Türkiye’de yıllık resmi enflasyon kasım ayında yüzde 20’yi aşarken gıda fiyatlarındaki artış dar gelirli vatandaşları etkiliyor.
Türkiye gıda fiyatlarındaki artışı izlemek için 'erken uyarı sistemi' kurarken sebze ve meyvelerde üretici ile market fiyatları arasındaki belirgin fark devam ediyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verilerine göre birçok gıda maddesinde üretici ile marketlerdeki fiyat farkı yüzde 200’i aşarken çok sayıda üründe de fiyat farkı yüzde 100 ila 200 civarında seyrediyor.
Peki, sebze ve meyve fiyatlarında üretici-market farkı hangi üründe ne kadar? Üretici fiyatı ile hal, pazar ve market fiyatları arasındaki fark yüzde kaç?
TZOB aralık ayı başında yaptığı açıklamada kasım ayında üretici, hal, pazar ve marketlerde sebze ve meyve fiyatlarının ne kadar olduğunu duyurdu. TZOB’un verilerine göre, Kasım 2021’de fiyat farkının en çok olduğu ürün limon. 1 kilogram limonun fiyatı üreticide 50 kuruş iken halde 2,56; pazarda 3,66 ve marketlerde 4,5 TL oldu. Hal ile üretici fiyatı arasındaki fark yüzde 411 olurken pazar fiyatı fark yüzde 632; marketlerle fark ise yüzde 790 oldu.
Temel gıdalarda fiyat farkı yüzde 200’den fazla
En temel gıda maddelerinden birisi olan kuru soğanda da yüksek kar oranları dikkat çekiyor. Üretici kuru soğanın kilosunu 59 kuruşa satarken aynı ürünün hal fiyatı 1,29; pazar fiyatı 2,25 TL ve market fiyatı ise 2,42 lira.
Bu da üretici fiyatının üzerine yüzde 309 ekleme yapıldığı anlamına geliyor. Bir başka ifadeyle kuru soğanın fiyatı marketlerde üretici fiyatının 4,1 katına satılıyor.
Mandalinanın üretici fiyatı 1,82 TL iken marketlerde 6,3 liraya satılıyor. Fiyat farkı yüzde 247. Üretici fiyatı 1,89 lira olan ıspanağın market satış fiyatı 6,31 TL. Fiyat farkı ise yüzde 233. Portakal ve elmadaki fiyat farkı da yüzde 221. Üreticide 2,18 lira olan elmanın market fiyatı 6,99 TL. Kabak ve marulda da üretici-market fiyatı yüzde 200’den fazla.
Domates
Türk mutfağının ana ürünlerinden domatesteki fark da göze çarpıyor. Üreticide kilogramı 2,91 TL olan domates marketlerde 7,99 liraya satılıyor. Marketlerin kar oranı yüzde 174.
TZOB’un verilerine göre domates pazarlarda ise 6 liraya satılıyor. Benzer şekilde salatalığın üretici fiyatı 2,34 TL iken market fiyatı 6,26 TL. Karnıbahardaki üretici-market fiyat farkı ise yüzde 156. Marketlerin patlıcandaki kar oranı yüzde 135.
Nohut ve kuru fasulye 2 katına satılıyor
Kuru bakliyat nohut ve kuru fasulye ise marketlerde üretici fiyatının 2 katına satılıyor. Üreticide 8,31 TL olan kuru fasulyenin market fiyatı 16,22 TL. Fiyat farkı yüzde 95. Üreticide 8,79 olan nohut ise marketlerde 17,6 TL’den satılıyor. Marketlerin nohuttaki kar oranı yüzde 100.
TZOB’un seçilmiş gıda maddeleri listesinde fiyat farkının en az olduğu ürün yüzde 35 ile kuru kayısı. Patateste fark yüzde 42; pirinçte yüzde 51. Dana eti üreticide 49,12 TL iken market fiyatı 76,63 lira.
Gıda fiyatlarında “erken uyarı sistemi” işe yaradı mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birçok gıda ürününde yaşanan fiyat artışlarına farklı zamanlarda tepki gösterirken marketleri hedef almıştı.
Erdoğan 21 Ocak 2019’daki açıklamasında "Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi?... Üreticiden çıkışı ortada ama bakıyorsunuz bunlarda en ufak bir oynama, düşüş söz konusu değil. Hala 'vatandaşımı nasıl sömürürüm' bunun gayreti içerisinde. " demişti.
Erdoğan’ın açıklaması sonrası hükümet gıda fiyatları için 'Erken Uyarı Sistemi' oluşturmak için harekete geçti. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi (Gıda Komitesi) Eylül 2021’de “erken uyarı sistemi”nin kurulduğunu açıkladı.
Hükümet, gıda fiyatlarındaki artışa ilişkin olarak denetim başta olmak üzere pek çok idari tedbir de alıyor. Bu kapsamda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik her türlü tedbiri almak amacıyla 2020 yılında Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturuldu.
2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da “gıda fiyatlarına önlem” öngörülüyor. Buna göre gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısını azaltmaya yönelik olarak lojistik ve depolama alanlarında gerekli düzenlemeler yapılacak ve tarımda bölge ve ürün bazında bir planlamanın kurumsal altyapısı hayata geçirilecek.