Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, çözüm sürecinin olumlu olarak sonuçlanması durumunda Abdullah Öcalan'ın özür kalacağını savundu. Sadece Öcalan'ın değil, Kandil'de yaşayanların ve cezaevlerinde bulunanların da serbest bırakılacağını iddia eden Sakık, bu fikrin önünde ordunun da, hükümetin de duramayacağını ileri sürdü.
"ABDULLAH ÖCALAN SERBEST KALACAK"
Kürt siyasetinin önemli siyasetçilerinden Sırrı Sakık, haberaktuel.com'dan Muaz Kalaycı'ya konuştu. Sakık, Murat Karayılan'ın "Abdullah Öcalan 2015 yılında İmralı'dan çıkıp PKK'nın 12'nci kongresine katılacak" açıklamasını erken bulsa da ona katılıyor. Sakık "Ben de barış sürecinin ete kemiğe bürünmesinin ardından her halükarda Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşacağını ve Türkiye'de bir helalleşme döneminin başlayacağını düşünüyorum. Türkiye'nin yapması gereken de budur. Roboski'nin 3. yılını geride bıraktık. 35 masum insan yaşamını yitirdi ama hala bir özür yok, araştırma yok. Sorunlarımızı bir bütünlük içerisinde çözüp yeni bir sayfa açmamız lazım. Nerede bir günah işlendiyse hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yapacağız. Özürse özür dileyeceğiz ve böylelikle ortak bir vatanda demokratik bir cumhuriyeti birlikte inşa edeceğiz."
"GÖRÜŞMELERDE ÜÇÜNCÜ GÖZ OLSAYDI, ŞUAN FARKLI BİR NOKTADA OLACAKTIK"
Sırrı Sakık, Çözüm Süreci'ndeki görüşmelere katılması teklif edilen "üçüncü göz" tartışmalarına katıldı. Sakık, görüşmelerde eğer "üçüncü göz" olursa sürecin daha farklı bir noktaya gelebileceğini belirtti. Sakık; İlk günden beri sürekli hükümeti uyardık; "üçüncü göz olmalıdır" dedik. Bu uluslararası irade falan değil. Bu ülkedeki vicdan sahiplerinden oluşan üçüncü göz olmuş olsaydı belki bugün daha farklı bir noktada olacaktık. Çünkü kim, nerede, ne eksiklik yapıyor üçüncü göz bunları tespit edip otokontrol görevi üstlenebilirdi. Bunlar olmadı. 6 - 7 Ekim olaylarını bahane ederek süreci askıya almaya kimsenin hakkı yok. Biz bu sorunumuzu çözmeye mecbur ve mahkumuz. Bu bir hak, hukuk, adalet sorunudur. 1920'lerde bu topraklar inşa edildiğinden beri buralar Kürt'ün ve Türk'ün ortak vatanıdır. İşte burası; yani başımızdaki Malazgirt... Kürt'e kucak açmış bir coğrafyadan bahsediyoruz. Kürt'ün diline kimliğine kültürüne gem vuramazsınız. Kürt, bu topraklarda bir realitedir. Bu realitenin hayat bulması gerekir. Eğer demokratik bir Cumhuriyet'ten, ortak bir vatandan bahsediyorsak tüm bunların hayat bulması gerekir. Bu süreç gecikmiş bir süreçtir" şeklinde konuştu.
"DEMOKRATİK ÖZERKLİK İLE İNSANLAR ARTIK ANKARA'DAN YÖNETİLMEYECEK"
Sırrı Sakık, demokratik özerkliğin Kürtler için bir hak olduğunu düşünüyor. Sakık, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Başkanlık" veya "Yarı Başkanlık" sistemine geçmek istemesine hatırlatarak, Demokratik Özerkliğin de Kürtler için uygun bir yönetim şekli olduğunu kaydetti. Sırrı Sakık, demokratik özerklikle ilgili düşüncelerini şu cümlelerle anlatıyor: "Bu topraklarda Kürtler de bir statü sahibi olmalıdır. Kürtler "demokratik özerklik" dediklerinde kıyametler kopuyor. Belediyelerin daha demokratik olması lazım. Yani Ankara'nın o hantal yapısından kurtulan ve halkın yönettiği belediyelerden insanlar niye rahatsız olsunlar? Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı; Başkanlık, olmazsa yarı başkanlık sistemi istiyor. Bu yeni bir yönetim şekli değil midir? Demokratik özerklik de budur. Cumhurbaşkanı Başkanlık sistemi istediğinde hak ama Kürt Hareketi demokratik özerklik istediğinde hak değil. Ankara'nın bu zulüm politikalarından bıktık. İlgi alanım olsun olmasın hastane ve okul gibi her yeri dolaşıyorum. Ben Belediye Başkanıyım. Ben sadece buralarda su ve kanalizasyon işleriyle değil, kentin tüm sorunlarıyla ilgileniyorum. Ben 30 yıllık siyaset birikimi olan bir siyasetçiyim. Köyden kente bütün bölgeyi dolaşıyorum. Bizim buralarda dolaştığımız hastaneler neden Ankara'dan yönetilsin? Birebir yönetmemiz gereken yerler neden Ankara'dan yönetiliyor? Bu insanlar burada doğuyor, burada hastalanıyor ama gidip Erzurum'da ölüyor. Ağrı'dan her gün Erzurum'a hasta nakli yapılıyor. Demokratik özerklik sistemi hayat bulursa insanlar buralarda tedavi olacak. İnsanlar, Ankara'daki Sağlık Bakanlığı'nın iki dudağı arasında ki talimatlarla yönetilmeyecek. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ulaşıma kadar birçok alanda gelişmeler olacak."