Şırnak Cumhuriyeti'nin korku imparatoru

Şırnak Cumhuriyeti'nin korku imparatoru
Aktüel'in yeni sayısında Levent Ersöz'ün Şırnak'taki uygulamaları ve o dönemin tanıklarını mercek altına alan çarpıcı bir dosya yayınladı.
İşte o haber. Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün Ankara'daki özel bir hastaneden polis tarafından alınışını seyreden Şırnaklılar, sevinçten bayram ediyordu. En çok sevinenlerin başında, 2000-2001 yıllarında il başkanı sıfatıyla HADEP'i Şırnak ve ilçelerinde örgütlerken Ersöz'den çok çektiğini söyleyen Resul Sadak geliyordu. Sadak, DEP Şırnak eski milletvekili Selim Sadak'ın kardeşi ve DTP'nin İdil İlçesi Belediye Başkanı. Televizyon görüntülerini izlerken Levent Ersöz'ün çağrısıyla Silopi Jandarma Komutanlığı'na giren ve oradan bir daha çıkamayan parti yöneticisi arkadaşları Serdar Danış ve Ebubekir Deniz'i rahmetle andığını anlatan Sadak'la ve diğer mağdurlarla Ersöz'ü ve onun kurduğu "Şırnak Cumhuriyeti"ni (!) konuştuk. HADEP Şırnak il örgütünü kurarken, dönemin Şırnak İl Jandarma Alay Komutam Albay Levent Ersöz'le bazı sorunlar yaşamışsınız. Anlatır mısınız? Ben HADEP'in kurucu üyesiyim. Parti örgütlenirken, parti yönetimi Şırnak örgütünü kurma görevini bana verdi. Levent Ersöz, adeta HADEP'i Şırnak'a sokmamak gibi bir misyon üstlenmişti. Çalışmalarımız başlayınca Şırnak'ın çevresi bir nevi demir perdeyle örüldü. Ben idil İlçesi'nde oturuyordum.Yönetici arkadaşlarla İdil'den Şırnak'a giderken yoldaki bütün arama noktalarında tutuluyor, saatlerce bekletiliyorduk. Levent Ersöz ve ekibi, bütün engellemelerine rağmen vazgeçmeyeceğimizi anlayınca bu defa da bize komplo kurmaya başladılar. Ne tür komplolardı bunlar? Batman merkez ilçe kongresine davetliydim. İl yöneticisi arkadaşlarım Erdal Güler, Abdulrezzak İnan, Cengiz Varlık, Rüstem Bayar, Mehmet Temelkuran, Nezir Ayan ve İzzet Belge ile birlikte kongreye katıldık. İki ayrı otomobille dönerken, Şırnak il sınırındaki Haberli Jandarma Karakolu arama noktasına takıldık. Albay Ersöz'ün bizim için özel talimatı vardı. Araçlarımızın her tarafı didik didik arandı. Bir şey bulamadıkları halde saatlerce beklettiler. Oradan ayrıldık, bu seferde Düzova Karakolu'na takıldık. Panzerle yolu kesmişlerdi, bizi araçlarımızla birlikte karakol bahçesine aldılar. Üst araması yaptıktan sonra gözlerimizi bağladılar, bir araca bindirip yola çıkardılar. Bir süre yol aldıktan sonra indirdiler. Şırnak İl Jandarma Komutanlığı'nda 10 gün gözaltında tutulduk. Levent Ersöz bana orada "HADEP'i kurmaktan vazgeç. Yoksa seni ortadan kaldırırım. Kimsenin ruhu bile duymaz" dedi. Gözaltında işkence veya kötü muamele gördünüz mü? Sopayla dövüldüm, tokat, yumruk yedim, küfür, hakaret işittim ve psikolojik işkence gördüm. Eskisi gibi elektrik, Filistin askısı, tazyikli su yoktu. 10 gün sonra Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldım, tutuklanıp Şırnak Cezaevi'ne kapatıldım. 