CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Sayıştay'ın yalnızca usulsüzlükleri tespit etmekle değil bu usulsüzlüklerle ilgili soruşturma açılmasını sağlamakla da görevli olduğunu vurguladı.
Sayıştay tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan denetim raporlarında kamu kurumlarındaki usulsüzlük ve ihlaller gözler önüne serildi. Hemen her kurumda usulsüzlük tespit edildi ancak usulsüzlükler tespitten öteye gitmedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı "Borç Üstlenim Anlaşmaları"na ilişkin bilgileri Sayıştay’a "ticari gizlilik" gerekçesiyle vermezken, İçişleri Bakanlığı ise yardım yapılan 350 derneğin faaliyetlerine ilişkin bilgilere idare faaliyet raporunda yer vermedi. Duruma tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, “Sayıştay bu usulsüzlüklerle ilgili olarak soruşturma açılmasını sağlamakla da görevli” dedi.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Suç teşkil eden fiiller” başlıklı 78’inci maddesinde, “suç teşkil eden bir fiile rastlandığı takdirde gereği yerine getirilmek üzere, dosyanın Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi için Sayıştay Başsavcılığı’na verilmesi” gerekiyor.
Raporlar incelendiğinde, hemen hemen her kurumda mevzuatı açıkça ihlal durumunun tespit edildiğini ve bazı yerlerde bu ihlallerin inanılmaz boyutlara vardığı görüldü. Erdoğdu, Sayıştay’ın kamu kaynaklarının amaç dışı kullanılarak açıkça yağmalandığı bu süreçle ilgili tespitlerin ötesine geçmeyen tavrının da görevi ihmal olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"2018 yılı denetim raporlarında aynı zamanda Anayasa’yı ve Sayıştay Kanunu’nu ihlal edecek şekilde bilgi gizleme girişimlerinin bulunduğu da belirtiliyor. Açık mevzuat hükümlerine rağmen, birçok kamu kurumunun Sayıştay’a istenilen bilgi ve belgeleri vermedikleri veya Sayıştay’ın bu bilgileri yayımlamaları gerektiğini belirtmesine rağmen yayımlamadıkları görülüyor. Sayıştay’ın talebine karşın bilgi vermeyen kurumlar içinde Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı önde geliyor.”
ŞEHİR HASTANELERİ İHALE VE SÖZLEŞMELERİ SIR
Sağlık Bakanlığı’nın Sayıştay’ın talebine karşın şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve eklerini Sayıştay’a teslim etmediğini kaydeden Erdoğdu şu bilgileri verdi:
“Hazine ve Maliye Bakanlığı Borç Üstlenim Anlaşmalarında bilgilerin açık olmaması uyarısına karşın kısmi u¨stlenim taahhu¨tlerini, tu¨rev maliyetlerini ve kredi anlas¸maları kapsamında yapılan kullanım, iptal ve geri o¨deme bilgilerini ticari gizlilik gerekçesiyle Sayıştay’a vermiyor. İçişleri Bakanlığı ise, yardım yapılan 350 derneğin faaliyetlerine ilişkin bilgilere idare faaliyet raporunda yer vermiyor.”
Sayıştay’a bilgi ve belge temin edilmemesi ve kamu idaresi tarafından bilgilerin gizlenmesinin, TBMM adına yapılacak denetimlerin sağlıklı seyretmesini engellediğini vurgulayan Erdoğdu, “Bu durumda kamuda hesap verme sorumlulugˆu ve mali saydamlık ilkeleri zedelemekte ve hukuk çiğnenmektedir” diye konuştu.
