Daha önce kaybolduğu öne sürülen ve olayın aydınlatılmasında rol oynayacağı belirtilen 218 adet fotoğrafın kurtarılması için TÜBİTAK'a yapılan başvuruya olumsuz cevap geldi. TÜBİTAK'ın cevabına şehit aileleri ve avukatları tepki gösterdi. TÜBİTAK'tan Askeri Mahkeme'ye gönderilen yazıda, “Kuruma bağlı birimlerin adli inceleme yapmasına yönelik kanuni bir yükümlülüğünün olmadığı. Ayrıca kurumumuz tarafından yürütülmekte olan projelerin yoğunluğunun müsaade ettiği nispette adli analiz talepleri karşılanmaya çalışıldığından olumlu cevap verilememektedir.” ifadeleri kullanıldı.

Afyonkarahisar Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası'nda 5 Eylül 2012 tarihinde içinde el bombalarının bulunduğu belirtilen iglo tipi cephaneliğin patlaması sonucu 2'si astsubay, 2'si uzman, 21'i er olmak üzere 25 asker şehit olmuştu. Tüm Türkiye'yi yasa boğan patlamayla ilgili davanın 13. duruşması Eskişehir'deki Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görüldü. Dünkü duruşmaya 3 yıldır davaya bakan mahkeme heyetinin yerine başka bir heyet baktı. Duruşmada, söz alan şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş, yeni mahkeme heyetinden umutlu olmak istediklerini söyledi. Avukat Ulutaş, patlamanın neden meydana geldiği gerçeğinin saklandığını belirtti. Şehit Tolga Taştan'ın babası Ali Taştan da, “Evlatlarımızın yerinde rahat uyumaları için bir an önce bu davanın sonuçlanmasını istiyoruz.” dedi. Mahkeme, sanıkların tutuklanması yönündeki talebi reddetti. Olay yerinde yeniden keşif yapılması talebini ise kabul etti. Duruşma 27 Ocak 2016 tarihine ertelendi.

Ailelerin avukatları tarafından yapılan incelemede, 218 fotoğrafın eksik olduğunun belirtilmesi üzerine geçen 11 Haziran'da TÜBİTAK'a yazı yazılarak, fotoğraflarda herhangi bir silme işleminin olup olmadığı, varsa geri getirilme olanağının bulunup bulunulmadığı sorulmuştu. TÜBİTAK'tan başvuruya olumsuz cevap geldi. TÜBİTAK'ın ret talebine şehit aileleri, “Bu nasıl bir iş, böyle bir iş, böyle bir gerekçe olabilir mi?” diyerek tepki gösterdi. Şehit ailesi avukatları ise incelemeyi yapması gereken asıl kurumun TÜBİTAK olduğunu savundu. Bunun üzerine, aynı talep Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı'na yöneltildi.