Soma faciasından kurtulan madenci: Adam, köpek azarlar gibi azarlıyor

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden, Soma maden kazası ceza davasının dördüncü duruşmasında, faciadan kurtulan madencilerin dinlenmesine devam edildi. Üretim baskısıyla ilgili soruları cevaplayan madenci Arif Dudu, fazla çalışma ve baskı uygulandığı iddiaları üzerine, "İki dakika yukarıda dikiliyorsun, adam köpek azarlar gibi azarlıyor." dedi. 5,5 yıl madende çalıştığını, görevinin dinamit sandıkçısı olduğunu belirten Dudu, fazla çalışma konusunda baskı yapıldığını belirterek, "Yevmiyem hiç kesilmedi ama kesilecekti. Yapılacak işi tamamlayamamıştık. Önce yevmiyemi keseceklerdi ama sonra, 'Affettik.' dediler ve kesilmedi. İki dakika yukarıda dikiliyorsun, adam köpek azarlar gibi azarlıyor." diye konuştu.

'ARKADAŞLARLA ŞAKALAŞIYORDUK'

Kaza gününü anlatan Arif Dudu, "Daha önce trafo patlamıştı. O gün de onun gibi küçük bir patlama olduğunu sandık, hattâ arkadaşlarla şakalaşıyorduk. Ufak bir şey sandık. Geç vakte kadar bekledik, baktık ki duman üstümüze geliyor. Yaklaşık 140 kişiydik. Sonra arkadaşlar cevap vermemeye başlamıştı. Dört beş kişi dışında herkes bayılmıştı. Amirler, nefeslik bölümünde yoğun duman olduğu için bizi yukarı salmamışlardı, o yüzden mekanize bölümündeydik. Dört beş kişi, oksijen tüpü görüp onunla nefes aldık ve gece 23.00 sıralarında çıkabildik. Gaz maskesi vardı ama altındaki demir alev topu gibiydi, ellenmiyordu. Madende çalışırken bu tip durumlarda nasıl kaçacağımızı öğrenmedik, tatbikat yapılmadı. Kaçacak yer yok. İki çıkış var." dedi.

Madende son bir aydır ısınma olduğunu farkettiğini belirten Dudu, mahkeme başkanının, "Bunu amirlerine bildirdin mi?" sorusu üzerine, "Söylesen de farketmez. Şirketin derdi kömür. Amirler de ısıyı farkediyorlar. Her gün oradan geçiyorlar ama onlar bir dakikanın hesabını yapıyor. Burası askeriye gibi, herkes rütbe rütbe. Bizim başımızda taşeron olarak Ahmet Şengül vardı. Onun üstünde de başkası vardı. Ahmet, çalıştırdıkları işçiler üzerinden para alıyordu. Şirket Ahmet'e, Ahmet de bize baskı yapıyordu. Yapılan işten fazlasını bekliyorlardı." diye cevap verdi.

'MÜFETTİŞLER GELECEK, HERKES AYAĞINI DENK ALSIN'

Madene müfettişlerin gelip gelmediği sorusunu da cevaplayan Arif Dudu, "Müfettişler geldiğinde, dağınık malzemelerimizi toplamamız konusunda uyarıyorlardı. 'Müfettişler gelecek, herkes ayağını denk alsın.' deyip ana yolları temizletiyorlardı." dedi. Dudu daha sonra, sanık avukatlarının sorularını cevapladı. Av. Yusuf Koçyiğit'in, "Fazla çalıştırıyorlardı diyorsunuz ama dinamit sandıkçısısınız. Zaten işiniz belli. Nasıl fazla çalıştırıyorlardı?" sorusuna, "Sadece dinamit sandığı işi değil. İşim bitince hazırlık bölümüne gönderilip bacada çalıştırıyorlardı." diye cevap verdi. Dudu, konuşmasının ardından şirketten şikayetçi olmadığını söyledi.

'BAĞIRIP ÇAĞIRMA OLUYORDU'

Arif Dudu'nun ardından, faciadan iki ay önce çavuş olan Fazıl Baraj soruları cevapladı. Kazadan kurtulduktan sonra "İmbat" isimli madende çalışmaya başlayan Baraj, amirleri Mehmet Efe kapıları açmasaydı şimdi ölmüş olacağını, kaçış planı diye bir şey bilmediklerini ifade etti. Madende sıcaklığın olduğunu ancak bunun normal olduğunu söyleyen Baraj, baskı uygulandığı iddiası üzerine de, "Bağırıp çağırma oluyordu ama hiç yevmiye cezası kesilmedi. Ertan Ersoy bizim amirimiz Yusuf'a, Yusuf da bana bağırıyordu." ifadelerini kullandı. Fazıl Baraj'ın, madende en önemli şeyin üretim olduğunu söylemesi üzerine mahkeme başkanı "En önemli şey üretim mi, emniyet mi?" diye sordu. Baraj, bunun üzerine, "Üretim." cevabını verdi. Madende normal şartlarda kaynak yapılmış malzemelerin kullanılmasının uygun olmadığını belirten Baraj, bazı birimlerde ise kullanıldığını dile getirdi. Fazıl Baraj da şirketten şikayetçi olmadığını kaydetti. CİHAN
14 Ekim 2015 15:05
DİĞER HABERLER