Türkiye’de muhalefet partileri, Sedat Peker’in kamuoyuna taşıdığı bazı AKP'lilere ve bürokratlara yönelik yolsuzluk, rüşvet iddialarıyla ilgili hukuki soruşturma süreci başlatılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurularında bulundu.
VOA'dan Yıldız Yazıcıoğlu'nun
haberine göre, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşayan, organize suç örgütü hükümlüsü Sedat Peker’in hafta sonunda sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme getirdiği yeni yolsuzluk, rüşvet iddiaları tartışılıyor. Geçtiğimiz dönemde Peker’in iddialarıyla ilgili hukuki süreç başlatılmaması gerekçesiyle ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere bugün siyasi partiler, söz konusu iddialara ilişkin soruşturma açılması savcılığa dilekçelerini sundu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Devletin nefes borularına yapışmış mikropların hepsini temizleyeceğim” açıklaması çerçevesinde suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Yozlaşma o kadar büyüdü ki gerçek bir beka sorunu hale geldi. Yargının durumu da içler acısıdır. Savcılar harekete geçemediği için buradayız” dedi.
Erkek, beraberinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve milletvekilleriyle birlikte geldiği savcılıkta “İktidar olduklarında ‘3Y’ ile; yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz diyenler yeni ‘Y’ler eklediler; yozlaşma, yalan, yüzsüzlük. Çürüme ve yozlaşma o kadar büyüdü ki gerçek bir beka sorunu haline geldi. Cesaretle bu yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerine gitmek zorundayız. Yargı, yürütmenin ağır tahakkümü altındadır. Cumhuriyet savcıları resen harekete geçemediği için buradayız. İlk seçimde iktidar olacağız ve bağımsız yargıyı tesis edeceğiz” tepkisini dillendirdi.
Peker'in iadesi talebi konusunda bir gelişme yokSedat Peker’in geçtiğimiz aylarda AKP’lileri hedef alan açıklamalarının ardından hakkındaki dava gerekçesiyle BAE’den iadesi talep edildi. Ancak Peker’in iktidar ile bağlantılı kişiler hakkında ortaya attığı suçlar konusunda herhangi bir adli işlem gerçekleştirilmedi. Peker’in hedef aldığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, AKP’li bir siyasetçi tarafından geçmişte her ay 10 bin dolar rüşvet alındığını öne sürmesine rağmen bu konuya ilişkin adli süreç başlatılmadı. Peker’in suç ilişkileri iddialarıyla ilgili Halkların Kurtuluş Partisi (HKP), Peker’in her açıklaması sonrasında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak henüz HKP’nin suç duyurularıyla ilgili iddianame hazırlığı kamuoyuna yansımadı.
İyi Parti, DEVA, Zafer ve TİP de savcılığa başvurduİyi Parti adına Genel Sekreter Uğur Poyraz ve milletvekilleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda suç duyurusunda bulunarak, basın açıklaması yaptı. Poyraz, "Tüm delilerinin toplanması, delillerin toplanmasıyla birlikte mal varlıklarına ilişkin ilgili tedbirlerin konulması, arama ve el koyma süreçlerinin hızlandırılmasına ilişkin taleplerimizi içeren; bunun aslında temelde fikir, amaç ve eylem birliği içerisinde bir örgütlü eylem olduğunu vurgulayarak şikayetimizi yaptık” diye konuştu.
DEVA Partisi’nin suç duyurusunda da, “Kamu görevlisi olan şüpheliler ile diğer şüphelilerin bir suç örgütüne vücut verecek tarzda birlikte hareket ettikleri, bu örgüt kapsamında sermaye piyasasında piyasa dolandırıcılığı yaptıkları, yine mağdurları zorlayarak menfaat temin ettikleri ve böylece irtikap ve rüşvet eylemlerini de gerçekleştirdikleri, resmi belgede sahtecilik yaptıkları anlaşıldığından yukarıda ayrıntısı ile belirtilen olayların, kişilerin, suçların araştırılması ve maddi gerçekliğe ulaşılması artık bir zaruret halini almıştır” denildi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) de savcılığa başvuruda bulundu ve konuya ilişkin TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, “Soygun düzeninin en ufak parçalarından birisi teşhir olmuş durumda. Bu iddialarda adı geçenler dışında bu iddiaları soruşturmayarak en hafifinden görevi kötüye kullanan, mafya rejiminin suçlarını örtbas etme gayretiyle suç örgütü haline dönüşen o savcılar, yargıçlar da bu dönem kapandığında yargılanacaklar arasında yer alacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz bu düzenle hesaplaşma arzumuzu, talebimizi dile getirerek yola çıktık. Bu hesaplaşmayı gerçek kılana kadar biz, gerekirse adliye önünde, gerekirse sokaklarda, gerekirse parlamentoda, her yerde sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, dilekçesini savcılığa teslim ettikten sonra “Suç duyurumuzda, bürokratların siyasi güçlerini kullanarak soyduğu şirketler var. Küçük yatırımcıların batan milyonlarca doları, Türk halkından çalınan serveti var. Bu çetelerin defterini dürmede kararlıyız. Biz bu işin takipçisiyiz” açıklaması yaptı.
