ABD'nin Viyana Uluslararası Havaalanı’nda teslim aldığı Sezgin Baran Korkmaz, Utah eyaletine götürüldü. ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılan kabul işlemlerinin ardından Korkmaz göz hapsine alındı. Uçağa günlük elbisesi ile binen ve elleri bağlanmayan Korkmaz, "Kendimi savunurum. Türkiye’ye gitseydim de tutuklanacaktım“ dedi.

Avusturya'da ‘kara para aklama, dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik’ gibi suçlardan tutuklanan ve ABD’nin iadesini istediği Türk iş insanı Sezgin Baran Korkmaz, 15 Temmuz Cuma sabahı saat 05.00'te, Viyana Uluslararası Havaalanı'nda ABD'li yetkililere teslim edildi.

Viyana'dan Amsterdam aktarmalı bir uçağı bindirilen Sezgin Baran Korkmaz'a tutuklu elbisesi giydirilmedi, elleri de bağlanmadı. Amsterdam'dan direk olarak Utah'taki St. Lake City'e götürülen Korkmaz'ı, ABD Adalet Bakanlığı teslim aldı ve göz hapsine konuldu. Korkmaz'a ABD'deki avukatları eşlik etti. Viyana'daki teslim süreci öncesi ve sonrasında ise kimseyle görüşmesine izin verilmedi.

Sezgin Baran Korkmaz, yola çıkmadan önce Zoom üzerinden görüştüğü avukatlarına “Hiç endişe etmeyin. Hepiniz elinizden geleni yaptınız. ABD'deki avukatlar da iyi çalışıyor. Ben nereye gidersem gideyim, kendimi savunabilirim. Çünkü bu isnat edilen suçları işlemedim. Türkiye'ye gitseydim de beni tutuklayacaklardı. Orada da kendini savunacaktım“ dedi.

19 Haziran'da başlayan Avusturya'daki gözaltı süreci ile Wels'teki tutukluluk süreciyle birlikte aylarca süren “iade duruşmaları“ sona erdi. Bu süre içinde ABD ile pazarlıklar yürüten Korkmaz, ağır ceza almama ve siyasi bir şova dönüştürmeme garantileri almıştı.

Türkiye ise, ABD'nin “iade amaçlı“ yakalatmasından sonra Sezgin Baran Korkmaz'ı talep etmiş, Avusturya Adalet Bakanlığı ise geçen ay “ABD öncelikli iade” kararı vermişti. Türkiye'nin ilk iade başvurusu, dosya başka yere gittiği için Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği tarafından yanlış yere gönderilmiş, hatayı ise Viyana Mahkemesi düzeltmiş ve dosyayı Wels'e iletmişti. Türkiye'nin, Avusturya Adalet Bakanlığı nezdinde “lobi” çalışmaları boşa giderken, lobi faaliyetleri için eski hukukçu ve elçilere paralar ödendiği iddia edilmişti.