''Siyasal İletişim Danışmanlığı'' Sertifika Programı

''Siyasal İletişim Danışmanlığı'' Sertifika Programı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, devleti ve toplumu yöneten misyonu taşıyan siyasetçilerin, iletişim dünyasındaki gelişmelerden, herkesten çok daha fazla etkilendiğini belirterek, ''Çünkü bilgi toplumlarında artık kapalı kapı kavramı tarihe karışmış, sır perdeleri ortadan kalkmıştır. Maalesef özel hayatlarımız bile bütün ayrıntılarıyla toplumun merakla izlediği, izlemek istediği bir magazin malzemesi haline gelmiştir'' dedi. Başbakan Yardımcısı Arınç, Bilgi Üniversitesi ve Bersay İletişim Enstitüsü iş birliğiyle, hazırlanan ''Siyasal İletişim Danışmanlığı'' sertifika programına katıldı. Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Yerleşkesi'nde düzenlenen törende konuşan Arınç, telgraf, telefon, radyo, televizyon ve gazete gibi kitle iletişim araçlarına uydu teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte elektronik medya olarak tanınan yeni iletişim araçlarının eklendiğini ve cep telefonu ve internet aracılığıyla, bilgiyi üretmenin ve bilgeye ulaşmanın birkaç saniyelik bir iş haline geldiğini ifade etti. İletişim alanındaki gelişmelerin, bütün toplum kesimlerini etkilediğini vurgulayan Arınç, şöyle dedi: ''Devlet ve toplumu yönetme misyonu taşıyan biz siyasetçiler, iletişim dünyasındaki gelişmelerden herkesten çok daha fazla etkilenmekteyiz. Çünkü bilgi toplumlarında kapalı kapı kavramı artık tarihe karışmış, sır perdeleri ortadan kalkmıştır. Maalesef özel hayatlarımız bile bütün ayrıntılarıyla toplumun merakla izlediği, izlemek istediği bir magazin meselesi haline gelmiştir. Artık Türkiye'de siyaset yapan bir siyasetçi, kitle iletişim araçları sayesinde yalnızca kendi ilinin, bölgesinin değil, tüm Türkiye'nin izlediği bir siyasi aktör haline dönüşmüştür. Daha 10 yıl öncesine kadar, kendi seçim bölgelerimizde, klasik anlamda esnaf ziyaretleri, esnaf gezmeleri, yerel gazetelerle iyi ilişkiler bağlamında sürdürdüğümüz iletişim, artık bugün bambaşka ve çok boyutlu bir sürece dönüşmüştür. Bugün siyasetçinin başta toplum, medya, sivil toplum kuruluşları, bürokrasi ve yurt dışı ile ilişkisini artık profesyoneller yönetmektedir. Bu yönetişim biçimine de siyasal iletişim diyoruz. İşte bu noktada, siyasal iletişim kavramı üzerinde birkaç cümle durmak istiyorum.'' Siyasal iletişimin gündeme yeni girdiği için nispeten yeni bir kavram olarak anlaşılması gerektiğini ifade eden Arınç, şöyle devam etti: ''Bugün iletişim araçlarının bolluğu arasında yapılmaya çalışılan siyasetçinin iletişimi, aslında siyasetin tarihi ile yaşıttır. Zira iletişimin bulunduğu her yerde, siyaset olmasa da tüm toplumsal ilişkilerin temelinde olduğu gibi, siyasetin bulunduğu her yerde iletişim zorunlu olarak vardır. Çünkü siyaset, toplumu ve devlet mekanizmasını yönetmek için yapılan bir faaliyettir. Siyasetçilerin toplumdaki hafızasının görüntüsü de tıpkı bir sinema filmini oluşturan kısa kareler gibidir. Bir siyasetçinin, 40 yıllık uzun siyasi yaşamının karşılığı her insanın benliğinde yalnız birkaç kareden ibarettir. Birçok insan Adnan Menderes denilince, merhumu dar ağacına giderken ya da mahkemede savunma yaparken çekilen hüzünlü fotoğraflarını göz önüne getirir. Rahmetli Özal, bilgisayarla, tişörtle, sivil kıyafetleriyle hatırlanır. Sayın Demirel, şapkası ve çekip gitmelerinin yansıdığı fotoğraf kareleri ile akla gelir. Rahmetli Erbakan bitip tükenmeyen enerjisi, hatta ölüm döşeğinde arkadaşlarıyla yaptığı toplantı ile gözlerimize yansır. Rahmetli Ecevit, mavi gömleği, şapkası, mütevazi hayatını anlatan fotoğraf kareleri ile gözlerimizde canlanır. O kareler bazen tam da o siyasetçiyi anlatır. Bazen de o siyasetçiyi bir ömür boyu yanlış bir imaja da mahkum edebilir. Yalnızca bir kare ile hatırladığımız, ancak o kare sonrasında birer siyasi mevtaya dönen onlarca bakan ve siyasetçiler de vardır. Hafızalarımızda halkı kandırmak için radyasyonlu çay, kumar oynarken burnuna yumruk yiyenler hepimizin bildiği kareleredir. Belki gerçekten de çay da radyasyon yoktur, kumar oynarken değil de yemek yerken ayağı kayıp düşmüştür. Ama artık bu görüntüler yanlış bile olsalar, artık insanların benliğine yerleşmiş ve onu söküp atmakta mümkün