İşkence tezgahları ve özgürlükleri ellerinden alınan binlerce insan. Bunlar bir darbenin anıları. O karanlık dönemin mağdur ettiği kişilerin başında ise ülkücüler geliyor.
Ve onlardan hala cezaevinde olanlar var. Ülkücülerden anayasanın değişmesine karşı "hayır" oyu istendiği bu dönemde Zaman Gazetesi sayfalarına dikkat çeken bir haber taşıdı. 12 Eylül sonrası hüküm giyen herkes 30 yıl içinde bir şekilde salıverilmişti. Ya da öyle biliniyordu. Ancak gazete 20 civarında ülkücünün hala cezaevinde tutulduğunu yazdı. Gazetenin ulaştığı bilgilere göre o 20 ülkücünün cezaevinde kalmasının tek sebebi SHP'li Adalet Bakanı Seyfi Oktaydı. Zira o dönemde idamla yargılanan ve cezaları müebbete çevrilen çok sayıda tutuklu, 1991'de çıkarılan 'Özal affı' ile tahliye edilmişti. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın çıkardığı afta, "12 Eylül'de idam cezası alanlar, 10 yıl cezaevinde kalmışsa iyi hallerine bakılmaksızın tahliye edilir." hükmü yer alıyordu. Ancak DYP-SHP koalisyonunda Adalet Bakanı olan Seyfi Oktay bu hükme itiraz etti. Sol örgütler terör örgütü sayılırken ülkücülere özel hesaplama yapıldı, her ceza için ayrı infaz uygulandı ve hapis süreleri uzatıldı. Üstelik tahliye edilen bazı ülkücüler de yeniden tutuklanarak içeri atıldı. O isimlerden Muhsin Kehya; Elbistan, Bünyamin Adanalı; Çanakkale, Ünal Osmanağaoğlu; Bandırma, Kemalettin Koca; Adana-Yüreğir, Caner Erdinç; Eskişehir Cezaevlerinde bulunuyor. Zaman'ın haberine göre 28 yıldır cezaevinde olan ülkücüler, bu süreçte MHP'nin de kendilerine sahip çıkmadığını söylüyor. Zira MHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde çıkarılan "Rahşan Affı"ndan da faydalandırılmadıklarını anlatıyorlar. Bugün ülkücülerden "hayır" isteyen MHP'ye, 500 PKK'lının serbest bırakıldığı 'Rahşan affı'nda bizi neden cezaevinden çıkarmadın diye soruyorlar.