Mısırlı araştırmacı Maher Farghali, Müslüman Kardeşler ile bağlantılı Türkiye merkezli Ümmet Vakfı'nın, Gazze için toplanan bağışların yarım milyar dolarını zimmetine geçirdiğini iddia etti. İddialara göre Hamas, yaptığı iç soruşturma neticesinde hırsızlığı doğruladı ve söz konusu vakıfla tüm ilişkisini kesti.
Mısırlı araştırmacı Maher Farghali Pazar günü yayınladığı raporda, Müslüman Kardeşler'in (İhvan) Gazze Şeridi için düzenlenen tek bir yardım kampanyasından 500 milyon dolar dolar çaldığı iddiasında bulundu.
Halktv'de yer alan habere göre Farghali, Müslüman Kardeşler'in "Gazze ve Filistin'i para için istismar etmesinin" bu yapı için tipik bir durum olduğunu belirtse de, bu olayı diğerlerinden ayıran en önemli farkın Hamas'ın hırsızlığı kınaması olduğunu kaydetti.
İDDİALARIN ODAĞINDAKİ KURUM: ÜMMET VAKFI
Rapora göre, Müslüman Kardeşler tarafından kurulan Ümmet Vakfı'nın Gazze adı altında düzenlenen tek bir bağış etkinliğinde toplanan yarım milyar dolara el koymaktan sorumlu olduğu belirtiliyor. Ümmet Vakfı'nın 2013 yılından bu yana Türkiye merkezli olarak faaliyet gösterdiği ve dini figürler tarafından denetlendiği ifade ediliyor.
HAMAS SKANDALI OCAK 2024’TE ÖĞRENDİ
Hamas'ın söz konusu yolsuzluktan Ocak 2024'te, Ümmet Vakfı'nı ve ilişkili şahısları soruşturan genç üyelerinden Halid Mansur aracılığıyla haberdar olduğu belirtildi. Mansur, son birkaç gündür sosyal medya üzerinden çalındığı iddia edilen rakamların detayları da dahil olmak üzere durum hakkında sürekli paylaşımlar yapıyor.
Mansur dün yaptığı paylaşımda olayı, "İslami hareket tarihindeki en büyük hırsızlık skandalı" olarak niteledi ve şunları yazdı:
"Pek çok İhvan eliti ve İslamcının, Gazze halkının fonlarının çalınmasını içeren bu skandal karşısında sessiz kalması nasıl mümkün olabilir?"
HAMAS’TAN SERT BİLDİRİ: İLİŞKİMİZ YOKTUR
Hamas, Ocak 2024'te olayı öğrendikten sonra The Jerusalem Post tarafından görülen, "Bazı kurum ve şahısların ifşası ve reddi" başlıklı bir bildiri yayınladı. Örgüt bu bildiride Ümmet Vakfı ile her türlü ticari veya insani ilişkiyi yasakladığını duyurdu.
Hamas açıklamasında, "Yurtdışındaki bazı kurumlar tarafından yönetilen, yardım ve insani destek bahanesiyle halkımızın ve destekçilerimizin duygularını sömüren şüpheli kampanyalardan ve Gazze adına toplanan fonlardan" ifadelerini kullandı.
Örgüt daha sonra şu ifadelere yer verdi:
"Bu kurum ve kampanyalarla hiçbir ilişkimiz yoktur, bunları denetlemiyoruz ve kimseye bizim adımıza bağış toplama yetkisi vermedik."
"PARALAR HAK SAHİPLERİNE ULAŞMADI"
Hamas, yaptığı soruşturma sonucunda söz konusu organizasyonun "Gazze'deki durumdan faydalanarak insani yardım adı altında büyük meblağlar topladığını ancak bu fonları hak sahiplerine ulaştırmadığını" tespit ettiğini iddia etti.
Açıklamanın devamında, Hamas'ın "Ümmet Vakfı" adlı yapıyla hiçbir ilişkisinin bulunmadığı vurgulandı. Ayrıca hareketle ilişkili olduğu belirtilen şu isimler de reddedildi ve ifşa edildi:
Said İbrahim "Ebu Yunus", Fuad el-Dweib, Samer Said Abdullah es-Sammari, Haldun Hicazi, Ahmed el-Amri ve Zeyd Ömer Cabir.
MEDYA VE KONFERANSLARLA BAĞIŞ TOPLADILAR
Araştırmacı Farghali'ye göre Ümmet Vakfı, son günlerde El Cezire'de çalışan medya figürlerinin yanı sıra akademisyenler ve din adamlarını da içeren geniş çaplı bir pazarlama çalışması yürütüyor. Farghali Pazar günü yaptığı açıklamada, "Bu çalışma uydu kanallarına, yazılı basına ve çevrimiçi mecralara yayıldı; insanları bağış yapmaya teşvik etmek için Türkiye'de konferanslar düzenlediler" ifadelerini kullandı.
ÜMMET VAKFI HAKKINDA BİLİNENLER
Ümmet Vakfı, 2013 yılından beri İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren ve resmi internet sitesinde Kudüs, Mescid-i Aksa ile Gazze’ye yönelik insani yardım faaliyetleri yürüttüğünü iddia eden bir yapıdır. Vakıf, gıda yardımı, eğitim etkinlikleri ve bağış kampanyaları gibi projeler düzenlediğini belirtmekte; bu faaliyetleri dini konferanslar, televizyon programları ve sosyal medya üzerinden tanıtmaktadır. Müslüman Kardeşler (İhvan) teşkilatıyla bağlantılı olduğu sıkça öne sürülen vakıf, son olarak Hamas tarafından Ağustos 2024’te yayınlanan resmi bildiriyle reddedilmiş ve Gazze adına toplanan bağışların önemli bir kısmının hak sahiplerine ulaştırılmadığı iddiasıyla ağır suçlamalara maruz kalmıştır.