Selçuk Gültaşlı: Acaba referandumda da Gül, Hocaefendi'nin siyasete müdahale etmesine içerlemiş miydi?

Selçuk Gültaşlı: Acaba referandumda da Gül, Hocaefendi'nin siyasete müdahale etmesine içerlemiş miydi?
Bu kitabın Gül'ün onayından geçmeden yayımlanma ihtimaline kimse inanmıyor. Gül, kitap üzerinden mesajlarını vermiş oldu ama kimseyi tatmin edemedi.

...



Basın ve ifade hürriyeti konusunda hassas olan Gül ve Sever'in, ‘vurun cemaate' mevsiminde silahlı terör örgütü yöneticiliğinden yargılanan Dumanlı için başka yorumlar da yapmış olmalarını beklerdim. Sadece Dumanlı için değil, bir taraftan hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığının faziletlerini her gördüğüne anlatan ama bazı gazeteciler için yargıya açıktan müdahale etmekten çekinmeyen Gül, ‘Hidayet Karaca ve Mehmet Baransu için şifa niyetine bir iki laf etmiş midir?' diye kitapta boşuna geziniyorsunuz. Sever, kitabı cumhurbaşkanlığı dönemini kaleme aldığını söyleyerek bir savunma yapabilir ama bu Gül'ü kurtarmaz. Askerî vesayeti yıkma şerefini Gül'e veren Sever'in vesayetin asıl belini kıran Baransu ya da Taraf'ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'la ilgili de herhangi bir yorumuna rastlamıyorsunuz. Basın hürriyeti denince, Gül sanki sadece bazı gazetecilerin özgürlüğünü anlıyor.



Yine kitaba göre Hayrünnisa Gül, cumhurbaşkanı eşi olduğu halde asker tarafından sürekli istiskal ediliyor. Çankaya'nın asıl sakini olmasına rağmen Köşk'ün bazı bölgelerine girmesi asker tarafından yasaklanıyor. Devlet başkanlarının karşılanmasında askerler kırmızı halıda yürümesine itiraz ediyor, çimde yürümesini teklif ediyor. Gül'e üç yıl aradan sonra 18 Ekim 2010'da Hayrünnisa Hanım'ın kuvvetli itirazı sonrası birden bire cesaret geliyor ve bu uygulamaya son verilmesi talimatı veriyor. 18 Ekim 2010 tarihi çok önemli bir tarih ama nedense Sever bu bağlantıya işaret etmemiş.



Askerî ve yargı vesayetini kıran 12 Eylül 2010 referandumu yapılalı neredeyse bir ay olmuş, halk yüzde 58 demiş, Gül'e de cesaret gelmiş. Kitap boyunca Cemaat'le arasına mesafe koyma endişesi taşıdığı anlaşılan Gül, Hocaefendi ile ilgili de haksız ve vefasız değerlendirmeler yapıyor. Mesela Hocaefendi'nin siyasetçi gibi konuştuğunu söyleyip, ‘Bu kadar siyasete meraklıysan bir parti kur, siyasete gir.' diyor. İnsanın aklına şu geliyor tabi: Hocaefendi büyük bir risk alarak referanduma ‘evet' denmesi çağrısı yapmış, birçok ağır eleştiriye hatta hakarete göğüs germişti. Acaba o zaman da Gül, Hocaefendi'nin siyasete müdahale etmesine içerlemiş miydi? Neyse ki o zaman Gül'ün Hocaefendi'nin gayretleri için ne dediğini biliyoruz. Vakti gelince o sözleri hatırlatan da çıkar.



Bir de şunu merak ediyor insan ama cevabını kitapta bulamıyor: Hayrünnisa Hanım'ı üç yıl boyunca sürekli istiskal eden cuntacı askerlerle ilgili darbe davaları ‘milli kumpas' olarak nitelendirilip, bütün hepsi salıverildiğinde Gül bir şeyler söylemiş midir acaba? Yoksa 17 Aralık'tan sonra sıklıkla yaptığı gibi düşünüp, kahrolup, susmuş mudur?



...



YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

22 Haziran 2015 08:01
DİĞER HABERLER