HDP Bursa Milletvekili Asiye Kolçak, "Son 3 yılda, basına yansıyan haberlere göre 700 kadın öldürülmüştür. Yine basına yansıdığı kadarıyla, Ocak 2015- Ekim 2015 tarihleri arasında 200'den fazla kadın cinayeti tespit edilmektedir. Sadece Eylül 2015 tarihine bakıldığında 29 kadının katledildiğini görmek mümkün, yani günde en az 1 kadın öldürülmektedir." dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan tarafından yazılı cevaplanması talebiyle TBMM başkanlığına soru önergesi veren Asiye Kolçak, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren, Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Sözleşmesi'nin (İstanbul Sözleşmesi) 11 Mayıs 2011'de ilk imzacısı olunan sözleşme olduğuna işaret ederek, "Yürürlüğe girdiği tarih itibari ile önceki yıllarla mukayese edildiğinde, kadına yönelik her türlü cinsel ve fiziksel şiddet olaylarında, özellikle de kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz vakaları oranında herhangi bir değişiklik söz konusu mudur?" diye sordu.

HDP'li Kolçak'in Bakan Ayşen Gürcan'a yönelttiği diğer sorular ise şöyle sıralandı:

"Yerel basında yer alan haberlere bakıldığında, kadına yönelik şiddet, cinayet, tecavüz, taciz sayılarının sürekli bir artış gösterdiği görülmektedir. Var olan yasaların uygulanması noktasında eksiklikler, zorluklar veya yetersizlikler yaşanmakta mıdır? Bunlar nelerdir?

Son 3 yılda, basına yansıyan haberlere göre 700 kadın öldürülmüştür. Yine basına yansıdığı kadarıyla, Ocak 2015- Ekim 2015 tarihleri arasında 200'den fazla kadın cinayeti tespit edilmektedir. Sadece Eylül 2015 tarihine bakıldığında 29 kadının katledildiğini görmek mümkün, yani günde en az 1 kadın öldürülmektedir. Son 10 yıllık tarihe bakıldığında, kadın cinayetlerinin sürekli artış göstermesini neye bağlıyorsunuz?

'KADIN CİNAYETİ DAVALARININ KAÇINDA MÜDAHİL OLUNDU'

13 Ekim 2015 tarihinde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Meslek Yüksekokulu'nda İkinci Öğretim Kimya Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi olan Dilay Gül, dersten çıktıktan sonra, kaldığı yurda gitmek için kullandığı Osmanlı Caddesinde, aynı okulda öğrenci olan Uğur Aydemir tarafından bıçaklı saldırıya uğramış ve boğazı kesilerek öldürülmüştür. Dilay Gül cinayeti de tıpkı Münevver Karabulut cinayetinde olduğu gibi, Türkiye'de Aile/Eş/Eski Eş/Akraba/Sevgili/Tanıdık/Diğer erkekler tarafından, kadınlara yönelik uygulanan şiddetin, cinayetin, tecavüzün ve tacizin vahametini gözler önüne sermektedir. Gerek kadınların yakın çevresi, gerekse de yaşadıkları şehirler, kadınlar için ruh ve beden güvenliklerinin korunmadığı alanlar olarak görülmektedir. Bakanlığınız bu endişe verici tabloyu nasıl değerlendirmektedir? Kadınlara yönelik her türlü cinsel ve fiziksel şiddeti önlemeye yönelik ne gibi çalışmalarınız mevcut?

Bakanlığınızın, imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi kapsamında, yerel mülki idarelerle yukarıda belirtilen hususlarda, ortaklaştığı çalışmalar mevcut mudur? Bunlar nelerdir?

Bakanlığınız kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, tecavüz ve taciz davalarına müdahil olmakta mıdır? 2015 yılında işlenen 200'ü aşkın kadın cinayeti davalarının kaçında müdahil olmuştur? Bunlar hangileridir?" CİHAN