Mehmet Selim Kiraz, 14 yıllık cumhuriyet savcısıydı. 4 ay önceki HSYK kararnamesiyle Gaziosmanpaşa Adliyesi’nden Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne atanmıştı.
'DOSYALARI EVDE İNCELİYORDU'
Berkin Elvan dosyası dahil, Gezi olayları esnasında İstanbul’da yaralanan veya hayatını kaybedenlere ilişkin bütün dosyalar kendisine verilmişti. Yoğun çalışıyordu, iş yükü oldukça fazlaydı. Bu yoğunluğun arasında kendisiyle görüşmek isteyenleri de geri çevirmezdi. Son görüşmemizde sehpanın üzerinde duran dosyaları gösterirken, “Mesai saatleri yeterli olmuyor, evde de çalışmaya devam ediyorum. Yanındaki dosyalar da hafta sonu evde çalıştıklarım.” dedi.
'DOSYALARIN RAFA KALDIRILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİM'
Gezi’de polisin attığı gaz fişeğinin isabet etmesi sonucu sakat kalan iki mağdur vatandaşın dosyası da Savcı Kiraz’daydı. Mağdurların dosyanın bir türlü ilerlemediği ve akim kalacağı yönündeki kaygılarını aktarınca, bunları anlayışla karşıladığını söyledi ve ekledi: “Hiçbir dosyanın rafa kaldırılmasına müsaade etmeyeceğim.”
'BEN HUKUKÇUYUM İNSANLARIN İNANCINI DEĞİL SOMUT BULGULARI ARAŞTIRIRIM'
Savcı Kiraz, elindeki dosyalar sebebiyle eleştirilerin hedefinde olduğunu, hakkında basında yer alan haberleri yakından takip ettiğini de dile getirdi. ‘Berkin Elvan savcısı’ olarak nitelendirildiğini, kimi zaman hedef gösterildiğini anlattı. Kendisine devredilen dosyalarla alakalı mevcut kamuoyu hassasiyetinin farkında olduğunu, insanların bir an önce sonuç beklediğini ve bütün bunların mesleki ve vicdani sorumluluğu ile çalıştığına işaret etti. “Ben kimsenin niyetini, dünya görüşünü, inançlarını sorgulamıyorum, sorgulamam. Hukukçuyum ve mesleğim bunu gerektirir. Somut bulguları araştırıyorum.” diye konuşurken, bir savcı olarak kendisini yalnızca hukukun ilgilendirdiğine vurgu yaptı. Hiç kimsenin hakkının çiğnenmesini istemediğinin altını çizdi.
‘ÇOCUKLARIM DÜNYA VATANDAŞI OLSUN’
Savcı Kiraz, baktığı dosyaların yabancı medya tarafından da izlendiğini, elinden geldiğince bu yayınları takip etmeye çalıştığına da temas etti sohbetimizde. Dünya medyasından açılan sohbet, evrensel hukuk sistemi ve algısına uzandı. “Bizim şartlarımız belliydi. Elimizden gelenin en iyisini yaptık ama dünya vatandaşı olamadık.” dedi. İki çocuğu olduğunu, ilkokul çağındaki oğluna şimdiden dünyayı tanıma, bir dünya vatandaşı olma fikrini aşılamaya çalıştığını ifade etti ve şöyle ekledi: “Eğer imkân olursa liseyi yurtdışında okumasını istiyorum. Şimdiden ara ara bu yönde telkinlerde bulunuyorum. Bir dünya vatandaşı olmalarını istiyorum.”
ZAMAN