediği her yerde oy kullanabileceği' bilgisi verilen Kılıçdaroğlu, referanduma iki gün kala oy kullanamayacağını öğrendi. Ancak son güne kadar kamuoyuna açıklama yapılamadı.
Kılıçdaroğlu'nun, Baykal ile Meclis'te görüşmesi Sav cephesinde soru işaretlerine neden oldu. Kılıçdaroğlu, Baykal ile görüşmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CHP'den yeni tüzük ile ilgili bilgi istediğini öğrendi. Kılıçdaroğlu'nun habersiz olması, kamuoyunda, 'Genel Sekreter, Genel Başkandan yazıyı sakladı' yorumlarına yol açtı.
RESEPSİYON KRİZİ
Kılıçdaroğlu, Meclis'in 1 Ekim'deki açılış töreninde tavır değişikliğine gitti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genel Kurul'da Baykal ve ekibi dışındaki CHP Grubu tarafından ayakta karşılandı. Kılıçdaroğlu'nun tavrı, partide tartışmaya yol açtı. Bu politika değişikliğinin 'rövanşı' niteliğindeki olay, 29 Ekim'de Köşk'te gerçekleşecek resepsiyon öncesinde yaşandı. Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin 'Resepsiyona katılmayacağız' açıklaması 'Sav operasyonu' olarak değerlendirildi.