Millet Gazetesi'nden Mutlu Çölgeçen'in haberine göre HDP’nin Seçim Hükümeti’ne girerek etkin olmasını istemeyenler önceki gün ayrıntılı bir değerlendirme yaptı. Orada şöyle bir öneri geldi: “Öcalan bu süreçte etkin olmalı, saldırıları durdurmalı. Ve aynıca böyle bir ortamda HDP’nin hükümette yer almasının doğru olmadığını söylemeli, izin vermemeli.”  Sonuçta bir öneri, ancak devletin çok önemli kademelerinde dile getirilen ve üzerinde hala fikir yorulan bir öneri. Bu çerçevede birkaç gün içinde İmralı’ya bir heyet gider mi, Öcalan giden bu heyete “HDP hükümette yer almasın” der mi? Bunlar bir plan mı yoksa uygulamaya konacak mı işte bunu zaman gösterecek...

SELAHATTİN Demirtaş’ın açıklanmasını istediği İmralı görüşmelerinde ilginç bir diyalog bulunuyor. HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan ile başkanlık konusunu değerlendiriyor. S. Önder, Öcalan'a “Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas” diyor. Öcalan’ın cevabı ise “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz, Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız başkanlık ABD'deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi senato, ikincisi bir de halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir” karşılığını veriyor. Önder’in “Sizin konumunuz ne olacak?” sorusuna Öcalan, “Ne ev hapsi ne de af, bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız” cevabını veriyor.

Demirtaş önceki gün “Olası bir genel seçimde seçmenin önüne referandum pusulası konulması yönünde Meclis'e bir kanun teklifi sunabiliriz. Parlamento bu konuda karar alabilirse 'başkanlık sistemini istiyor musunuz' diye, tek soruluk bir referandum... Bu tartışma da böylece netleşmiş olur”  sözleri ile ilginç bir çıkış yaptı. Demirtaş bu sözlerle Erdoğan’a “Al başkanlığı salıver Öcalan’ı mı ?” demek istedi. Yoksa hiç istemediği “Başkanlık” sistemini tarihe gömmek mi istiyor? Her iki açıdan sorulması ve cevap bulması gereken bir soru.