Sinan Ateş'in öldürülmesine sessiz kalan Bahçeli için 'atadığı Ocak Genel Başkanına taziye yayınlamaması, 'susturucu' sebeplerin sorgulanmasına sebep oldu' ibaresi dikkat çekti.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine karşı MHP ve AKP çevrelerinin sessizliği konuyla ilgili tartışmalarda gündemin ilk maddelerinden biri oldu. Cinayetle ilgili soruşturma sürerken bazı Ülkücüler de bu sessizliğe ilişkin sosyal medyada tepkilerini paylaştı.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren de yazısında bu sessizliğe dikkat çekti, "Sinan Ateş'in alanda sevilen bir isim olduğunu ve ölümünün Ülkücüler arasında derin bir üzüntü yarattığını" ifade etti. Tepedeki sessizliğin hayal kırıklığı yarattığını dile getiren Taşgetiren, MHP'de de görevler üstlenmiş olan Şükrü Alnıaçık'ın cinayetle ilgili whatsapp gruplarında paylaşılan değerlendirmelerini yazdı:
"Camia içinde tanınan MHP’de de görevler üstlenmiş bir isim, Şükrü Alnıaçık’ın 'Sinan’ın şehadeti' başlıklı yazısı whatsapp gruplarında dolaşıyor. Yazıda 'Zarar görenler' ve 'Faydalananlar' diye paragraflar açılmış.
'Zarar görenler' başlığının altında 'Sinan Ateş ve ailesi' var öncelikle. Sonra 'Ülkücü hareket' geliyor. Burada şu satırlar yer alıyor:
'Türklükle İslam’ı doğru sentezleyen yetişmiş bir Ülkücü reisini kaybetti. Ülkücülerin iç hesaplaşma yaşadığı yönündeki kanaatin resmi suskunlukla takviye edilmesi, 'en üst seviyede cinayet' saçmalığının camiaya yapışmasına sebep oldu.'
Ardından 'MHP Genel Başkanı' denmiş. Ona düşülen not şöyle: 'Atadığı Ocak Genel Başkanına taziye yayınlamaması, 'susturucu' sebeplerin sorgulanmasına sebep oldu.'
Sonra 'MHP Genel Sekreteri' geliyor. Şöyle bir not ile: '12 Yıl danışmanlığını yapan bir Ocak Başkanına sahip çıkmama sebepleri ertelenmişti, şimdi tartışmaya açıldı.'
Ve 'Milliyetçi Hareket Partisi 'denilerek partinin hükmi şahsiyeti. Buradaki değerlendirme notu şu: 'Cinayetin dijital çağda işlendiği dikkate alınmadı. Camiada bir izahat, bilgi, taziye ve kınama beklentisi oluştu. Teşkilat Başkanlarının sessiz kalması, Sinan Ateş’in gönlüne dokunduğu MHP’liler nezdinde itibar kaybına yol açtı.'
Daha altta Cumhur İttifakı, Ak Parti, Türkiye gibi maddeler var.
'Bu cinayetten kimler fayda görmüştür?' başlığının altında da 10 madde var. Onlar içinden bu tür bütün idealist yapılar için söylenen şu ikisini paylaşayım dedim: 'Ülkücünün canı ucuz, hukuku ve şahsiyeti değersizdir!' diyenler... 'Ülkücüler, iki çocuklu bir aile babasının cinayetinin kendi üstlerine kalmasına mani olamayacak kadar iletişim özürlüdür!' diyenler.'
Aile, sırların aydınlatılmasını 'Devlet'e bırakmış gözüküyor. Ama bazı şeyleri çözmekte 'Devlet' de çaresiz kalıyor. Muhsin Başkan da 'Ülkücü camia'nın bir şehidi idi. Ne oldu o dava?
Benim bu işte en merak ettiğim şey, Ak Parti cenahının hangi sinyal ile paralel bir suskunluk içine girmiş olmasıdır."