Merkez Bankası'nın şok faiz artırımı nasıl okunmalı, neye yol açabilir? Ekonomist Ümit Akçay kişisel sitesine yazdı
Ümit Akçay / kriznotlari.blogspot.com
TCMB'nin 13 Eylül Kararı: Sert Daralma Geliyor
Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda gelen % 6.25'lik faiz artırımı, zaten içinde girdiğimiz ekonomik yavaşlama sürecinin daha da hızlanmasına neden olacaktır. Önümüzdeki dönemde sert bir resesyon, neredeyse garantilemiştir. TCMB, bunu açıklamasında 'iç talepteki yavaşlama hızlanmaktadır' diyerek teyit ediyor.
Şok Faiz Artışı
TCMB bu karar ile döviz krizinin etkilerini faiz şoku ile azaltmayı amaçlanmış. Sert ekonomik daralma ile enflasyonun ve cari açığın düşmesi umuluyor. Özellikle TL ile borçlanmak zorunda olan KOBİ'lerin toplu iflasları, muhtemelen çeşitli kurtarma planları ile törpülenmeye çalışılacak. Böylelikle, döviz krizi nedeniyle borçlarını ödemekte zorlanan firmaların bir ölçüde rahatlatılması amaçlanmış.
Ya İşlemezse?
Buradaki risk şu: Bu şok faiz artışına rağmen -farklı nedenlerle- TL'nin hızla değerlenmemesi. Dış politika alanındaki gerilimlerin, özellikle Suriye ve İran konularında önümüzdeki sonbaharda artabileceği biliniyor. Ya da ABD ile yaşanan sorunların nasıl çözüleceği, henüz açığa kavuşmuş değil. Eğer bu şok faiz artışına rağmen döviz düşmezse, o zaman en kötü senaryo işlemeye başlar.
Yapısal Kriz Sürüyor
Türkiye ekonomisi, bizzat mevcut iktidarın 16 yıllık icraatı sonucunda bir döviz-faiz kıskacına sıkıştırılmış durumdadır. Bu sıkışıklık, 2013'ten beri birikim modeli krizi halini almıştır. Şok faiz artışı, birikim modeli krizini çözmez. Tıkanan yere geri dönmek anlamına gelir.