Sigaranın zararları konusunda birçok veri olmasına rağmen tiryakiler sağlıklı iken bunu görmezden geliyor.
Sigarayı bırakması istenen insanlar genellikle "Yıllardır içiyorum, bir zararını görmedim. Spor da yapıyorum, merdiven de çıkıyorum." der. Göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Hişam Alahdab'a göre bu tür mazeretlerin hiçbir geçerliliği yok. Alahdab, sigaranın zararlarının yavaş yavaş ortaya çıktığını ve birçok hastalığa sebep olduğunu ifade etti.
Her yıl 100 bin kişinin sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiği Türkiye'de 17 milyon sigara tüketicisi bulunuyor. Öyle ki sigaraya başlama yaşının 11'e kadar düştüğü ülkemizde 2009 yılı rakamlarına göre, sigara için vatandaşın cebinden her ay ortalama 1 milyar 656 milyon lira çıkıyor. Elde edilen bulgular da sigaranın insan sağlığına verdiği zararı gözler önüne seriyor. Sigara aradan yıllar geçtikten sonra, "kümülatif bir zarar" olarak tiryakinin karşısına çıkıyor. Bazen astım, bazen kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), en sık da kanser olarak. Anadolu Sağlık Merkezi Sigara Bırakma Kliniği'nden göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Hişam Alahdab'a göre kişinin, "Bana bir zararı yok. Merdiven de çıkıyor, spor da yapıyorum." demesi yetmiyor.
Sigarada katran, arsenik, benzin, kadmiyum, bütan DTT ve asetonun da yer aldığı 4 binden fazla zararlı madde bulunuyor. İlk zarar ağız, burun ve boğazda meydana geliyor. Ağız içinde ve gırtlakta kansere; akciğerlere duman gitmesiyle de akciğer kanserine yol açıyor. Bu zehirler kan yoluyla bütün vücuda yayılıyor. Damar sertliğinin yanı sıra, kalp ve beyinde damar hastalıkları oluşumunda etkili oluyor. Pankreas ve mesane de dahil olmak üzere yayıldığı birçok organda kanser riskini ciddi olarak artırıyor. Dr. Hişam Alahdab, sigaranın beyne ulaştığında nikotinin reseptörlere bağlanarak haz duyusu verip bağımlılığa sebep olduğunu belirtiyor. Çok sigara içtikçe bu reseptörlerin sayısının da arttığını dile getiren Dr. Alahdab, böylece kişinin daha çok sigara içmek istediğini ifade ediyor. Dr. Alahdab, "Sigaranın en ağır zararları zaman geçtikçe ortaya çıkıyor. Yavaş yavaş damarlar tıkanıyor, hücreler kanserleşiyor. Bu sorunlar 10-20 yıl sonra ortaya çıkıyor. Sigara ne zaman bırakılırsa bırakılsın, asla geç kalınmış değildir. En azından o andan itibaren zarar vermesi önlenmiş oluyor." diyor.
Dr. Esra Sönmez Duman ise sigaranın astımı tetiklediğini ifade ediyor. Duman, "Sigara, astımı olanlarda astımın ağırlaşmasına ve tedavi cevapsızlığına yol açar. Bu sebeple astım, tedavisi ve kontrolü daha güç bir hastalık haline gelir. Ataklar halinde solunum güçsüzlüğü yaşanır ve astım giderek karakter değiştirip sürekli kalıcı nefes darlığı haline dönüşür. Ayrıca kişi ne kadar erken sigaraya başlarsa ya da dumanına maruz kalırsa, akciğere etkisi o kadar fazla olur. Enfeksiyonlara karşı koruyan bariyerler yıkılınca özellikle çocuklarda sıklıkla alt solunum yolu hastalıklarına, zatürre ve alerjik yapıya sebep olur." şeklinde konuşuyor.
Sigarayı bıraktığınız 2. ve 6. haftalarda çok dikkatli olun
Vücudun hemen her yanını derinden etkileyen bu alışkanlıktan kurtulabilmek için kişinin öncelikle istekli olması gerekiyor. Nikotinin uyarıcı ve sakinleştirici etki yaptığını söyleyen psikolog Sevil Usanmaz'a göre sigaraya erken yaşta başlayan kişiler için sigaranın artık arkadaş, dost veya sevgili yerine geçtiğini dile getiriyor. Usanmaz, gevşeme ve nefes alma teknikleriyle sigara yoksunluğu ile baş edilebileceğini belirterek, "Nefes burundan alınarak hepsi boşalacak şekilde ağızdan yavaş yavaş verilmeli. Bir şeye odaklanmaya çalışırken sigara arayan kişi, böylece sigara olmadan da o işi yapabildiğini, dikkatini toplayabildiğini görecektir." diyor. Günde 5 defa tekrarlanması gereken bu egzersiz, bir süre sonra beden tarafından otomatik olarak uygulanıyor. Ayrıca kısa süreli yürüyüşlerde sigara bırakma da çok etkili. Özellikle yoğun olarak sigara içilen saatlerde yürüyüşe çıkmak faydalı. Bu yürüyüşler sayesinde mutluluk hormonları endorfin ve serotonin salgılanıyor, beden ve zihin uyumlu çalışıyor. Öte yandan sigarayı bırakmada 2. ve 6. haftalarda çok dikkatli olunması gerekiyor. Bu dönemlerde ayrılık anksiyetesi yaşanıyor. Bir yakınınızı, sevdiğinizi kaybettiğinizde yaşanılan yas süreci bu dönemlerde de görülüyor.