90 gün hapis yattım. Mahkemede neyle suçlandınız? Sahte bir tutanakla, otomobilimde silah, mermi ve PKK bayrağı bulunmuş gibi işlem yaptılar. Yasadışı örgüte yardım ve yataklık suçlamasıyla tutuklandık, üç ay da hapis yattık. Silah bulundurmaktan Şırnak Ağır Ceza'da, siyasi propagandadan ise Diyarbakır DGM'de yargılandım. Suçlamaları inandırıcı bulunmadı, her iki mahkemede de beraat ettim. Hapisten çıktıktan birkaç gün sonra Avrupa'da ölen gazeteci yazar Mahmut Baksi'nin cenaze törenine katılmak üzere Diyarbakır'a giderken, bu defa da Şırnak-Cizre arasındaki Kasrık Boğazı'nda tutuldum. Ersöz'ün beni istediğini söylediler. Dönüşte gitmeyi teklif ettim, kabul etmediler. Mecburen gittim. Tekrar tehdit etti, "HADEP'İ örgütlemekten vazgeçmezsen seni bir gün Kasrık Boğazı'nda boğarım" dedi. Siyasi bir partinin temsilcisi olduğumu söyledim, "Elimden gelirse örgütlenmedik bir köy bile bırakmam" dedim. "Hemen karar verme. Git evinde biraz düşün" dedi. Sonra ne oldu? Silopi ilçe örgütünü kurması için görevlendirdiğim arkadaşım Serdar Danış da Diyarbakır'daydı ve Levent Ersöz'ün tehditleri yüzünden Silopi'ye dönemi-yordu. Şırnak Jandarma Bölük Komu-tanı Yüzbaşı Kemal ve Silopi Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Süleyman Çan'ın kendisini telefonla aradıklarını ve "Levent Ersöz seni istiyor" dediklerini söyledi. Danış ve diğer partililerle birlikte İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi ile Diyarbakır Barosu'na başvurduk, Levent Ersöz ve ekibindeki as-kerlerden gelen tehditleri anlattık. Serdar Danış birçok makama dilekçe yazdı, Levent Ersöz ve diğer askerler hakkında suç duyurusunda bulundu. 13 Ocak 2001 günü HADEP Silopi İlçe Teşkilatı'nı açtık. Serdar Danış'la Ebubekir Deniz bu açılıştan sonra mı kayboldu? Tam 12 gün sonra, 25 Ocak 2001 günü Serdar Danış ile İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz telefonla Silopi Jandarma Bölük Komutanlığı'na çağrıldı. Gittiler. İçeriye girdiklerini görenler var, ama çıktıklarını gören yok. Biz partililer ve aileleri aramadık, başvurmadık yer bırakmadık, ama bulamadık. Kaybolmalarından Levent Ersöz sorumludur. Çünkü daha önce Serdar'ın babası Şuayip Danış'ı defalarca arayıp "Oğluna söyle, HADEP'İ kurmaktan vazgeçsin, yoksa pişman olacaksınız" dediğini bilmeyen yok. Silopi ilçe yöneticileriniz kaybolduktan sonra Levent Ersöz'le karşılaştınız mı? Karşılaşmadım, ama bana yapılan komplolar devam etti. Partililerle Kasrık Boğazı'ndan geçişimiz sırasında beni aldılar, başıma çuval geçirip nezarete attılar. Daha sonra da güvenlik güçlerine direnmek ve darp etmek suçlamasıyla hâkim karşısına çıkardılar. Hâkimi inandıranındınız mı? Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nin bayan hâkimi, Şırnak Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Kemal'in eşiydi. Koca yakalıyor, karısı yargılıyordu. Hâkim bana mı inansın, kocasına mı? Tabii ki kocasına inanıyordu. 10 asker getirdiler mahkemeye. Güya ben tek başıma onları dövmüşüm. Hiçbirinin ifadesi diğerininkini tutmuyordu. Yine de tutuklandım. İki ay Şırnak Cezaevi'nde yattım, kalan altı aylık cezam ertelendi. Cezaevinde Levent Ersöz'ün başka kurbanları var mıydı? Şırnak Cezaevi'nde Batuvan Aşireti Reisi ve Korucubaşı Osman Demir'le birlikte yattık. O da Levent Ersöz'ün bir komplosu sonucu tutuklanmıştı. PKK'ya uçaksavar temin etmekle suçlanıyordu. Demir, cezaevinden sağ çıkabileceğine inanmıyordu. Mardin Cezaevi'ne nakledildi. Oradayken beyin kanaması geçirdi, felç oldu ve bir süre sonra da öldü. Daha sonra Şırnak Cezaevi'ne Şenoba Beldesi Belediye Başkanı ve Korucubaşı Şehmuz Babat'ı getirdiler. O da Ersöz'ün bir komplosuyla karşı karşıya olduğunu söylüyordu. İçeri alınmak Babat'ın zoruna gidiyordu. "Ben eskiden bu tümeni bir kuru fasulyeye satabilirdim, ama şimdi beni 10 gram esrar bulundurmakla suçlayıp içeri aldılar" dedi. O