Cumhurbaşkanı isterse Montrö Sözleşmesi'nden de çıkılabileceğini açıklayarak tartışmalara sebep olan Meclis Başkanı Mustafa Şentop, sözlerinin çarpıtıldığını ileri sürdü. Sözlerine 4 gün sonra açıklama getiren Şentop herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi telaffuz etmediğini söyleyerek, ''Bu tür anlaşmalardan çıkmanın imkansızlığını anlattım'' dedi.
Cumhurbaşkanının istemesi halinde İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği gibi Montrö Sözleşmesi'nden de Türkiye'nin çekilebileceğini açıklayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, sözlerinin çarpıtıldığını ileri sürdü. Şentop katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanının imzası ile Montrö'den çekilmenin mümkün olup olmadığı sorusu üzerine "Teknik olarak yapabilir. Mantıkta mümkün ile muhtemel arasında bir fark vardır... Marmara Denizi'nden ayran yapabilmek mümkün müdür? Mümkündür" diyerek cevap vermişti.
Tartışmaya sebep olan açıklamasının üzerinden 4 gün geçtikten sonra Şentop yeni bir açıklama yaptı ve sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti.
Şentop'un açıklamalarından öne çıkan satır başları ise şu şekilde:
"Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. Soruyu soran gazeteci arkadaşımızın iyi niyetiyle bazı anlaşmaları zikrederek sordu. Ben de iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim. Bunun Montrö dahil bazı anlaşmaların nasıl tartışma konusu olduğunu sorguluyorum. İşin hukuki boyutuyla insan iş yapmazlar. Hukuk tekniği bakımından konuştuk. Lozan gibi Montrö gibi anlaşmalardan çıkmanın söz konusu olmayacağını da açık bir şekilde söyledim. Bunun imkansızlığını ifade ettim.
Başta Montrö olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu, İstiklal Harbi'yle elde ettiğimiz mevzilerle ilgili hiçbir düşünce aklımızdan geçmemiştir. Türkiye'de siyaset yapan bazı insanların bir sözü veya kişiyi eleştirirken ne dediğine bakması gerektiğini düşünüyorum.
Benim söylemişim gibi değerlendirme yapmalarından üzüntü duyuyorum. Bu tartışmalarda şunu gördüm, Türkiye'nin güvenliğini, sınırlarını koruyan anlaşmalar değildir, bunu koruyan devletimizin kudreti, ordumuzun gücüdür... İçlerinde gizli mandacılık anlayışıyla özgüvensiz bazı siyasetçilerin bizim yazılı metinler üzerinden bizim sınırlarımızı tartışmaması gerektiğini ifade ederim. Herkes kendisine gelsin. Bunu dile getirenler içlerindeki mandacı fikri dile getirmektedir. Onları kınıyorum.."