Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP'den milletvekili aday adayı olan, akademik olarak yeterli olmadığı belirtilen, üstelik Boğaziçi geleneğinin dışından gelen Melih Bulu'nun getirilmesi tartışma başlattı.
İki kez AKP'den aday adayı olan ancak milletvekili adayı bile yapılmayan Melih Bulu'nun, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması "kayyım rektör" yakıştırmalarını da beraberinde getirdi. Üniversitenin öğrencileri ve mezunları başta olmak üzere Türkiye'nin seküler kesimlerinin özellikle tepki gösterdiği atama, Türkiye'de mahalle tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Daha önce Hizmet Hareketi'ne yakın oldukları iddiasıyla 13 üniversiteye el koyan, yaklaşık 7 bin akademisyenin de üniversitelerden ilişiğini kesen AKP iktidarı, HDP'nin seçilmiş belediye başkanlarına da kayyım atayarak milli irade gaspı da yaptı. Bütün bu yaşananlara sessiz kalan, yer yer desteklediği de görülen bir kısım seküler kesimin bugün yaşananlara tepki göstermesiyse manidar bulundu.
"SIRA KENDİLERİNE GELİNCE AĞLAMAYA BAŞLAYANLAR"
Kanada'da yaşayan Memorial University öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Efe Çaman, Twitter adresinden çifte standarda şu sözlerle tepki gösterdi:
"Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması olayı, rejim değişikliğine tuzları kuru olduğu için tepki göstermeyen, sonra sıranın kendilerine geldiğini görünce ağlamaya başlayan elit Üçüncü Dünya akademisyeni sendromudur. Bu arada, sadece kendi ülkelerinde önem arz eden “elit” konumlarının sarsılması dışında çoğunun bir rejim problemi de yok ayrıca. 7,000 akademisyen atıldı, onlarca kurum kapatıldı, neredeydiniz derler adama! Sanki akademi çok mükemmeldi, ülkede hukuk vardı, her şey anayasal ve yasaldı da, şimdi kendilerine dokunuldu!"