Akdeniz'de keşif uçuşu yaparken 22 Haziran'da vurulan F-4 keşif uçağının iki pilotun naaşlarına yapılan otopsilerde,
herhangi bir patlayıcı ya da yanma izine rastlanmadı. Pilotların, uçağın denize düşmesine bağlı olarak "travmatik ölümlerinin" gerçekleştiği öğrenildi. Koltuklarının fırlatmasını çalıştırmaya fırsat kalmadan denize çakılan, kaskları ve ayaklarındaki postalları çıkmış bir şekilde bulunan şehit pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy'ın naaşlarına 1260 metre derinde ulaşılmıştı. Genelkurmay Başkanlığı, 11 Temmuz'da yaptığı açıklamada, su yüzeyinde bulunan parçalarda petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ya da hızlandırıcı madde profiline, patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait bir bulguya rastlanmadığı açıklamıştı. Uçağın, uçaksavarla da vurulmadığı yine Genelkurmay'ın önceki gün yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyurulmuştu. Pilotların,
radar güdümsüz bir füzeyi havada son anda fark ederek ani bir manevra yaptığı ve bu sırada irtifa kaybederek denize çakılmış olabileceği belirtiliyor.
İRTİFA MI KAYBETTİ?
Malatya Adli Tıp'ta yapılan ilk incelemede pilotların ani düşme sonucu sert bir şekilde denize çakılmaları nedeniyle öldükleri anlaşılmıştı. Daha sonra yapılan
detaylı otopside de pilotların vücutlarında füze ya da uçaksavarla oluşabilecek bir dağılmaya da rastlanmadı. Ancak 12 gün suyun dibinde kalan pilotlarda deniz canlıların neden olduğu bazı parçalanmalar görüldü. Deniz dibinde yan yana bulunan pilotlardan birinin bacağının parçalandığı öğrenildi.
Uçağın, radar güdümsüz olduğu için merkezden tespit edilemeyen ancak ikaz sisteminin algılayabileceği, omuzdan atılan bir füzeyle vurulmuş olabileceği belirtiliyor. Düşürülen F-4 keşif uçaklarında füze algılama sistemi olmadığı için, pilotların,
fırlatılan füzeyi son ana kadar fark etmemiş olabilecekleri ifade ediliyor. Uçağın ani rota değişikliği de son anda fark ettiği füzeden kaçma hareketi olarak yorumlanıyor. Bu sırada irtifa kaybeden uçağın denize çakılmış olabileceği tahmin ediliyor.