HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör saldırısının yaşandığı Şanlıurfa'nın Suruç ilçesini ziyaret etti. Demirtaş ziyareti sonrasında açıklamalarda bulundu
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 32 kişinin öldüğü terör saldırısının ardından Şanlıurfa'nın Suruç ilçesini ziyaret etti. Demirtaş yaptığı ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu. Her an başka saldırıların olabileceğini söyleyen Demirtaş, "Şimdi yine etrafımıza bir zulüm kalesi örmeye çalışıyorlar. Bu topraklar bir tek kimliğin malı mülkü değildir. Bunlarda zerre kadar duygu kalmamış. Her an başka saldırılar olabilir. Bu halkın derdine çare bulmamız lazım. Biz buna hazırız." dedi.
Selahattin Demirtaş'ın açıklamasından öne çıkanlar;
Bu katliamı bir kez daha lanetlemek için buradayız. Sizler burada bulunan bu topraklarda yaşayan siz değerli kardeşlerim, maalesef ki bu tür acılara yabancı değilsiniz, yabancı değiliz. Bütün tarihimiz buna benzer acılarla ölümlerle zulümlerle, katliamlarla, acılarla geçti. Bu topraklarda yaşayan bütün halklara, herkese hepimize dayatılan sadece ölüm oldu.
Her birimiz kendi ana vatanımızda kendi topraklarımızda öz yurdumuzda neredeyse yüzyıllardır köle muamelesi gördük. Başka amaçlar uğruna, kendi çıkarları uğruna, emperyal çıkarları uğruna, ekonomik çıkarları uğruna topraklarımızı yüzyıllardır zulüm mekanları haline getirdiler. Elbette bu yaşadığımız acı ilk değil.
Dün burada patlatılan bomba bu halkın kalbinde patlatılmış ilk bomba değil. Korkumuz, kaygımız odur ki, son da olmayacaktır. Çünkü insanlık düşmanı, insani değerlerin düşmanı hep var oldu, var olmaya devam edecekler.
Ve onlardan beslenenler, onları destekleyenler, küçük çıkarları uğruna insani değerleri satanlar, gencecik bedenleri paramparça edecek kadar vahşileşmiş olanları besleyenler hep var oldu var olacak. Ama bizi ayakta tutan şey, onlar var evet fakat direnenler de var, umut da var. Her zaman, her daim kardeşlik de var, yoldaşlık da var. Omuz omuza el ele durduğumuz bu topraklarda her zaman zulüm kaybetmiştir. Zalimlerin kaleleri her daim yıkılmıştır. Tarihte zulmüyle yüzyıllarca başarılı olan hiç kimse görülmemiştir. Halk eninde sonunda birleşmiş, omuz omuza el ele vermiş ve zulüm kaleleri yıkılmıştır.
"HER AN BAŞKA SALDIRILAR OLABİLİR"
Şimdi yine etrafımıza bir zulüm kalesi örmeye çalışıyorlar. Bu topraklar bir tek kimliğin malı mülkü değildir. Bunlarda zerre kadar duygu kalmamış. Her an başka saldırılar olabilir. Bu halkın derdine çare bulmamız lazım. Biz buna hazırız. 80 milletvekiliyle Meclis'in olağanüstü toplanması için hazırız, 110 imza gerekiyor. Bakalım 30 milletvekili çıkacak mı?
IŞİD'in zihniyeti tekçi zihniyetidir. 'Ya bana biat edeceksin ya da çoluk çocuk, yaşlı, genç, kadın demeden paramparça edeceğim seni' mesajını vermek istiyorlar. Bu tekçilik anlayışı siyasette hakimdir. Maalesef Türkiye siyasetinde de bize tekçilik anlayışı dayatılıyor. 'Ya tek din olacaksınız, ya tek dil olacaksınız, ya tek ırk olacaksınız, ya tek millet olacaksınız. Ya biat edeceksiniz ya da size bu topraklarda yaşam şansı tanımayacağız' diyorlar.
Bütün bu zulüm anlayışı karşısında çaresiz değiliz. Çare nedir derseniz, çare tıpkı buraya gelip yalnız değilsiniz ey Kobani'de direnenler, yalnız değilsiniz ey Suruç'ta direnenler' diyen gençlerin yaptığını yapacağız. Çare budur. Dayanışma göstereceğiz. Bir yanda insanları diri diri yakan, kadınları köle pazarında pazarlayan, kelle kesen bu anlayış varken bir yanda karınca kararınca yaptıkları yardım kampanyası ile topladıkları oyuncakları, kitapları gönül dolusu sevgiyle otobüslerle buraya getirip insani değerleri yüceltmeye çalışanlar var. İşte umut bunlardadır.
Burada ölen, Kürt müdür, Türk müdür, Çerkez midir, Arap mıdır? Bakın bunun bir önemi yok. İnsandır insan... İnsani değerleriyle buraya selam getiren, buraya yoldaşlık mesajı getiren her insan bu topraklarda insanı yüceltmiştir.
IŞİD'E ŞİRKET GİBİ ELEMAN GÖNDEREN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VAR
2 gündür IŞİD'e tek operasyon yok, tutuklanan yok, gözaltı yok. Bu zihniyet bu tür terör örgütlerini destekleyen zihniyettir. Biz şiddetin bitmesi için çaba gösterirken neredeyse bizi bu saldırıdan sorumlu tutaacaklar. Sizler 10 bin HDP'liyi tutuklayıp, içeri attınız. Samimiyseniz bu ülkedeki IŞİD'i tutuklayın. Buradaki IŞİD'e eleman gönderenleri yakalayın. IŞİD'e eleman gönderen şirketler gibi sivil toplum örgütleri var. Teröristleri buradan Suriye'ye gönderiyor. Türkiye bunları engelleme konusunda kayıtsız kalıyor. Davutoğlu 'belge var mı' diyor, buyrun TİGEM arazisine gidelim orada neler oluyor, kimlere izin veriliyor. İşte IŞİD ve benzeri örgütler buralardan beslendiler. Eleman lojistik desteği böyle sağladılar. Şimdi çözüm süreci yani iç barışımız yani çözüm süreci, dış politika ve sınır güvenliği var. Buyrun Meclis'te tartışalım diye çağrı yaptık henüz cevap gelmiş değil. Halk burada açlıktan ölüyor. Konuşarak tartışarak müzakere ederek konuşmamız gerekiyor. Barış için Parlamento bunu konuşmalı. Öyle birbirine hakaret etmekle ülkenin sorunları çözülmüyor."