tarihlerde PKK ateşkes ilan etmişti. Şehmuz Babat, kendilerine ihtiyaç kalmadığı için buruşturulup çöpe atıldıklarını söylüyordu. Benden sonra Balveren Beldesi Belediye Başkanı ve Korucubaşı Sait Si-dar'ı da benzer bir komployla getirmişler, ama ben karşılaşmadım. Ersöz, komplo kurmasını iyi biliyordu. Cizre ilçe başkanımız Mehmet Dilsiz'i de HADEP'İ kurduğu için sahte para basmak, uyuşturucu ticareti yapmak, PKK'ya yardım ve yataklık yapmak suçlamasıyla içeri aldılar. Levent Ersöz'ün haksız uygulamalarıyla ilgili herhangi bir girişimde bulundunuz mu? Haksız yere 10 gün gözaltına alınışımla ilgili AİHM'e başvurdum. Dosyam kabul edildi ve Türkiye Devleti bana 1800 Euro tazminat ödemeye mahkûm edildi. Levent Ersöz yakalanınca ne hissettiniz? Sevindik tabii. Ama mahkeme başta Silopi ilçe yöneticilerimiz Serdar Danış ve Ebubekir Deniz ile diğer kayıpların, komploya kurban giden HADEP yöneticilerinin, mağdur edilen binlerce insanın, Şırnak Cumhuriyeti korku imparatorluğunun hesabını sormazsa yakalanması bir şeye yaramaz. Bence Levent Ersöz'ün ne olduğunu anlamak için Şırnak'taki uygulamalarına bakmak lazım. GÜÇLÜKONAK BELEDİYE BAŞKANI BAHATTİN AKTUĞ: "LEVENT ERSÖZ'Ü ANKARA KOLORDU KOMUTANI'NA ŞİKÂYET ETTİM" Siirt eski milletvekili Kemal Birlik, geçen sayımızda yayımladığımız söyleşisinde, Levent Ersöz'ün, hakkında tutuklanma kararı çıktığı gün Guçlükonak'ta bir firmanın baraj şantiyesine güvenlik kameraları yerleştirme çalışması yaptığını söyledi. Bundan haberiniz var mıydı? Tutuklanma kararı çıktığı gün değil de, ondan 10 gün önce Güçlükonak'a geldi. Şantiyeye güvenlik kamerası kurulması konusunda bir ön çalışma yaptı. Ersöz, daha önce bizim alay komutanımızdı, iyi tanışıyorduk. Güçlükonak'a gelince bize telefon etti. Biz de yanına gittik. Ilı-su Nehri'nin yanında Ilısu Kaplıcası var. Orada bir yemek yediler ve ayrıldılar, iki üç gün kaldı. Geceleri Midyat'ta bir otelde kalıyor, gündüz de Güçlükonak'a geliyordu. Ersöz'ün yanında bazı Rus işadamları, bir bayan tercüman, Şırnak, Siirt ve Mardin'de görevli muvazzaf subaylar varmış, doğru mu? Yanında yabancı uyruklu mühendisler vardı, ama Rus mu bilmiyorum. Tercümanlık yapan sarışın bayanın Rus olduğu söyleniyordu. Muvazzaf subaylar da vardı. Ama Şırnak'tan olsa tanırdım. Vallahi Siirt'i bilmiyorum, ama Mardin olabilir, Mardin'in Dargeçit İlçesi Merkez Bölük Komutanı olabilir. Mesela Dargeçit Jandar-ma'da görevli subayları çağırmadı. Bizi çağırınca, "Tanıdığımız biri burada iş yaparsa belki bir-kaç kişiyi istihdam eder" diye gittik. Ama adam gitti, bir daha da dönmedi. Ersöz, Şırnak jandarma alay komutanıyken sizinle epey uğraşmış. Neden uğraştığını biliyor musunuz? Bir ara çekemeyenler şikâyet etmişti. Bizi biraz sıkıştırdı. Ben oldum olası devlet yanlışıyım. Ama o adam (Levent Ersöz) bize kin güttü. Bayağı sıkıştırdı. Onun üzerine Ankara Kolordu Komutanı Korgeneral Yusuf Soydaş'ın ziyaretine gittim. Soydaş daha önce bu bölgede görev yapmıştı, benim devlete olan bağlılığımı biliyor, takdir ediyordu. Memleketin (Şırnak'ın) halini, hatırını sordu. Ersöz'ün bizi kendine hedef seçtiğini, onun yüzünden kaçıp Ankara'ya geldiği-mi söyledim. Yusuf Paşa, Ersöz'e telefon açtı, beni kastederek "Bu adam bizim bir parçamızdır. Onu rahat bırak" dedi. Ondan sonra Allah'a çok şükür rahat bıraktı ve böylece barıştık. Ersöz'ün, hakkında tutuklama kararı verilince Rusya'ya kaçtığı