Almanya'da Erdoğan taraftarlarının seçim gecesi sokaklara dökülmesi, Türkiye kökenlilerin Almanya'ya uyumunu tartışmaya açtı. Çifte vatandaşlığın kolaylaştırılması planı da eleştirinin hedefinde.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanmasının ardından Almanya'nın birçok kentinde Erdoğan taraftarları sokaklara çıktı. Seçim gecesi başkent Berlin, Duisburg, Hamburg, Frankfurt, Ulm, Mainz, Saarbrücken, Stuttgart, Münih, Köln ve Hof gibi kentlerde kutlama yapmak isteyen Erdoğan destekçileri, araçlarıyla uzun konyovlar oluşturdu ve meydanlarda sloganlar attı. Mannheim ve Stuttgart'ta gerilimler yaşandığı ve yaralananlar olduğu, sorumlu savcılıkların taşkınlıklarla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi. Havai fişek ve benzeri yanıcı maddelerin kullanılması ve trafikte sorunlar yaşanması nedeniyle çok sayıda ceza kesildiği de basına yansıdı. Sadece Münih'te Pazar gecesi bu şekilde 94 suçun kayda geçtiği belirtiliyor.
Almanya'da yapılan bu kutlamalar ülkedeki Türkiye kökenlileri yeniden gündemin ana konularından biri haline getirdi. Almanya Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir, "gürültülü" kutlamalarını "ürkütücü bir sinyal" diye niteledi ve "Kendileri liberal bir demokrasinin nimetlerinin tadını çıkarırken ülkeyi bir nevi açık cezaevine çeviren biri seçildi diye kornalara basarak kutlama yapıyorlar" diyerek Erdoğan taraftarlarını eleştirdi. Özdemir, "genç insanların, Erdoğan'ın zaferini sorgulamaksızın bu şekilde kutlamalar yapabilmesinin aynı zamanda içinde yaşandıkları liberal demokratik sistemin ve Almanya'daki ortak yaşamın reddi anlamına geldiğini" söyledi.
Liberal bir yapılanma olan Almanya Türk Toplumu adlı derneğin Eş Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu ise seçme hakkının en önemli özgürlüklerden biri olduğunu vurgulayarak yaşananlar nedeniyle Erdoğan'ı seçenlere yönelik eleştirilerin bir karalama kampanyasına dönüşmemesi konusunda uyardı. DW Türkçe'ye konuşan Sofuoğlu, "Türkiye kökenliler hazır bu kadar politize olmuşken onları Almanya siyaseti için kazanmanın Almanya'daki politikacılara düşen bir görev olduğunu" ifade etti.
Özdemir: Çoğulcu demokrasinin reddi
Bakan Özdemir, seçimler sonrasında sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede Almanya'daki AKP taraftarlarının araç konvoylarıyla yaptığı kutlamaların "zararsız eğlenceler" olmadığını vurgulayarak bu sonucun kendi başarısızlıkları olduğu özeleştirisini de yapmıştı. Özdemir, devamında da "Ankara'dan Almanya'ya yollanan imamlar üzerinden daha da çokmilliyetçilik ve aşırılık yayılmasına hazır mıyız?" sorusunu yöneltmişti.
Özdemir'in bu paylaşımı, Türkiye'den Almanya'ya devlet memuru olarak gönderilen ve maaşını Diyanet'ten alan imamların Türkiye kökenliler üzerindeki etkisini yeniden gündeme taşıdı. Tartışmalara yol açan bu uyarısına ilişkin Deutschlandfunk radyosunun sorularını yanıtlayan Özdemir, Türkiye'nin uzun yıllardır yurt dışında yaşayanlara yönelik aktif bir politika izlediğini, bunun Erdoğan'dan önce başladığını, ancak Erdoğan döneminde yoğunlaştığını söyledi. Özdemir, "Almanya'daki Müslüman çatı kuruluşlarının giderek artan şekilde geldikleri ülkenin politik yönelimi ile hareket ettiğini, ileride gelecek din görevlilerin de daha milliyetçi olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu" belirtti.
DİTİB'ten "seçmen taşıdığı" suçlamalarına cevap
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanma hakkına kavuşmasıyla birlikte Almanya'da başta Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) olmak üzere pek çok Türkiye bağlantılı kuruluş seçimlerde hükümet için çalıştıkları eleştirisiyle karşı karşıya. DİTİB'in seçim sandıklarının bulunduğu yerlere araçlarla seçmen taşıdığı, imamların AKP veya MHP propagandası yaptığı iddiaları bu seçimlerde de gündeme geldi. Pek çok AKP'li vekilin cami derneklerinde iftar buluşması adı altında seçim propagandası yaptığı da kamuoyuna yansıdı.
Binden fazla cami derneği bulunan DİTİBise Pazartesi günü yaptığı açıklamada bu yöndeki suçlamaları reddetti. Partiler için reklam yapma veya siyasi hedefler gütmeyi redden ilkeleri olduğunu belirten DİTİB, "partiler ya da destekçilerinin, seçmenlerin oy kullanmaya götürülmesi için buluşma yeri olarak camilerin önünü veya yakınındaki bir yeri toplanma noktası olarak vermesinin kendilerinin desteklediği anlamına gelmeyeceğini" savundu. DİTİB, "kamuya açık alan olan sokaklardaki buluşmaları yasaklayamayacağını, zira caddelerde yetkinin belediyede olduğunu" kaydetti.
Geçen aylarda AKP'li vekil ve bazı belediye başkanlarının Almanya'daki derneklere ve camilere düzenledikleri ziyaretler ve bu ziyaretlerde AKP'nin "Türkiye Yüzyılı" sloganının kullanılması hem Türk yetkililerin seçim etkinliği düzenlemesine ilişkin yönetmelikleri, hem de camilerin bu amaçla kullanılmasını yine tartışmaya açmıştı.
Ocak ayında partinin Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz'ün Neuss kentindeki bir camide yaptığı konuşmadan kısa bir kesit kamuoyuna yansımış, Yunus Emre Camisi toplantı salonunda yapılan bu konuşmanın seçim amaçlı olduğu anlaşılmıştı. Bu konuşmasında tehdit içeren sözleri Almanya'da yoğun tepki çekmişti .Düsseldorf Savcılığı da soruşturma başlatmıştı..