Cumhuriyet tarihi boyunca elde edilen tüm birikimlerin ve fabrikaların satışı ile vatandaşa kısa bir süre adeta sanal bir bahar yaşatan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, sıcak paranın ülkeden çekilmesiyle ekonomiyi uzun yıllar sürecek kriz ve durgunluğun pençesine düşürdü.
2008 yılında patlayan global krizden sonra, Amerikan Merkez Bankası'nın piyasadaki dolar tutarını 800 milyar dolardan 4,2 trilyon dolara çıkarmasıyla birlikte dünyada bol ve düşük faizli kredi dönemi başladı.
Bu Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için aslında kendi ekonomisini kurtarmak için bir olmazsa olmaz bir ekonomik kuraldı.
Bu dönemi iktidarlarının devamı için fırsat olarak değerlendiren Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), bol ve düşük faizli paranın bütün nimetlerinden yaralandı. Bol ve ucuz kredilerle geleceğimizi ipotek altına alarak millete "yalancı bir bahar" yaşattılar.
Dünyadaki bol ve ucuz para dönemini akıllıca kullanamayan AKP iktidarları üretim yerine, bu fırsatı bilinçsizce kullanarak, ithalat ve tüketimi artırarak verimsiz yatırımlar (inşaat, AVM, perakende tüketim zincirleri v.s. gibi) yapmak ve düşük kurla enflasyonu düşük çıkarmak gibi "illüzyonlarla" bizi 2018 yılı ağustos ayına kadar getirdi.
Tabii ki AKP bu döneme kadar olan bütün seçimlerden de başarılı olarak çıktı. Hatta daha ileriye giderek sosyal yardımları artırarak devlet bütçesinden AKP logolu kolilerle seçmenlere dağıttığı yardımlar çok sayıda vatandaşın tepkisini çekti.
HERKES HALİNDEN ÇOK MEMNUNDU
Devlet ithalat ve tüketimden vergisini peşin peşin tahsil ederken, Tüketimi artırmak için de devasa AVM’ler alışveriş merkezleri yapmaları için iş adamlarına krediler veriyordu.
Millet düşük faiz oranları ile bankalardan kredi kullanarak ev, araba alıyor, Bankaların dağıttığı plastik kartla lüks tüketim mallarına kolayca ulaşıyordu. (küçük taksitlerle son model cep telefonları, bilgisayarlar, laptoplar, tabletler v.b)
Tabiri caizse maaşlı çalışan herkes sanal bir cennette yaşıyordu. Halk o güne kadar hayalini kurduğu bir ev ve araba sevdası artık gerçek olmuş, birden sınıf atladığına inanmıştı. Ekonomik alanda bunlar yaşanırken hükümetin başlattığı konut hamleleri geçici de olsa piyasaları canlandırmış ortaya devasa bir imar rantı çıkmıştı.
Hükümete yakın işadamları, siyasetçiler bir gecede kağıt üzerinde milyon dolarlarca paralar kazanmış, Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı yandaşlar arasında pay edilmiş, bu rakam sadece İstanbul’da yıllık 240 milyar dolar seviyelerine çıkmıştı.
CUMHURİYET TARİHİNİN BÜTÜN BİRİKİMLERİ TANIDIKLARA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
AKP iktidarları döneminde devlet üretimden tamamen çekilmiş, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan bütün fabrika, liman, karlı kuruluşlar özelleştirilmiş buradan gelen paralarla yeni fabrika ve üretime dönük hiçbir yatırım yapılmamıştır.
Kısa yoldan zengin olan yandaş iş adamları Türkiye’de zenginler listesini bile alt üst etmişti.