Türkiye Gıda ve Şeker Sanayii İşçileri Sendikası (Şeker-İş) Genel Başkanı İsa Gök, şeker sektörünün stratejik özelliği sebebiyle aslında savunma sanayinin en önemli silahları arasında yer aldığını belirterek, "Şeker fabrikalarının bilinçsizce özelleştirilmesi Türkiye savunma sanayinin kalbine bomba atmakla eşdeğerdir." dedi.
İsa Gök, son günlerde yeniden gündeme taşınan şeker fabrikalarının, bilinçsizce özelleştirilmesinin Türkiye Savunma Sanayi'ni de olumsuz yönde etkileyeceğini iddia etti. Şeker sektörünün üzerinde ciddiyet ve hassasiyetle durulması gereken stratejik sektörlerin başında geldiğinin altını çizen Gök, yazılı açıklamasında, ülke gerçeklerini göz ardı eden bir yol haritasıyla şeker fabrikalarını özelleştirmenin Türkiye'nin, özellikle de Savunma Sanayii'nin kalbine bomba atmakla eşdeğer olacağını söyledi.
"MAKİNE FABRİKASI HER TÜRLÜ SİLAHI ÜRETECEK KABİLİYETTE"
Şeker sektörünün stratejik özelliği sebebiyle aslında savunma sanayiinin en önemli silahları arasında yer aldığını belirten Gök, Şeker Fabrikaları bünyesinde kurulan Makine Fabrikalarının bunların başını çektiğini kaydetti. Gök, "Şöyle ki; Afyon, Ankara, Eskişehir, Erzincan ve Turhal fabrikaları Şeker Sanayi bünyesinde makine fabrikaları olarak kurulurken ilk etapta amaçlanan, şeker fabrikalarına yedek parça üretimi ve komple şeker fabrikası yapmaktı. Bu amaç doğrultusunda makina fabrikaları şeker fabrikaları bünyesinde kuruldu. Makina fabrikaları bu amacına da uzun seneler içerisinde ulaştı ve ülke ekonomisine gözardı edilemeyecek önemli katma değer sağladı. Bu hedefler doğrultusunda imalatlar fabrikaların makine yedek parça ihtiyaçlarının karşılanmasının dışında bir savaş durumunda silah üretimi yapabilecek şekilde de dizayn edildi." izahında bulundu.
Her ne kadar makine fabrikalarının kaderine terk edilseler de bugün halen daha yüzde yüz Türk işçisinin alın teriyle savunma sanayine her türlü ağır silah ve yedek parçayı üretebilecek kabiliyette olduğunu iddia eden Gök, şöyle devam etti: "Hatta bu fabrikaların yerli otomobil üretecek kapasitesi bile var. Ancak, Özelleştirilme süreci tüm fabrikaların elini kolunu bağlamış durumda. Bu süreçte yaşanan belirsizlikle birlikte makine fabrikaları da şeker fabrikaları gibi bir bütün olarak ele alındığından, rast gele satılmaması için verdiğimiz mücadelelerin önemi daha da artmaktadır. Biz, Sendika olarak şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı açtığımız davalarla aslında göz ardı edilmemesi gereken bir tehdidi de engellemeye çalışıyoruz. Bu sebeple şeker sektörü özelleştirilirken konu diklemesine değil, her boyutuyla değerlendirilerek üzerinde ciddiyet ve hassasiyetle durulması gerekmektedir." CİHAN