yazıldı. Televizyon haberlerinden Rusya'ya kaçtığını duyunca, yanında bir Rus bayan olduğunu hatırlayıp, doğru olabileceğini düşündük. Ama ne derece doğru bilmiyoruz. SERDAR DAIMIŞ'IN KARDEŞİ YAKUP DANIŞ: AĞABEYİNİN AKIBETİNE UĞRARSIN DEDİLER" Ağabeyim kaybolduğunda ben İspar-ta'da öğrenciydim. Bir gün sonra Si-lopi'ye geldim. Silopi Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Dilekçeyle Başbakanlık'a, İçişleri Bakanlığı'na, birçok yere başvur-duk. Hiçbir yerden yanıt alamadık. İs-parta'ya dönüşümde ilgili yerlere başvurmaya devam ettim. İsparta Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis beni karşısına aldı. Suç duyurusu dilekçemin metnini okudu, "Bu tür suçlamalardan vazgeç, aksi halde ağabeyinin akıbetine uğrarsın" dedi. Türkiye'den ümidi kesince AİHM'e başvurduk. AİHM, iç hukuk yolları tüketilmediği halde başvuruyu kabul etti ve 2005'te Türkiye'yi yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle "Danış" ve "Deniz" ailelerine 160 bin Eu-ro tazminat ödemeye mahkûm etti. HADEP SİLOPİ İLÇE YÖNETİCİSİ EYÜP DANIŞ: "ERSÖZ 'SERDAR'I YAŞATMAM' DEDİ, NİTEKİM YAŞATMADI' Amcam oğlu Serdar Danışla birlikte HADEP'i kurma çalışmalarında yer aldım. Sürekli tehditler alıyorduk. Serdar kaybolduktan bir iki ay sonra da gözaltına alınıp bir ay hapis yattım. Henüz Serdar'la Ebubekir kay-bolmamışken Levent Ersöz, Ser-dar'ın babası olan amcam Şuayip Danış'ı çağırdı. Sımak İl Jandarma Alay Komutanlığı'na birlikte gittik. Bizi bir odaya alıp tehditler savurdu, "Oğluna söyle, HADEP'i kurmaktan vazgeçsin. Vazgeçmezse Silopi'ye gelmesin. Gelirse onu yaşatmam" dedi. Nitekim de yaşatmadı. Ersöz'ün yakalandığını duyunca ailece sevindik. Çünkü daha önce defalarca suç duyurusunda bulunduğumuz halde ifadesi bile alınmamıştı. AİHM'e de ifade vermedi. Suçlu insanların er ya da geç adalet karşısına çıkarılması insanı gelecek için umutlandırıyor. KUMÇATI BELDESİ BELEDİYE BAŞKANI NİMET DEMİR: "BABAM KAHRINDAN ÖLDÜ' Levent Ersöz, evimize 5 kilometre uzak-lıktaki "Desta Sor" mevkiine bir uçaksavar yerleştirdi. "PKK sipariş etmiş, Osman Demir de temin etmiş, dağa gönderecekti. Biz ele geçirdik" dedi ve bu yönde işlem yaptı. Babam mahkemede suç-lamaları kabul etmedi, ama tutuklanmak-tan kurtulamadı. Yıllarca PKK'ya karşı mücadele vermiş, aşiretinden, ailesinden onlarca şehit vermişti. Suçlamalara çok üzüldü. Uğradığı haksızlığa dayanamadı, kapatıldığı Mardin Cezaevi'nde beyin kanaması geçirip felç oldu. Çıktıktan bir iki yıl sonra da kahrından öldü. DTP ŞIRNAK İL BAŞKANI HALİL İRMEZ: "DİYARBAKIR'DA SÜRGÜN YAŞADIM' Albay Levent Ersöz, Şırnak cumhuriyetinin korku imparatoruydu. "Burada demokratik bir kitle örgütünün kurulmasına asla izin vermeyeceğim" diyordu. Kurmaya çalışanları da Serdar Danış ve Ebubekir Deniz örneğinde olduğu gibi ortadan kaldırıyordu. Ben de HADEP'in kuruluşunda görev aldım. Resul Sadakla birlikte birçok defa gözaltına alındım. 2001 Mart'ta benim ve diğer parti yöneticilerinin evi basıldı. Bir yıla yakın Diyarbakır'da sürgün hayatı yaşadım. Şırnak-Cizre arası 70 kilometredir. Bu mesafeyi 13 saatte katettiğimi hatırlıyorum. Araçlarımızın plakalarını jandarmaya ait arama noktalarına dağıtmıştı. Her geçişimizde kontroller, aramalar, keyfi uygulamalar, küfürler, hakaretler bitmiyordu. Levent Ersöz yakalanınca demokrasiye ve insan haklarına olan inancım arttı.
22 Ocak 2009 18:42
DİĞER HABERLER