Şok açıklama: Kim nereye gidecek belli

Şok açıklama: Kim nereye gidecek belli
Eski AYM Başkanı Mustafa Bumin: Listeler hazır, kim nereye gidecek belli
Anayasa Mahkemesi (AYM) eski Başkanı Mustafa Bumin, Danıştay ve Yargıtay’ın yapısını değiştirmeyi amaçlayan kanun tasarısıyla ilgili değerlendirme yaptı. Bumin,  “Tahmin ediyorum liste hazır. Kim nereye gidecek yerine kimler gelecek onlar hep hazır.” dedi.

AYM eski Başkanı Mustafa Bumin, yargıda kapsamlı değişiklik öngören yasa tasarısını, “Geçmiş tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki siyasetçiler hakimleri etki altına almak isterler. Bunu yapmaya çalıştılar. Geçmişte de bunlar çok olmuştur. Ama şimdikilerin yaptıkları yanında geçmişte yapılanlar hiçbir şey değilmiş. Böylesini düşünmek bile mümkün değil.” sözleriyle değerlendirdi.



“KİM GİDECEK YERLERİNE KİM GELECEK BELLİ”

Bumin, kanun tasarısının Resmi Gazete’de yer alıp kanunlaştıktan sonra AYM’nin karar vermeye vakit kalmadan tüm tasfiyelerin yapılacağını iddia etti. Bumin, “Anayasa Mahkemesi, geriye dönük karar bile alsa öyle bir kararı üç beş gün bir haftadan önce veremez. Bu kadarlık inceleme yapacak. Bu kanun Resmi Gazete’de yayınlandığı gün her şey bitecek. Üç günde bütün işlemler biter. Tahmin ediyorum liste hazır. Kim nereye gidecek yerine kimler gelecek onlar hep hazır. Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Anayasa Mahkemesi karar verene kadar bütün işlemler gerçekleştirilecek” şeklinde konuştu.

Bumin, Anayasa Mahkemesi’nin bir içtihat geliştirmesi gerektiğini belirterek, “Böyle bir içtihat olur mu? Dilerim olur” ifadelerini kullandı.

PROF. KANADOĞLU: YÜKSEK YARGIYI PAKETLEME KANUNU

Programda söz alan Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu ise “Bu (yasa değişikliği) bir başka ifadeyle bence ‘yüksek yargıyı paketleme kanunu’ olarak da nitelendirilebilir. Ve bu tür bir paketlemeye askeri rejimler bile cesaret, cüret edemedi” değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Mahkemesi’nin geriye doğru karar alabileceğini, örnek de bulunduğunu kaydeden Kanadoğlu, HSYK ve BDDK’nın yapısını değiştiren kanunla ilgili AYM’nin verdiği kararları örnek gösterdi. Kanadoğlu, “HSYK değişikliği sırasında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir küçük cümleyi paylaşmak istiyorum. ‘HSYK tarafından atanan kişilerin görevlerine kanun ile son vermek Anayasa’ya aykırıdır.’ Tek cümle, yeter” ifadelerini kullandı.

BDDK’da üyelerin görev süreleri bitmeden görevden alınan üyelerin durumunu hatırlatan Kanadoğlu, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ama istisnaları yok mu? Var. Derviş kanunu, BDDK’ya yönelik. Görev süreleri bitmeden görevlerine son veren yasa Anayasa Mahkemesi’nin önüne gidiyor. Önüne götüren de yine idari yargı. AYM, bu kez başka bir gerekçeyle bu düzenlemeyi anayasaya aykırı bulup iptal ediyor. ‘Dava açma olanağı olmadığı için hak arama özgürlüğüne aykırıdır, iptali gerekir’ diyor. Sonrasında Danıştay 5. Dairesi, iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralının istisnasını çok doğru bir şekilde uyguluyor, ‘Bu kimselerin kalan süreyi tamamlamak için görevlerine iade edilmesi zorunludur’ diyor.”

“AİHM’DE DE ÖRNEĞİ VAR”

Prof. Korkut Kanadoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Macaristan için verdiği bir kararı örnek göstererek, AİHM’in de geriye dönük karar aldığına dikkat çekti. Kanadoğlu, şöyle konuştu: “Bir de yakın tarihli bir karar var. Sanki bugünkü Türkiye için verilmiş bir karar 23/06/2016 tarihinde AİHM Büyük Dairesi bir karar verdi. Bu karar, Macaristan’a karşı bir karar ama sanki ‘Macaristan sana söylüyor Türkiye sen anla’ denmiş. Macaristan’da yüksek mahkeme başkanı Baka, yasayla görevden alınıyor, davanın konusu bu. Başvurucu Baka, 2009 yılında yüksek mahkemenin başkanlığına seçiliyor. 2011’de yüksek mahkemenin üyelerinin yaş sınırının 71’den 62’ye düşürülmesini eleştiriyor. Aynı yıl bir temel yasa ile yüksek mahkemenin adı değiştiriliyor ve başkanın görevinin sona ermesi sağlanıyor. Baka, 2012’de AİHM’e başvuruyor. 2. Daire, çok net bir şekilde karar veriyor. Karardaki şu cümle çok önemli: ‘Böyle bir yaptırım, görevini kaybetmek istemeyen diğer hakimler için de caydırıcı bir etki doğuracaktır.’ İtiraz üzerine Büyük Daire’ye gidiliyor, Büyük Daire de 2. Daire’nin tespitlerini tekrarlıyor, yargı bağımsızlığına vurgu yapıyor ve Baka’nın görev süresinin tamamlanması gerektiğine karar veriyor. Bütün bu hukuksal açıklık karşısında, eğer böyle bir yasa Meclis’ten geçerse bunun sorumluluğu, bu yasayı çıkaranların üzerinde olacak. Bu kişiler, tarihte kara bir leke olarak görülecekler. Ama Türkiye Cumhuriyeti hukuk yoluyla bu kara lekeyi silme becerisini gösterecek, ben buna inanıyorum.”

MuhabirAjans
28 Haziran 2016 16:58
DİĞER HABERLER