Erdoğan'ın 'seferberlik görev emri olanlar hazır olsun' demeci tartışmaları da beraberinde getirdi
Geçtiğimiz yüzyılın konvansiyonel savaşlarında yer alan seferberlik ve topyekün savaş gibi kavramlar unutulmaya yüz tutsa da Tayyip Erdoğan'ın miting meydanlarında 'vatandaşlar hazır olsun' tarzı söylemlerde bulunması ilginç bulunuyor. Büyük bir ordusu bulunan ve teknik olarak herhangi bir devletle savaş halinde olmayan Türkiye Cumhuriyeti'nin seferberlik çıkarmasına gerek bulunmuyor. Ancak Erdoğan'ın tarif ettiği şekilde Afrin operasyonunun savaşa dönüşmesi durumunda küçük bir ihtimal olsa da bu seçenek gündeme gelebilir.
Seferberlik emri (sefer görev emri) 41 yaşına dek erkeklerin zorunlu askerlik yaptıkları halde savaş durumunda tekrar askere çağrılması anlamına geliyor. Sefer görev emrinin gelip gelmediği e-devletten sorgulanabiliyor. Sorgulama yüzünden zaten dün e-devlet sitesi yine çöktü. Sefer görev emri olanların seferberlik durumunda orada yazan askeri birliğe teslim olması gerekiyor. Çağrıya uymayanlar yakalanıp birliklere teslim ediliyor. Sadece kişiler değil araçlar ve iş makineleri de sefer görev emrine dahil edilebiliyor. Araçların ruhsatlarında eğer o araç için emir varsa bu açıkça görülebiliyor.
İKİ AY ERTELEME İÇİN GEREKEN ŞART
Çağrılan kişinin çalıştığı şirket seferberlik ve savaş planlamasında görev verilen özel kurum ve kuruluşlardan biriyse ve o kişinin yaptığı iş kritik öneme sahipse, çağrı iki aylığına ertelenebiliyor. Fakat iki ay sonra kişinin teslim olması gerekiyor.
Diğer işyerlerinde çalışanların ise böyle bir imkanı bulunmuyor.
YURTDIŞINDA YAŞAYANLAR VE ÇİFTE VATANDAŞLARA ÖZEL MUAMELE
Yurtdışında yaşayıp sefer görev emri alanlar, konsolosluklara oturma izni ibraz ederek emre uymama hakkına sahip. Çifte vatandaşlara ise sefer görev emri verilmiyor.
41 YAŞINA DEK KAPSIYOR
Sefer görev emri 41 yaşına kadar olan erkeklere verilebiliyor.
SEFERBERLİK GÜNDEME GETİRİLEREK NE AMAÇLANIYOR?
Son zamanlarda Erdoğan tarafından dinimizde en yüksek mertebe sayılan şehitliğin istismarı göze çarparken bu yönde bir hazırlık olup olmadığı muamma. Uzun yıllardır terörle mücadele eden TSK ve Emniyet, binlerce güvenlik görevlisini şehit vermiş olmasına, defalarca sınır ötesi operasyon yapmasına rağmen de buna savaş adı vermekten özellikle kaçındı. Terörle mücadeleyi resmi söylemde genelde düşük yoğunluklu çatışma olarak tanımlayan Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ilk kez Afrin operasyonuyla konuyu 'savaş' başlığı altında ifade etmeye başladı. Yaklaşan seçimler, milliyetçi oylara duyulan ihtiyaç, düşen AKP'li seçmen motivasyonunu artırma, muhalefeti çatışmalara odaklayarak milli menfaatler vurgusuyla yanına çekme stratejisini uygulayan AKP ve Erdoğan'ın son sözler üzerine nasıl bir stratejik plan üzerine çalıştığı bilinmiyor.