''Merkez Bankası dolar 4 TL’yi geçtiği anda tereddüt etmeden faizi yüzde 15-16 bandına çıkarabilseydi bugün dolar 4,10 TL’nin altında olacaktı. Artık piyasadaki dengeler o kadar süratle değişiyor ki sıcak para yüzde 16 faizi bile ikna edici bulmayabilir.''
Semih Ardıç / Tr724
Türk Lirası tarihinin en sefil günlerini yaşarken, Merkez Bankası (TCMB) ölü taklidi yapıyor. Elindeki iki silahtan biri olan döviz rezervleri kullanılamıyor. Zira piyasayı hizaya getirecek kadar mermi yok.
Brüt rezervler altın dahil 110,7 milyar dolar. Net döviz rezervi (28 milyar dolar) ise Türkiye’nin iki aylık ithalat faturasını bile ödeyemiyor.
TL BİR AYDA YÜZDE 10 ERİDİ
Merkez Bankası diğer silahını, yani faizi vaktinde kullansaydı bir nebze hedefi vurabilirdi. Faizi artırmakta mütereddit davranıldı ve 18 Mayıs ile biten haftada TCMB havlu attığını resmen ilan etmiş oldu.
Dolar bu hafta yüzde 4 kıymet kazandı. Son bir ay içinde Türk Lirası yüzde 10 eridi.
Dünyada Arjantin Pesosu ve Güney Afrika Randı ile beraber en fazla eriyen üçüncü para Türk Lirası. Kayıp rekorunda bazı günlerde ilk sırada yer alıyor TL.
BULGAR LEVASI TL’YE MUKABİL YÜZDE 10 KIYMET KAZANDI
TL sadece dolar, euro, sterline mukabil erimiyor. Norveç Kronu, Suudi Arabistan Riyali, hatta Bulgar Levası gibi onlarca para birimi TL’yi ezip geçiyor. Bulgar Levası son bir ayda TL’ye nazaran yüzde 11 daha kıymetli hale geldi.
ABD’de tahvil faizlerinin yükselmesi, petrol fiyatlarının 80 dolara çıkması Türkiye için tek kelime ile kâbus dolu günlerin bitmeyeceğini haber veriyor.
Hazine iki senelik borç için yüzde 17, on senelik borç için yüzde 15 faiz öderken Merkez Bankası’nın kenara çekilmesi krizi bitirmiyor. Bilakis kriz derinleşiyor.
On senelik tahvil faizleri en son 2008 senesinde yüzde 15 seviyesinde idi. O sene ABD’de mortgage krizi patlak vermişti.
DÖVİZ KURU KONTROLDEN ÇIKMIŞSA
Döviz kuru kontrolden çıkmışsa dışa bağımlı bir ekonomi olan Türkiye için herşey kontrolden çıkmış demektir.
Dolardaki artış sebebiyle enflasyon mayıs, haziran ve müteakip aylarda yüzde 15’e kadar çıkabilir. Zira döviz artışı ile beraber ithalatın fiyatı arttıkça dahilde enflasyon tırmanıyor.
Zaten havlu atan TCMB sene sonu için dolar/TL tahmininden enflasyon beklentisine kadar hepsini çöpe attı.
Merkez Bankası’na kalırsa dolar sene sonunda 4,43 TL olacakmış. Bir evvelki tahmin 4,22 idi. Kendi rakamlarını iki-üç haftada bir çöpe atan bir Merkez Bankası piyasaya ne söz geçirebilir ne de doları düşürebilir.
DOLAR 4,50 TL OLDU, TCMB DUYMAMIŞ!
Sene sonu dolar kuru için ilan edilen 4,43 TL mevcut hatalı siyaset devam ettiği müddetçe Kaf Dağı’nın ardındaki Zümrüd-ü Anka gibi sadece hayalleri süsleyecektir. Hal-i hazırda geçilmiş o seviye.
Doların geri gelmesi için artık iki ihtimal var. Türkiye ya top yekûn demokrasiye rücu edecek ya da TCMB radikal bir faiz artışına gidilecek.
‘Tek adam’ rejimi uğruna bütün mahalleyi ateşe verebilecek kadar gözünü hırs bürümüş bir siyasetçi olan Recep Tayyip Erdoğan’ın defterinde öyle bir makas değişikliği görünmüyor. Demokrasiye dönmek Erdoğan ve avanesi için çıkmaz sokak.
SICAK PARA ‘YÜKSEK FAİZ YOKSA GİDERİM’ DİYOR
O halde Türkiye fazla demokrasi meraklısı olmayan piyasanın talep ettiği bedele katlanacak. Nedir o bedel? Yüksek faiz.
‘Madem para istiyorsunuz, yüksek faizle alabilirsiniz. Yoksa gidiyoruz’ mesajını anlamamakta ısrar eden zevat Türkiye’yi adım adım IMF’nin kapısına götürüyor.
Arjantin temel iktisadî verileri bize kıyasla daha iyi olduğu halde IMF’den 30 milyar dolar kredi talep etti.
Arjantin IMF’nin himayesine girdiği andan itibaren beyan edeceği reform paketi ile krizden çıkmanın hesaplarını yaptığı halde Türkiye’nin 1990’ların ikliminde kuyruğu dik tutmaya çalışması beyhude.
YÜZDE 15-16 ARTIK TANSİYONU DÜŞÜRMEZ
Merkez Bankası dolar 4 TL’yi geçtiği anda tereddüt etmeden faizi yüzde 15-16 bandına çıkarabilseydi bugün dolar 4,10 TL’nin altında olacaktı.
Artık piyasadaki dengeler o kadar süratle değişiyor ki sıcak para yüzde 16 faizi bile ikna edici bulmayabilir.
2006’da Durmuş Yılmaz’ın, 2014 senesinin Ocak ayında Erdem Başçı’nın hamleleri böylesi döviz şoklarında ne yapılacağını göstermesi açısından numune olarak Merkez Bankası arşivinde duruyor.
MERKEZ HAVLU ATTI, DOLARI TUTABİLENE AŞK OLSUN
Madem döviz talebini karşılayacak kadar rezerviniz yok o halde reel faizi istemeye istemeye artıracaksınız. Dolara talep azalacak, TL’den elde edilecek kazancın yüksekliği sıcak para için ikna edici olacak.
Esasında denklem bu kadar basit.
Merkez Bankası’nın oyunu okuyamadığı, ataklara cevap vermekte aciz kaldığı hallerde farklı mağlubiyetlerin önü alınamaz. A Milli Futbol Takımı’nın 8-0’lık şerefli mağlubiyetleri vardı. Spiker Orhan Ayhan o maçları, “Yenildik, amma velakin ezilmedik.” diye anlatırdı.
Havlu atan Merkez Bankası da şöyle diyecek herhalde: “Çok para kaybettik, fakat ezilmedik.”
Şerefli devalüasyon günlerinde kendi kalenize gol yememeye bakın.