CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz, Soma davasında, dönemin Başbakanlık özel kalemi tarafından tekmelenen madenci yakınının cezalandırıldığı bir süreç yaşadıklarını söyledi. Yılmaz, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, Soma ceza davasının altıncı duruşması birinci celsesini takip etti. Yılmaz'a CHP Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Kemal Güneri, Mustafa Evsen, Cenk Erdöl ve Utku Caner Çaykara, Manisa İl Gençlik Kolları Başkanı Gülşah Durbay, İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Sinan Sarıküse, Antalya İl Gençlik Kolları Başkanı Musa Gül ve İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Kenan Otlu eşlik etti.

CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Yılmaz, 13 Mayıs 2014'teki maden faciasına karşı hak ve yaşam mücadelelerini büyütmek ve toplumsal belleklerini ortaklaştırmak adına davaya katıldıklarını ifade etti. Şehit olan 301 madencinin anısı ve davasına sahip çıkmak için davayı takip ettiklerini belirterek, "Soma maden faciası, tüm itirazlara rağmen hükümetin kamu denetimini ve işçi sağlığını hiçe sayan politikalarının, sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsının, taşeronlaşma sisteminin, sendikasızlaştırmanın ve iş güvenliği için alınması gereken hayati önlemlerin masraf olarak görülmesinin, en acı sonuçla hafızalarımızda yer eden halidir. Erk ve fail olanlar içinse beyaz kağıt üzerinde kara kalemle yazılmış, sadece ve sadece kötü bir iş kazası istatistiği. Faillerinin yargılanmadığı, sorumlu şirketlerin ve yöneticilerinin faaliyetlerine devam ettiği bir durumla karşı karşıyayız. Vardiya amirlerinin tutuksuz yargılandığı, esas sorumluların duruşmalara katılmadığı ama dönemin başbakanı olan muktedirin özel kalemi tarafından tekmelenen madenci yakınının cezalandırıldığı bir dava sürecini beraber yaşıyoruz." dedi.

Emre Yılmaz, şöyle devam etti: "Tüm bu yargı süreçlerinde işvereni yargılamak yerine, madencinin gelir kaynağı olan madeni kapatan, ucuz emek ve doğa talanını başka maden ocaklarında gerçekleştiren bir iktidar ile âbad ediliyoruz. İşçileri ekmek paraları için hiçbir önlem almadan maden ocaklarını açtırmaya teşvik eden ve ölüm pahasına çalışmayı göze aldıran bir yıldırma sürecine maruz bırakılıyoruz ama her şeye rağmen yılmıyoruz, pes etmiyoruz. İki yıldır verdiğimiz mücadelenin arkasında durmaktan bir an bile vazgeçmiyoruz, çünkü biliyoruz ki bu dava sadece Somalı madenciler için değil, ocaklarda hayatı pahasına çalışan tüm emekçiler için yeniden varoluşun hikayesi olacaktır, çünkü biliyoruz ki hükümetin kâr hırsına bürünmüş enerji politikalarına vereceğimiz bir cevap var. Kamu yararını bahane ederek doğayı kömür ocakları için katleden, rödovans ihaleleriyle denetimsiz bir sektörel büyümeyi hedefleyen iktidara karşı duracak birlikteliğimiz var." CİHAN