Seçil Erzan futbol dünyasını ateşe attı: 'Paranın kayıtdışı olduğunu biliyorlardı, kapıştılar'

DenizBank Florya Şubesi'nin eski müdürü Seçil Erzan, ünlü futbolcuları dolandırma iddialarını yalanladığı hapishane mektubunda, yatırımcıların paranın kayıtdışı olduğunu bildiğini ve yüksek faiz için birbirleriyle kapıştığını savundu. Ponzi şüphesi taşıyan “gizli fon” skandalı yeni detaylarla gündemde. İşte tüm ayrıntılar...
DenizBank Florya Şubesi’nin eski müdürü Seçil Erzan, 18 kişiyi dolandırmakla suçlandığı davada hapisten gönderdiği mektupla savunmasını yaptı. BirGün'ün aktardığı mektupta Erzan, aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Selçuk İnan, Muslera ve Emre Belözoğlu gibi ünlü futbolcuların da bulunduğu yatırımcıların, sözde “gizli fon” üzerinden elde ettikleri getirilerin kayıtdışı olduğunu gayet iyi bildiklerini öne sürdü.

Gerçek Gündem'de yer alan habere göre skandal, 7 Nisan 2023’te patlak vermiş, Erzan’ın Terim’in adını kullanarak yatırımcıları yüzde 250’ye varan dolar getirisi vaadiyle kandırdığı iddia edilmişti. Erzan ise mektubunda, fonun bir Ponzi şeması olmadığını, paraların banka dışı, vergisiz bir sistemle yönetildiğini ve katılımcıların bu riski bilerek tercih ettiğini vurguladı.

Erzan’ın mektubunda, futbolcuların yüksek faiz talepleri ve baskıları detaylıca anlatılıyor. “Futbolcular, paranın ‘kayıtdışı’ olduğunu biliyordu. Kapıştılar” diye başlayan ifadelerinde, Semih Kaya’nın 3,2 milyon dolar yatırıp 6 günde 725 bin dolar faiz aldığını, bu parayla hibrid Mercedes satın aldığını belirtiyor. Kaya’nın bankadan sürekli antetli kağıtlarla imza talep ettiğini ve hesabında 10 milyon dolar görmek istediğini ekliyor.

Selçuk İnan’ın 3 milyon doların üzerinde faiz aldığına dikkat çeken Erzan, Arda Turan içinse çarpıcı detaylar veriyor: “Arda Turan, 6,5 milyon doları bir ayda 7,5 milyon dolar olarak aldı. 2 katını alamadığı için ‘Paranın tamamını alamadım, ben zaten faize karşıyım’ diyor. Arda Turan’ın korkunç bir para hırsı var. Nakit parası yokmuş, çevresinden borç almış sonradan anladım. Faiz almak için gayrimenkullerini sattı, kredi çekti. Hatta Emre Çolak’ın faizini paylaşmak için de gitmiş kendisi ile görüşmüş. Borçlarını kapattım, kredisini ödedim, üzerine faiz de ödediğim halde daha da fazlasını almak istiyordu. Ödemesini yapmadan Rolls Royce almıştı. Galerici ödeme için beni arıyordu. Galericiye ödemeyi ben yaptım.”

Emre Çolak’a ilişkin ise “Emre Çolak, İspanya’daydı. En son 10 yıl önce gördüm. Çolak beni arayıp ‘Arda abi ile para gönderiyorum’ dediğinde haberim oldu. Turan’ın alacağı olmadığı halde bir takım yollarla bankadan anaparam diyerek faiz aldığını öğrendik. Buna rağmen Çolak’a ödeme yapmadıysa vicdanına bırakıyorum” diyor.

'ÖLMEYİ BEKLİYORDUM...'
Erzan, 'baskıların zirveye çıktığı' dönemi şöyle tarif ediyor: “Adımı, soyadımı söyleyemeyecek halde, her şeye ‘Evet, Tamam, haklısın’ diyordum. Ölmeyi bekliyordum. Son 1 ayda baskılar daha da artmıştı. Artık birbirlerinin paralarını ellerinde dekontlar ile bekleyerek otoparklarda, sokak aralarında, araba bagajlarında kapıştılar. Herkesin her şeyden haberi vardı… Arda Turan, Muslera, Volkan Bahçekapılı, Semih Kaya, Fırat Özdemir, Ayhan Akman, Selçuk İnan… Eve biri girip öteki çıkıyordu.”

'KAYITDIŞI YÖNTEMİ TERCİH ETTİLER'
Mektubun son kısmında Erzan, paraların banka müdürlüğü sıfatıyla teslim edilmediğini, dolayısıyla bankacılık kurallarına tabi olmadığını savunuyor:

“Paraların hiçbiri banka müdürü olduğum için bana teslim edilmiş paralar değildi. Zaten bu paraların bankacılık faaliyetleri içerisindeki bir enstrümandan kazandırılması mümkün değildi. Hem bu yönden hem de kazanma biçimi vergiden muaf, kayıtdışıdır. Bankacılık sisteminin amacı kayıtdışının kayıt altına alınmasıdır. Bu kişiler kayıtdışı yöntemi tercih ettiler. Bu nedenle de DenizBank ya da başka bankalardan çektiklerini pastanelerde teslim ettiler.”
26 Eylül 2025 12:57
DİĞER HABERLER