değildir.'' ''Siyasetin her anı, yaptığı her iş ve eylem, yönetilmesi gereken bir siyasal süreçtir'' diyen Arınç, Türkiye'de siyasal iletişimin, yalnızca seçim dönemlerinde yapılan bir çalışma olduğu şeklinde yanlış bir kabullenme olduğunu ifade etti. Bülent Arınç, Meclis Başkanlığı döneminin hem kendi siyaseti hem de bir siyasetçi olarak toplumla iletişim konusunda bir dönüm noktası olduğunu belirterek, bu dönemde ilk kez kendi alanlarında birer profesyonel olan danışman kadrosu ile çalışmaya başladıklarını, ciddi icraatlar ortaya koyduklarını söyledi. Arınç, siyasal iletişim alanında ilk çalışmalarını yaptıklarını ve yapısal değişiklikler gerçekleştirdiklerini, ilk iletişim danışmanlığı unvanını, ilk iletişim ofisi sistemini ve İletişim Dairesi Başkanlığı kavramını, kendi Meclis Başkanlığı döneminde hayata geçirdiğini belirtti. Başbakan Yardımcısı Arınç, artık, Ankara'da birçok resmi kurumda iletişim kavramını görmekten memnun olduklarını belirterek, Meclis'te uyguladıkları siyasal eletişim tekniklerinin çok ilgi çektiğini, Marmara ve Sakarya üniversitelerinde bitirme tezlerine konu olduğunu, bu çalışmaların, TBMM'nin algısı ve marka değerinde de önemli katkılar oluşturduğunu ifade etti. Bülent Arınç, klasik iletişim araçlarının yanına bilgi teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmenin de ürünü olan sosyal medyanın da eklendiğini kaydederek, bu alandaki yeni gelişmelere karşı kendilerini konumlandırdıklarını ve adapte olmaya çalıştıklarını, facebook, twitter, youtube ve kişisel wep sayfaları aracılığıyla ile on binlerce kişiyle temas sağladıklarını anlattı. Arınç, bir siyasetçinin başarısında iyi bir PR çalışmasının önemli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: ''Ama şunu unutmamak gerekir. İyi bir siyasetçi ne bir kurşun asker ne de bir cilalı imaj çalışmasının ürünüdür. Siyasetçi, her şeyden önce bazı değerleri olan, bu değerlere inanan ilkeli ve omurgalı bir kişiliğe sahip olmalıdır. Siyaset insanlarla birlikte yapılır. Siyasetin malzemesi insandır. Onun için siyasetçi, insanı sevmeli bu sevgiyi samimi bir şekilde ortaya komalıdır. Tavır ve davranışları gerçekçi olmalıdır.'' Yarının iletişimcilerine de bazı hatırlatmalar yapmak istediğini hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir siyasetçiye danışmanlık yapacak olursanız, ilk önce onun siyaset yaptığı toplumu, toplumsal yapıyı, değerlerini, inançlarını, bu toplumun sosyolojisini iyi bilmeniz, iyi analiz etmeniz gerekecektir. Şunu unutmayın, siyasetçi, doktorun verdiği her ilacı itirazsız içen bir hasta değildir. Hazırlayacağınız her plan ve yöntem öncesi siyasetçinin zekasını keşfetmelisiniz. Verileriniz ne kadar gerçekçi ise alacağınız netice de o kadar gerçekçi olacaktır. İş yaparken aceleci olmayın, analizlerinizi değerlendirmelerinizi iyi yapın. Çünkü siyasette olumsuz imaj, görüntü her zaman olumlu olandan daha fazla reyting alır ve akılda kalır. Dolayısıyla bir siyasetçinin 40 yılda oluşturduğu bir görüntü yanlış yapılan bir icraatla 5 dakikada yok olur gider.'' Bu işe gönül verenlere ve profesyonellere başarılar dileyen Arınç'a, daha sonra üniversite yönetimi tarafından bir hediye verildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver de Bilgi Üniversitesi olarak kendi kabuğuna çekilmiş bir üniversite olmayı reddettiklerini, toplumun her kesimiyle güçlü bağlara sahip olmayı önemsediklerini belirtti. Sanver, bugünkü sertifika programını da bu çerçevede önemli gördüklerini, programı, üniversitenin toplumla bütünleşme misyonunun bir parçası olarak gördüklerini dile getirdi. Siyasal iletişimin önemine işaret eden Sanver, temsili demokrasinin sadece seçim mekanizması olarak ele alındığında yurttaşların sesini yeterince duyuramadığını, yeterli bir iletişimin sağlanamadığına dair görüşlerin gittikçe yaygınlaştığını, etkin bir iletişime dayanmayan bir siyasal sistemde toplumun taleplerini tam olarak duyurmasında sorunlar yaşandığını, aynı zamanda siyasetçinin çözüm önerilerinin ve fiili icraatlarının seçmenlere aktarılmasında zorluklar yaşandığını söyledi. Sanver, bu çerçevede etkin bir siyasal iletişim için demokrasinin temel şartı olan özgürlüğün sağlanması gerektiğini kaydetti. (SM-DÜR-SBR)08.09.2011 16:59:56
08 Eylül 2011 17:01
DİĞER HABERLER