Usulsüz dinleme iddiasıyla tutuklanan polislerle Hidayet Karaca’nın, Silivri Cezaevi’nde yasa dışı şekilde dinlendiğinin ortaya çıkması büyük tepki çekti. Hukukçular ve siyasetçiler yapılan uygulamanın “İnsan haklarına aykırı” olduğunu vurguladı. “Bu bir psikolojik işkencedir” yorumunu yaptılar.
Silivri'deki tutukluların dinlenilmesinin AİHM'e aykırı olduğu belirtildi
Silivri Cezaevi’nde hükümlü ve tutukluların telefon görüşmelerinin ‘güvenlik’ gerekçesiyle usulsüz dinlenmesi hukukçu ve siyasetçilerden büyük tepki gördü.
İşte o tepkiler…
ÖZEL HAYAT KAPSAMINDA
İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal: Vatandaşların tutuklu ve hükümlüler ile cezaevinde yaptıkları görüşmeler özel hayat kapsamına girer. Özel hayat önemli bir yer tutar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde yer alıyor. Benim bir tutuklu ve hükümlü yakınımla görüşmem özel hayat kapsamındadır. Siz bunu kayda alamazsınız, dinleyemezsiniz. Tutukluların ve hükümlülerin durumu farklıdır. Tutuklu, hakkında kesinleşmiş hüküm olmayan kişidir. Anayasa’ya göre de masumiyet karinesinden istifade eder. Onun hükümlülerle ilgili kurallara tabii olmaması gerekir.
HUKUK DEVLETİNE YAKIŞMAZ
İnsan Hakları Derneği Sekreteri Avukat Hasan Anlar: Avukatın ‘mahremiyet ilkesi’ gereği müvekkiliyle yaptığı hiçbir görüşmenin dinlenmemesi lazım. Çünkü bu görüşme özeldir ve mahremdir. Bu hukuka olan güvenin teyit eden bir durumdur. Bir kişinin yakını ile avukatıyla ne görüşeceğini nereden bilebilir? Bu niyet okumadır. Önceden ‘Ben bununla ilgili tedbir alıyorum, o zaman bu bütün görüşmeleri kayıt altına alacağım’ demektir. Bu hukuk devletine yakışmaz. İnsan
haklarına ve demokrasiye aykırıdır.
TUTUKLULAR TAZMİNAT DAVASI AÇSA KAZANIR
CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Silivri Cezaevi yapıldığında tutuklular ankesörlü telefonlarla görüşüyordu. Bu görüşmelerin tamamı dinlenmiştir. Bu ankesörlü telefonların dinlenmesini içeren bir yasal mevzuat yok. Bu eksikliğin farkına varınca Torba Kanuna hüküm koydular. Sen avukatla müvekkil ile olan görüşmeyi dinleyemezsin. Bu bir suçtur. Özel yaşamın ihlalidir. Bugüne kadar suç işlediler ve suç işlemeye devam ettiler. O cezaevi idaresi suç işliyor, infaz savcısı infaz hakimi suç işliyor. Bu tutuklular tazminat davası açsa kazanırlar. Burada tutuklu olmak sadece seyahat etme özgürlüğünü engeller.
HANIMIYLA ÇOCUĞUYLA DEVLET SIRRI MI KONUŞACAK
Polis avukatlarından Ömer Turanlı: Eğer mahkeme kararı yoksa bunun dışında yapılan bütün dinlemeler kanun dışıdır. Cezaevi yönetimi diyor ki ‘Bizden önce de böyle bir uygulama varmış.’ Bu tutum, olayın suç olduğunu ortadan kaldırmaz. Yasalara göre cezaevinin bu şekilde dinleme yapması suçtur.
Bir insanın tutuklu olması, özel hayatın olmayacağı anlamına gelmez. Dinleme hukuka aykırı olduğu gibi ahlaki de değil. Zaten bu insanlar haftada bir kez ailesiyle görüşebiliyor. Psikolojik olarak baskının boyutunu gösteriyor. Adam hanımı ve çocuğu ile devlet sırrını mı konuşacak? Dinlenme baskısıyla eşiyle konuştuğunuzu düşünün, bu psikolojik bir işkencedir.
SİLİVRİ'DE TUTUKLU POLİSLERE SAHUR ZULMÜ
Ankara Sincan Cezaevi’nde ‘sahur işkecesinin’ bir benzeri Silivri Cezaevin’de de uygulandığı ortaya çıktı. Sahur operasyonuyla gözaltına alınıp 1 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutulan polislerin avukatı Mehmet Sami Selçuk, müvekkillerine sahur yemeği verilmediğini söyledi. Selçuk, “Müvekkillerim ‘Bize akşam yemeği veriliyor, bu akşam yemeğini istiyorsanız sahur niyetine bekletin sahurda yiyin, yani 2’de mi yersiniz 1’de mi yersiniz artık’ diyorlar. Devlet kişilerin dini vecibelerini yerine getirmeleri noktasında yardımcı olmak zorunda” diye konuştu.
Bugün Gazetesi