301 işçinin ölümüne neden olan Soma A.Ş’nin madenin sahibi değil, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin ‘taşeronu’ olduğu anlaşıldı.
Soma madeninin ruhsatı devlete ait olduğu için, cezai sorumluluk doğrudan iktidara uzandı.
Soma’da 300’ün üzerinde işçinin ölümüne neden olan maden ocağının ruhsat sahibinin Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) olduğu, bugüne kadar madenin sahibi olarak görünen Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın madeni özelleştirmeden aldığı ve sadece TKİ’nin taşeronu olarak ocağı işlettiği ortaya çıktı. Alp Gürkan’a maden ocağını satın alma veya kiralama zorunluluğu olmadan devretme olanağının ise 2003 yılında AKP tarafından yasalaştırılan ‘Hizmet alımı’ yöntemiyle gerçekleştirildiği belirlendi. Ortaya çıkan yeni kanıtlar, 301 kişiye mezar olan madendeki hukuki sorumluluğun taşeron işletmeci Alp Gürkan kadar Türkiye Kömür İşletmeleri ve Hükümete kadar uzanmasına neden oldu.
Soma’da yaşanan kazayla ilgili hukuki durumu değerlendiren Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun “Soma’da facia yaşanan ocakta ruhsat sahibi Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü’dür. Yani ruhsat kamuya aittir” diye konuştu.
Soma’daki ocağın, özelleştirme yöntemi olan rödavans (işletme hakkı satın alma-kiralama) yoluyla özel sektöre verilmediğini belirten Torun sözlerini şöyle sürdürdü: “Rödavans sistemiyle özelleştirme, ihale yoluyla yapılıyor ve çıkan kömürleri işletme hakkını devralan şirket serbest piyasaya satıyor. Burada ise böyle bir şey yok. Türkiye Kömür İşletmeleri, hizmet alımı yöntemiyle ocağı Soma A.Ş.’ye verdi. TKİ ve Soma A.Ş arasındaki anlaşmada, devlet ocaktan çıkan tüm kömürleri alma garantisi veriyor. Dolayısıyla burada Alp Gürkan’ın sahibi olduğu Soma Madencilik A.Ş., TKİ adına taşeron olarak ocaktan kömür çıkartmış oluyor. Maden ocaklarında yapılan bu taşeronluk sistemi, 2003 yılında AKP döneminde gelmiştir."
MADENDEKİ EKİP BAŞLARI, GAYRİ RESMİ TAŞERON
Madendeki sistemi, Çalışma Yasası açısından da değerlendiren Mehmet Torun, “Ocakta sigortalı görünen işçiler arasında ekip başı ya da çavuş denilen kişiler kendi kadrolarını kurarak gayri resmi bir taşeronluk sistemi kurmuşlar” dedi. Bu ekip başlarının Soma A.Ş.’nin alt taşeronu olduğunu ifade eden Torun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama kâğıt üzerinde bunu göremeyiz. Kısacası buradaki sistemde asıl işveren TKİ, taşeron firma Soma A.Ş, alt taşeron da ekip başları denen kişiler. Böyle bir yapı olunca işçilere üretim zorlaması oluyor. Çünkü bu sistemdeki alt taşeronlara maaş ve çıkardığı kömür üzerinden prim veriliyor. Bu alt taşeronluk sistemi gayri resmi olduğu için kim ne kadar prim alıyor, çavuşlar aldıkları primleri işçilere veriyor mu bilemiyoruz.”
BAŞBAKAN SORUMLU MU?
Öte yandan, madenlere ilişkin tüm ruhsat verme, yenileme ve iptal gibi kararların 2012’den itibaren doğrudan Başbakanlığa bağlanması da yeni bir soruyu gündeme getirdi. Söz konusu madenle ilgili 2012’den itibaren yapılmış tüm ruhsat işlemleriyle ilgili sorumluluk, doğrudan Başbakan’ı ilgilendiriyor. Bu konuyu değerlendiren Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun, “Ruhsat uzatması varsa Başbakanlık da sorumlu olur” dedi.
Faciada asıl sorumluluğun ana işveren ve alt işverenin yani TKİ ve Soma A.Ş. olduğunu belirten Torun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer sorumlular ise verilen projeleri onayladığı için Enerji Bakanlığı ve iş güvenliği denetimlerini yaptığı için Çalışma Bakanlığı’dır. Eğer sözleşmenin dışında ek iş yapılıyorsa yani var olan maden ocağına yeni galeriler açıldığı için ruhsat yenilemesi yapılmış ise bu işleme izin veren Başbakanlık tüzel kişiliği de sorumludur.”
Taraf