Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bugün huzurunda bulunduğumuz şehit kardeşimiz bize çok şeyi hatırlatıyor. Makamların en yücesi olan şehitlik makamına erişti. 100 sene önce bu topraklarda Çanakkale Savaşı'nda ya da Sarıkamış'ta, kimileri soğuktan donarak ya da Çanakkale'de bir adım ötesinde şehitliğe doğru yürürken kahramanca hayatını verenlerle bugün huzurunda olduğumuz Müsellim kardeşimizin makamı aynı makamdır. Bizler vatan hizmetini değişik lehçelerde yürütürken, hep o makama ulaşmak için dua ederiz. Allah şehitlerimizin yanında haşr olacak kadar layık olanlardan eylesin. Ailesinin hüzünü ve acısını hissediyoruz ama Müsellim kardeşimize gıpta ediyoruz. Biz onları ölü zannederiz ama onlar hayattadırlar. Rahmetli şehidimize hitaben diyorum ki bu bize yüce şehitlik makamının önemini anlatıyor hem de üzerimize düşen vazifeleri. Kahraman şehidimizin ruhu şad olsun.

Ama bilsin ki onun şehadeti için ahtettiği milletimizin birliği ve beraberliği, ülkemizin bütünlüğü ondan sonraki nesillerce ebediyen korunacaktır. Hangi görevde olursak olalım, onun aziz hatırasını hiçbir zaman unutmayacağız. Bu aziz hatıranın gereğini hangi mevki ve makamda olursak olalım, yapmakta tereddüt etmeyeceğiz. Çanakkale Savaşı'nda, Sarıkamış dağlarında şehit olanlar, dışarıdan gelen işgalcilere karşı, müstevilere karşı vatan toprağını korudu. Bu şehit kardeşimiz ise doğrudan gelmeyen, yabancı müstevilerin dolaylı maşalarına karşı bu toprağı korudu. Bu dolaylı maşalarda bilsinler ki bölücü terör örgütü, arkasındaki güçler de bilsinler ki 78 milyonun son ferdine kadar, bu şehidimizin üstüne örttüğümüz şu al bayrağı bu semalarda ebediyen dalgalandırmak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır."

Şehitlerimizin emanetlerini ebediyen koruma konusunda da kararlıyız. Dün bir tarafta Suruç'taki terör saldırısı, diğer taraftaki Adıyaman'dan gelen şehit haberi yüreğimizi dağladı. Bu topraklarda, stratejik topraklarda beraber yaşamanın bedelini bir kez daha gösterdi. Bedel neyse ödemeye hazırız. Bu bedelin karşılığı olarak herhangi birileri bu semalarda al bayrağın ineceğini düşünüyorsa, bu ülkenin bölünebileceğini hayalinden geçiriyorsa, bu milletin fertlerinin birbirine düşman kılınacağını, kardeş kavgalarının yayılacağını düşünüyorsa onlarda bilsinler ki her bedeli öderiz ama onlara izin vermeyiz. Bilin ki sizlerin evladınız bizim evladımızdır. Sizlerin acınız bizim acımızdır. Kendi evladımızı uğurluyoruz. Her bir aile her bir baba bunu bugün Türkiye'de yürekten hissediyor ve acınızı paylaşıyor. Aileniz ailemizdir, şehidiniz şehidimizdir. Ve bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi şehitlerimizin emanetlerini ebediyen koruma konusunda da kararlıyız. Şehidimizin ruhu şad olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin ve ailemizin başı sağ olsun."

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasının ardından, şehit Jandarma Uzman Onbaşı Müsellim Ünal'ın cenazesi askerlerin omuzlarında ambulansa taşındı. Şehidin cenazesi, helikopterle memleketi Kayseri'ye gönderildi.

Adıyaman'da PKK'lılarla girilen çatışmada şehit düşen Uzman Onbaşı Müsellim Ünal için düzenlenen askeri uğurlama törenine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, çatışmada yaralı askerleri hastanede ziyaret etti.

Davutoğlu, tören sonrası yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, burada yaralı Uzman Onbaşı Tanju Gülen ve Başçavuş Yunus Vatandaş'ı ziyaret etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu, basına kapalı gerçekleşen ziyaret sonrası Adıyaman Havalimanı'na geçerek kentten ayrıldı.

Şehit için düzenlenen cenaze törenine önce sadece AA ve TRT ekibi alınacağı belirtildi. Daha sonra başbakanlık görevlileri bazı basın mensuplarını özel olarak çağırarak kışla içine aldı. Diğer basın mensupları ise içeri alınmadı.

CİHAN