Sedat Peker hangi iddiaları gündeme getirdi?Sedat Peker, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun şirket birleşmesi süreciyle ilgili Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i maddi çıkar sağlamak amacıyla kardeşi olan AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban’a yönlendirdiği iddiasını paylaştı. Peker, bazı belgeler ile birlikte Zehra Taşkesenlioğlu’nun Way Out adlı danışmanlık şirketi aracılığıyla Sineren’den 12 milyon lira rüşvet talep ettiğini öne sürdü. Peker, çözüm için aracılık yapacağı gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun da Sineren’den maddi talepte bulunduğunu ileri sürdü. Peker, FETÖ’nün sermaye kuruluşu olduğu gerekçesiyle kapatılan Bank Asya’nın geçmişte 16 yıl yöneticiliğini yapan eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Taranoğlu ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği Deniz Meclisi Üyesi Salih Orakcı’yı da rüşvet ağı içinde olmakla suçladı.
Peker’in paylaşımları üzerine Halk TV’de katıldığı canlı yayında Mine Tozlu Sineren de, SPK’yla ilgili sorunlarını çözmek için arayışta olduğunu ve kendisinden maddi taleplerde bulunulduğunu doğruladı.
Sonrasında Sedat Peker, Zehra Taşkesenlioğlu Ban’ın boşanma davası açtığı Ünsal Ban’ı tehdit ettiği bir videoyu paylaşarak, rüşvet ağı iddiasını yineledi.
Bu arada TELE1’de katıldığı canlı yayında can güvenliğini sağlamak için eşi Taşkesenlioğlu’nu çektiği videoyu bir arkadaşına verdiğini söyleyen Ünsal Ban, boşanma sürecinde eşini tehdit ettiği iddiasıyla Muğla-Milas’ta bugün gözaltına alındı.
AKP’li vekil ve ağabeyi eski SPK Başkanı gündemdeAKP’li vekil Zehra Taşkesenlioğlu Ban, hakkındaki rüşvet ağı iddiasına yönelik boşanma sürecinde olduğu eşi Ünsal Ban’ı suçladı. Bana bıçak doğrulttuğu görüntüler kamuoyuna yansıdığı gerekçesiyle “kadına yönelik şiddete maruz kaldığı” görüşünü paylaşan AKP’li vekil, yazılı açıklamasında “Görüntülerde tartışma sırasında Ünsal Ban’ın ailesinin ve çevresinin uzun dönemdir benim ve ailemin adını kullanarak yaptığı usulsüzlüklere gösterdiğim ve artık son noktaya gelen tepkim yaşadığım bu zorlu süreci gözler önüne sermektedir Farklı bir boyuta çekilen bu görüntüler, boşanma sürecinde zor günler yaşayan bir kadının linç edilmesi ve itibarsızlaştırma çalışmasından başka bir amaca hizmet etmemektedir” açıklamasında bulundu. AKP’li vekil, yargı yoluyla hesaplaşacağını sözlerine ekledi.
Ağabeyi, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu da, yazılı açıklamasıyla iddia sahipleriyle ilgili suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Taşkesenlioğlu, açıklamasında Peker’in gündeme taşıdığı olaylar ve kişilere ilişkin şunları dile getirdi:
“Mine Tozlu Sineren adını göreve başladığım Nisan 2018 sonrası Erzurumlu olmamız hasebiyle Erzurumlu olduğunu söyleyerek onun adına randevu isteyen biri dolayısıyla öğrendim. Firma sahiplerinin farklı kişiler üzerinden randevu talebine cevap vermeyeceğimi belirttim. Bu süreçte yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirketin işlemleriyle ilgili inceleme ve soruşturmalar devam etti. İncelemeler sonucu rapora bağlandıktan sonra, kendisinin de içinde bulunduğu kişiler hakkında kurul kararıyla 2 veya 3 suç duyurusu ihbarında bulunuldu. Serkan Taranoğlu ismini son iki üç gün öncesine kadar duymuş bile değildim. Bahsedilen Salih Orakçı ile 5-6 yıl önce yani SPK başkanlığım öncesinde bir tanışma dışında görüşmem olmamıştır. Borsagündem internet sitesi sahibi Orhan Pala ile göreve başladığım 2018 yılında yaptığı hayırlı olsun ziyareti dışında bir görüşmem olmamıştır. Burak Taşçı'yı tanımam, herhangi bir irtibatım olmamıştır. Kız kardeşim Zehra Taşkesenlioğlu SPK ile ilgili hiçbir iş için aramamıştır. Mine Tozlu Sineren ile görevden ayrıldıktan sonra bir hukukçunun ricası ile onun da bulunduğu ortamda randevu taleplerini doğrudan istemek yerine farklı kişiler vasıtasıyla yapmasının son derece yanlış olduğunu yüzüne karşı söyledim. Varsa bir şikayeti, kuruldan ve yöneticilerden randevu isteyip görüşmesini söyledim. Benim rica etmemi söylediler ancak ben kendim aramayacağımı da bildirdim. Mine Tozlu Sineren ve yeni diğer iftira atanlara karşı da yarın suç duyurularında bulunacağım.”