KREDİTÖR MENFAATİ, KAMU MENFAATİNİN ÖNÜNDE
Sayıştay raporlarında söz konusu üç bakanlık ile ilgili ihlallere de değinen Erdoğdu, Sağlık Bakanlığı ile ilgili raporda, şehir hastanelerine ilişkin çarpıcı bulgulara yer verildiğine işaret ederek şunları söyledi:
“En çarpıcı noktalardan birisi, şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve ekleri (müşavirlik hizmetleri alımları dâhil) yazılı ve sözlü olarak Sağlık Bakanlığı’ndan talep edilmiş olmasına rağmen temin edilememiş olması. Ayrıca idarenin, yetkisi olmadığı halde, fiilen borç üstlenimi taahhüdünde bulunduğu, bu taahhüde ilişkin hükümlerin yetkili olmayan makamlarca imza altına alındığı belirtiliyor. Söz konusu taahhüt işlemlerine ait muhasebe kayıtları da yok. Kamu idaresi; ‘İlgili madde hükümlerine göre borç üstlenim süreci idarenin inisiyatifine bırakılmıştır’ cevabını vermiş ancak hukuki bir gerekçe gösterememiş. Bu şekilde gerçekleşen borç üstlenim taahhütleri ile finansal riskler kamu üzerinde yoğunlaşır. Yani, şehir hastaneleri sözleşmelerini inceleyen Sayıştay denetmenlerinin kendi ifadeleriyle ‘kreditörlerin menfaati kamunun menfaatinin önüne’ konmuştur. İdare kendi kusurundan kaynaklanmayan ve dahli olmayan riskleri de üstlenmiş bulunuyor.”
HAZİNE, BORÇ YÜKÜNÜ GİZLİYOR
Hazine ve Maliye Bakanlıgˆı’nın taraf oldugˆu Borc¸ U¨stlenim Anlas¸malarına ilis¸kin bilgilerin, yeterli, ac¸ık ve kapsayıcı olmadıgˆının Sayıştay tarafından ifade edildiğini anlatan Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“Bakanlık ac¸ısından olus¸acak s¸arta bagˆlı yu¨ku¨mlu¨lu¨klerin kapsam ve ic¸erigˆini ortaya koyacak olan kısmi u¨stlenim taahhu¨tlerinin, tu¨rev maliyetlerinin ve kredi anlas¸maları kapsamında yapılan kullanım, iptal ve geri o¨deme bilgilerinin Kamu Borc¸ Yo¨netim Raporunda yer almadıgˆı tespit edilmis¸. Daha açık ifadeyle, kamu üzerine gelecek on yıllara yayılan korkunç bir borçlanma yükünün AKP tarafından gizlenmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Yasadaki mali saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri gereği ve en önemlisi tüm vatandaşlarımızın omzuna binen bu büyük yükün net bir şekilde görülebilmesi ve bu durumu bertaraf edecek çözümlerin geliştirilebilmesi için Sayıştay raporunda belirtilen tüm bilgilerin ivedilikle kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.”
HASTALIKLI HAYVAN İTHAL EDİLMİŞ
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın raporunda 2018 yılına ilişkin geçerli finansal raporlama kapsamındaki bilgi ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgi içermediği kanaatine varıldığının belirtildiğini bildiren Erdoğdu, “2016-2017 ve 2018 yılında uygulanan Genç Çiftçi Projesi’ndeki usulsüzlükler projenin bir hayvan ithalatına dayalı rant tezgahına dönüşmüş olduğu yönünde. Rapora göre, Bakanlık genç çiftçilere damızlık vasfı olmayan, ithalatına izin verilmeyen hayvan ırklarını ve hastalıklı hayvanları ithal ederek çiftçilere teslim etmiş” dedi
İLGİLİ YASALAR BAKANLIK ELİYLE ÇİĞNENİYOR
İçişleri Bakanlığı’nın faaliyetlerine ilişkin raporda da yardım yapılan kuruluşların bilgilerinin Sayıştay’a verilmediğinin belirtildiğini kaydeden Erdoğdu, “İçişleri Bakanlığı kamu kaynaklarını kullanarak bazı derneklere yardım yapmasına karşın, bu derneklerin faaliyetlerine ilişkin bilgilere kendi raporlarında yer vermemiş, Sayıştay tarafından sorulan soruya da cevap verilmemiş. Bu açıkca ilgili yasaların Bakanlık eliyle çiğnenmesidir. Sayıştay şimdi tüm bu bulgularla ilgili olarak soruşturma açılmasını sağlamak ve usülsüzlük yapanların cezalandırılması yolunu açmakla mükelleftir. Sayıştay’ı görevini tam yapmaya çağırıyoruz” dedi.